En baştan yazayım şehrin kenetlenmesi, birlik beraberlik falan hepsi hikaye.
Toparlanmak, şehrin desteğini alabilmek için öncelikle saha sonuçlarının düzelmesi gerekiyor.
Bunun için de yönetimin acilen atması gereken adımlar var.
Öncelikle kimse ile gereksiz polemiklere girip kaos ortamı oluşturmamak gerekiyor. Haklı da olsan bile, kişilere atar gider yaparak desteğini alamazsın. Başarılı bir takımın varsa zaten kendi ayaklarıyla gelirler.
Ama “O zaman gelmelerine gerek yok” diyemezsin; çünkü şehri takımı olarak desteğe her zaman ihtiyacın olacak.
TARAFTARI STADA ÇEKMEK
Cumartesi öğlen Setbaşı’nda dolaşıyorum. Yaşıtım olan Teksas’ın eski neferlerinden birkaç yıl öncesine kadar deplasman dahi kaçırmayan, Bursaspor için kavgalar eden, başını derde sokan dostumla karşılaştım. “Maç öncesi huzur turu mu atıyorsun” dediğimde “Soğudum, maçlara gitmiyorum ki, hatta televizyondan dahi izlemiyorum” cevabını verdi.
Bu cevap çok ama çok düşündürücüydü. Deplasman kaçırmayan bir yeşil beyaz sevdalısı bu duruma gelmişti. Aynı durumda şehirde yüzbinlerce Bursasporlu var. Zaten maçlara gelen taraftar sayısı bunu gösteriyor.
Bakın yazı fotoğrafını özel seçtim. Cuma yani iş günü oynanan bir maç ve deplasmana 30 bin kişi ile gitmiş, o maç pazar günü olsa 50 bin kişi gidecek Bursaspor taraftarı, şu an kendi sahasındaki maça 5-6 bin kişi ancak geliyor.
Bursaspor’un can damarı taraftarı takımından uzaklaşmış durumda. Gelenlere “Helal olsun” derken gelmeyenleri asla eleştirmiyorum. Çünkü Bursaspor’un yaşattığı travmaları her bünye kaldıramaz.
Bu işin kötü gün taraftarı falan olmakla bir ilgisi yok. 60 yıllık Bursaspor Kulübünün iyi günü bir elin parmağını geçmez zaten.
Bana göre sadece iyi gün zaten sadece 2010’dur. Bursaspor Taraftarı zaten hep kötü gün dostu olmuştur.
Ancak bu şekilde de taraftarsız olmayacağı çok açık. Bu kulübün hedefi Süper Lig’se bunu en baştan futbolculara hissettirmek gerekiyor.
45 bin kişilik stada çıktığında karşısında 5 bin kişiyi gören futbolcu bunu hissedebilir mi sizce?
BİLETLER SEMBOLİK RAKAMLARA ÇEKİLMELİ
Bırakın kent protokolünü daha taraftar maçlara gelmiyor. Öncelikle taraftarı stada çekmek gerekiyor.
Bundan sonra Bursa’daki ilk maç olan Manisa maçında seferberlik başlatılmalı.
Bilet fiyatları 3-5 lira gibi sembolik rakamlara indirilmeli. Kombine satışlarını falan düşünecek halimiz yok. Satın alanların da mağduriyeti giderilir.
Hiç kimse “Kulübün marka değeri” falan diye itiraz etmesin lütfen. Üç yıldır alt ligdeyiz. Marka değeri mi kaldı! Kendimizi kasacak bir durumda değiliz. Bu ligde kaldıkça marka değerimiz günden güne hızla eriyor.
Üst sıralara tutunabilmek için de taraftarın güçlü desteğine ihtiyaç var.
Tabi ki Emniyetin aldığı başka hiçbir şehir ve stadta olmayan abartılı ve gereksiz, insanları potansiyel suçlu gibi gören ve bıktıran uygulamalara son verilmesi de gerekiyor.
Yönetimin taraftar konusunda yapması gereken bu.
Zira onlar da 5-6 bin kişi ile hedefe yürünemeyeceğini şu ana kadar net görmüş olmaları lazım.
TAKIMA EKSTRA MOTİVASYON
Menajer kazıkları ile yine üst düzey bir kadro kurulamadığı ortada. Ancak sürekli ifade etmeye çalışıyorum. Takımın gerçek gücü de bu seviyede değil. Bizi farklı yenen takımlara bakıyorsunuz, diğer maçlarda güçsüz rakiplere karşı eziliyorlar. Bursaspor’un aldığı o mağlubiyetlerin baş nedenlerinden biri gerekli mücadelenin verilmemesidir.
Bu kadro ilk iki olmasa bile Play-Off’u yakalayabilecek bir kapasiteye sahip; ancak eski oyuncular başta olmak üzere motivasyon sorunu olduğu çok açık. Birkaç istisna isim dışında sahada canla başla mücadele eden isim yok.
Futboldaki başarının ana unsurlarından biri motivasyondur. Bunu sağlayacak bir şeyler yapmak gerekiyor. Taraftar motivasyonunu yukarıda dile getirdim. Ancak o da yeterli olmaz.
İNADI BIRAKIP MENAJER GETİRİLMELİ
Emin Adanur inadından vazgeçip futbolu bilen oyucularla iyi ilişki kuracak, onların sorunlarında, kulüple köprü olacak bir menajer bir futbol aklı getirmeli. Tabi ki bu doğru bir isim olmalı.
Özcan Bizati bu konuda yetersiz kalıyor. Hoca’nın bunu yapamayacağı çok açık.
Teknik ekip sahaya doğru müdahaleler yapsa yeter diyoruz; da onlar hadlerini aşıp gidiyor tribüne müdahale edip “Şuraya, buraya tarafta girmesin” diyorlar !
Bizati Hoca şunu bilmeli ki yaşanan puan kayıplarında hem oyuncuları motive edememesi hem de kurgusal ve müdahale anlamındaki eksikleri başrollerde.
En basitinden Vefa gibi bir oyuncudan yararlanamaması bile başlı başına bir büyük eksikliktir.
Bu manada yapılacak bir hoca değişikliğine şahsen hayır demeyeceğimi de ara not olarak eklemek istiyorum.
Tekrar oyuncuların motivasyonuna dönelim…
Bakın şampiyonluk senesi kulüp müdüründen, menajerine kadar futbolcuların burada dile getiremeyeceğim en özel sorunlarıyla bile ilgilenilirdi. Bunu şimdilerde yapabilecek kimse yok.
Şu an olduğu gibi futbol şubede hiç tecrübesi olmayan kişilerle bu olmaz.
Piyasayı bilen, akbaba menajerlerle futbolcuların arasına duvar olacak, futbolcuların sıkıntılarını anlatabileceği, seveceği bir takım menajeri acilen göreve getirilmeli.
Aksi taktide menajer ayartmalarıyla kaçmaya yer arayan veya sahada ruh gibi dolaşan oyuncularla daha çok muhatap oluruz.
Bu arada yönetimin ara transfer için takviyeyi de ihmal etmemeli. Özellikle, forvet ve kanat takviyesi şart oğlu şart.
Jorquera’nın da artık en kısa sürede sahada olması sağlanmalı.
Özetleyecek olursak…
Tribünlere dönmüş on binler, futbolcuların dilinden anlayan bir menajer ve ara transferde doğru birkaç takviye ile toparlanmak ve Play Off’a girmek mümkün olabilir.
Hiçbir müdahale olmadan devam edersek ise üst sıralara değil; ancak yaklaşmakta olduğumuz alt sıralara bakıp dururuz.