Maçı uzun uzadıya değerlendirecek değilim. Zira maçı konuşacaksak Ankaragücü’nü konuşmak gerekir.
Zira sahadaki Bursaspor'un futbolla falan alakası yoktu! Sahada bile olduklarından şüpheliyim !
En kötüsü sergiledikelri mücadele ve aldıkalrı sonuçla kendilerine inanan kesiminde inançlarını yok ettiler.
Eldeki kadro üstün yetenekli oyunculardan kurulu falan değil, bunu zaten biliyoruz. Ancak bu kadro, bu maçtaki oyunun karşılığı da değil.
Bursasporlu futbolcularda hem formsuzluk hem de ruhsuzluk var.
Göz göre göre gerekli mücadeleyi vermiyorlar ve sahada dökülüyorlar. Bunu sebepleri de yapılan yanlışlardan kaynaklanıyor.
Yönetimin hatalarına birazdan geleceğim; ancak futbolcuların da kendine çeki düzen vermeleri gerekiyor.
Zira yaşanan olumsuzlukları bu şekilde sahaya yansıtma hakları yok.
Oyuncuların bir an önce kafalarını toparlamaları gerekiyor.
Giydikleri formanın, göğüslerinde taşıdıkları armanın ve banka hesaplarına yatan paraların hakkını sahada yürüyerek, bu şekilde ruhsuzca oynayarak veremezler.
Zamanı geldiğinde nasıl paralarını istiyorlarsa bu camia da onlardan mücadele ve başarı bekliyor.
Kimse onları babalarının hayrına almadı bu kulübe.
Gelelim yönetime…
Kongrede güçlü bir başkan ve yönetim çıkmadı. Koca şehir bu işi başarabilecek bir aday çıkaramadık.
Üç aday da birbirinden yetersizdi. Ancak sonuçta kongre üyeleri bir tercih yapılmak zorundaydı. Kötünün iyisi olarak görülen bir liste göreve seçildi.
Yeni yönetim göreve talip olduğu andan itibaren tahtayı açma sözünü vermişti.
Tüm camia da işin tahtayı açmakla bitmeyeceğini, asıl işin ondan sonra başlayacağını, özellikle transferlerde nokta atışı gerektiğini aksi taktirde her şeyin boşa gideceğini üstüne basa basa defalarca vurguladı.
Ancak futbola da, kulüp yönetmeye de uzak Adanur yönetimi tahtayı açtı açmasına; ancak sorasında işe büyük bir hatayla başladı.
Yani düğmeyi en baştan yanlış ilikledi.
Kulübün futbol aklı olacak diyerek seçim kazandıkları Mustafa Er, Pablo Batalla ve Scout ekibini bir kenara bırakıp transferlerin büyük bir çoğunluğunu geçmişin başarısız yöneticisi, kerameti kendinden menkul Ayhan Barışıcı, menajer oğlu ve onların tanıştırdığı Pertev denen şaibeli menajerin ağzına bakıldı.
7-8 nokta transfer yapılacak derken 17 transfer yapıldı. Alınan oyuncuların bazılarının yüksek ücretleri camianın güvenini sarsarken takımın eski oyuncularının da gardını düşürdü.
Bu durumu zaten maçlarda çok net görebiliyoruz.
Alınan bazı oyuncular geri gönderildi. Bazıları kadroya giremezken, mevkilerin oyuncuları görev alamazken devşirme isimler o mevkilerde oynar oldu. Her anlamda acemilikler ve yanlış kararlarla akıl almaz işlere imza atıldı.
Bunun yanı sıra yanlış teknik adam seçimleri de ard arda gelmeye başladı.
Hiçbir başarısı olmayan Fatih Tekke ve Adı bile bilinmeyen Özcan Bizati ile anlaşıldı.
İşler gittikçe sarpa sarmaya başladı da diyebiliriz. Acemice kararlarla durum her geçen gün kötüye gitti.
Bu akılları Adanur’a kim veriyor bilmiyorum; ama eğer göreve devam edeceklerse o kişileri artık dinlememesi gerektiğini idrak etmesi gerekiyor.
Yok eğer eğer kendisi bu kararları alıyorsa, bundan sonra sportif alana zerre karışmamalı,hatta antrenman bile izlememeli !
Bursaspor Camiası yıllardır iş bilmez insanların ve her kesimdeki menfaatçilerin yanlışlarının bedelini ödüyor.
Ancak artık ödeyecek bir bedel falan kalmadı.
Bundan sonra artık hataları yapanlar veya o hatalarda ısrar edenler bedel ödemek zorunda.
Adanur Yönetimi eğer göreve devam edecekse hemen yarın ilk iş olarak kulübe işinin ehli bir Sportif Direktör getirmeli ve işine zerre karışamamalıdır.
Yönetim olarak bu işi bilmediklerini her sportif kararlarında gösterdiler.
Bundan sonra da doğru kararlar almalarını beklemek hayalcilik olur.
O yüzden de gerekeni hemen yarın yapmalılar.
Yani ya yönetim olarak bedeli ödeyip bırakmalılar ya da futbolu bilen birine teslim etmeliler.
Bu durumdan çıkışın başka yolu görünmüyor.