Bursaspor’da öncelikli hedef tabi ki takımın toparlanması. Bunun için de futbolcular 20 günlük arada kampa alındılar. Bu kampta futbolcuları mental ya da başka bir deyişle motivasyon anlamında hazırlamak çok önemli. Zira istediklerinde nasıl oynayıp, nasıl skorlar alabildiklerini Samsunspor maçında görmüştük.
Bir takımın kapasitesi ile ilgili ölçü, başarılı olduğu performansıyla belirlenir.
Önemli olan da takımı diğer maçlarda o başarılı olduğu seviyede tutabilmektir.
Bu motivasyonu sağlamak da sadece teknik ekibin başarabileceği bir şey değildir. Yönetim ve tüm camia elinden gelen desteği vermeli.
Sadece motivasyonla bitmiyor tabi ki. Teknik Direktör Özcan Bizati de takım kurgusunu doğru planlamalı.
Mesela Tim Matavz’ın tek başına bir forvet olarak randıman vermeyeceğini, yanında Batuhan gibi yardımcı bir forvet olması gerektiğini, kanatlardan çok daha fazla servis alması gerektiğini görebilmeli. Devşirme işlerden vazgeçip, Burak Altıparmak gibi oyuncuların asıl yerlerinde oynaması gerektiğini de tabi ki.
Neyse teknik, taktik işlerine girersek iş uzayacak. Söylemek istediğimi Bursaspor’u takip eden herkes anladı zaten.
Özetle dileriz Bursasporlu futbolcular Boluspor maçından itibaren gerekli mücadeleyi verecek motivasyonla sahaya çıkmaya başlarlar. Hoca da mevcut kadrodan alabileceği en üst randımana göre çözümler üretir.
Hazır maçlara ara verilmişken Bursapsor'la ilgili farklı konulara da değinmek istiyorum.
BİTCİ TİMSAH PARK’TA MÜDAHALE EDİLMESİ GEREKEN YERLER
Bursaspor’un başarı grafiği son 6-7 yılda adeta pike yapınca faturayı Timsah Park’a kesenler dahi oluyor. Bu tabi ki doğru bir tespit değil. Sonuçta Atatürk Stadı’nda da Bursaspor başarıdan başarıya koşmuyordu. Hatta 86-87 ve 2004’de üç kez de o stadta oynarken küme düşülmüştü.
Günün birinde Altıaprmak'a yeniden dönebilme hayalini kuranların başında gelen biri olarak bu olana kadar mevcut stattan alınabilecek en yüksek verimin alınması gerektiğini düşünüyorum.
Peki bunun için neler yapılmalı?
Emin Adanur yönetimini hataları dolayısıyla eleştiriyor olsam da uzun süredir çözülemeyen sorunlara cesaret ve iş bitiricilikle gitmelerini (Stat isminin satışı gibi) takdir ediyorum.
Bu nedenle de ifade ettiğim gibi hazır lige ara verdiğimiz bir dönemde stat ile ilgili birkaç öneri de bulunmak istiyorum.
Bu önerileri aslında Timsah Park açıldığından beri yapıyorum; ama önceki yönetimler bu konularla ilgili çalışma yapmadılar.
TRİBÜN KOLTUKLARININ TEK RENK OLMASI
Stadı yapan Recep Altepe’ye tribün koltuklarının tek renk ve yeşil olması gerektiğini defalarca söylememize rağmen diğer tüm konularda olduğu gibi burnunun dikine giderek alacalı bulacalı, kimsenin içine sinmeyen, kimsenin beğenmediği bir dizayn yaptırdı.
Taraftarların hassasiyetlerine ve isteklerine önem veren Emin Adanur’un bu konuda en kısa zamanda bir çalışama yapacağını ümit ediyorum. Canlı bir yeşil tonu ile donatılmış bir stat çok daha güzel bir görüntü verecektir. Bunun için koltukların değişmesi falan gerekmiyor sonuçta. Galatasaray'ın yaptığı gibi boyayarak olabilir.
Ayrıca Maraton Tribünün alt katında “BURSA” değil “BURSASPOR” yazmalı.
Bizdeki uygulamanın dünyada örneği yok.
Dünya ve Türkiye’deki tüm büyük kulüplerin statlarında o kısımda şehrin değil kulübün adı yazar.
Şehrin adı futbolcuların sahaya çıktığı kısma çimlerin üstüne yazılabilir.
TİMSAH KAFASI VE TİCARİ ALANLAR
Stadın iç kısımları o kadar geniş ki bir stadta oralardan çıkar desek inanın abartmış olmayız.
Zaten stadın maliyetinin yüksek olma sebebi de bu. İşte o alanlar stat açıldığı günden beri değerlendirilemiyor. Bursaspor’un oraya harcayacak bir parası yok. Belediye de maliyet nedeniyle yanaşmıyor. Bu yüzden de timsah kafası başta olmak üzere o alanların ‘Yap İşlet devret’ modeli ile bir firmaya Bursaspor’u zarara sokmayacak, doğru bir anlaşma ile kiralanması tek çare olarak görünüyor.
Timsah Park’ın doğru projelerle randımanlı kullanılabildiği takdirde Bursaspor’a büyük maddi gelir getireceği tartışılmaz bir gerçek. İnşaat konusunda tecrübeli olan farklı sektörlerdeki yatırımları ve iş çevreleriyle bağlantıları olan Adanur yönetiminin stat isminin satışı gibi bu konuyu da çözebileceklerini düşünüyorum. Ama ifade ettiğim gibi Bursaspor için en doğru anlaşma şartlarıyla.
KALE ARKASI TEL ÖRGÜLERİ
Stat açıldığından beri mevcut dahil 5 farklı yönetim görev yaptı. Önceki 4 yönetime defalarca söylenmesine rağmen kale arkalarındaki tel örgüler bir türlü kaldırılamadı. O tel örgüler yüzünden taraftar 20 basamak yukarıda durmak zorunda kalıyor. Bu da takıma desteği, rakibe ve hakeme baskıyı azaltıyor. Görüntü de kötü duruyor. “Taraftarlar sahaya yakın olsun” anlayışı ile bu mimaride statlar yapılırken, taraftarı uzaklaştıran mevcut uygulamaların açıklanabilir tarafı yok. Bunun Bursa dışında bir örneği de yok. Alın işte Avrupa’yı geçtim Türkiye’deki diğer statlarda da bizdeki gibi tel örgüler yok. “Güvenlik önlemi gereği” bahanesi de olmaz. Zira stadın diğer taraftarında da kale arkası kadar ateşli taraftarlar var. Ayrıca mevcut cezalarla kimse sahaya girmeye falan cesaret edemez. Güvenlik güçleri şu an olduğu gibi ön koltuklarda yer alıp sırtlarını tribüne döneceklerine saha kenarında sandalyelerde yüzleri tribüne dönük olarak dursalar zaten en ufak bir tehlike dahi kalmaz. Özetle kale arkalarındaki tel örgüler kaldırılmalı ya da en azından BJK Stadı’ndaki model uygulanmalıdır. Bu arada stadı yarı açık cezaevi gibi gösteren ve ulaşılmaz yapan stat dışındaki tüm tel örgü ve bariyerlerin de kaldırılmnası gerektiğini söylememe gerek yok sanırım. Zira bu haliyle ticari kuruluşlar için en ufak bir cazibesi yok.
OTOPARKLAR
Bizim stadın bu konuda da acil çözüme ihtiyacı var. 45 bin kişilik stadın doğru düzgün otoparkının olmayışı izah edilebilir bir eksiklik değil. Kapalı otoparklar kullanılamıyor. Stadın kuzey tarafı yol, güney tarafı da öyle. Otopark için batı ve doğu bölgeleri vardı; ancak batı tarafı emniyete bırakılırken doğu tarafı da otobüs garajı haline getiriliyor. O kadar insan arabalarını stadın çok uzaklarına ya da en yakın ara sokaklara park ediyor. Bu sorunun da artık çözülmesi lazım. Yeni yapılmış ve bu kadar büyük bir stadın böyle bir otopark sorunu olmamalı. Bu konuda Bursaspor yönetimi ve kent yönetimi en kısa sürede artık çözüm üretmeli.
SOSYAL ALANLAR
Atatürk Stadı çok güzel bir konumdaydı. Taraftarlar maçlardan saatler önce gelip harika vakit geçiriyorlardı. Ancak Timsah Park yapılırken sosyal alanlar da olacağı sözü verilmesine rağmen o söz tutulmadı. Yeşil beyazlı taraftarlar da mahalle aralarında, kahve köşelerinde, evlerin önlerinde maç saatlerini beklemeye başladılar. Bu bekleyiş sırasında alkol alan taraftarlar da olunca çevre sakinleri rahatsız olur hale geldiler. Yarın öbür gün bu konuda bir tatsızlık yaşanmaması için maça gelen insanların o sokak aralarından kurtarılması gerekiyor.
Avrupai bir stat yapıp, insanları her açıdan Afrika şartlarına zorlamanın izahı olamaz. Bu yüzden de sosyal alanlarında acilen hayata geçirilmesi şart.
Evet yazının başında ifade ettiğim gibi Emin Adanur yönetimi sportif alanda hatalar yapsa da diğer konularda cesaretleri ve kararlı tutumlarıyla dikkat çekiyor. Bende bugün o diğer konulardan stadı ve sorunlarını anlatlmaya çalıştım.
Bakalım Adanur yönetimi, benim ve daha pek çok Bursasporlunun yıllardır dile getirdiği bu sorunların çözümü noktasında da aynı tutum ve tavrı gösterebilecekler mi hep birlikte göreceğiz.