Her zamanki gibi maç sırasında sahada gördüklerimle ilgili maç yazım için birçok not almıştım.
Ancak maçın bitiş düdüğü ile hepsini yırtıp attım.
Zaten neyi yazalım ki?
Kadroda rotasyon için yapılan saçma tercihleri mi?
Futbolcuların mücadele edermiş gibi görünüp sahada ruh gibi gezinmelerini mi?
Daha geçen hafta televizyonlarda yorumculuk yapan birinin saha kenarında takımı yönetmesini mi?
Diğer yandan Bursaspor bu sene kaçıncı maçına hocasız çıkıyor artık ben sayamaz oldum.
Tüm bunları bir kenara bırakalım, Bursaspor ile ilgili saha içi analizleri artık çok da önemli değil.
Çünkü Bursaspor için yapılabilecek tek değerlendirme var.
O da yetersiz ve kötü bir kadro ve o kadroda yer alan oyuncuların mücadeleyi bırakmış olmaları.
Bursaspor’un şu an içinde bulunduğu durumun özeti sadece bu.
Kalitesiz bir kadro üstüne bu şekilde ruhsuz bir mücadele sergileyince ortaya çıkan tablo da bu oluyor.
Tablo derken basit gibi geliyor; ancak şu an 60 yıllık kulüp tarihinin en kötü Bursaspor’unu izliyoruz.
Bir alt ligde küme düşme hattında yer alan Bursaspor’dan bahsediyoruz ki inanılır gibi değil.
Bunun tek sorumlusunun mevcut yönetim kurulu olduğunu söylemeye gerek bile yok.
Haftalar önce “Böyle gitmez” diye uyarmış, Ümraniye maçı sonrası da kongre kararı almaları yönünde çağrıda bulunmuştum.
Fazla uzatmadan o çağrımı yinelemek istiyorum.
Mevcut yönetim Bursaspor’u bu durumdan çıkarabilecek futbol aklına, potansiyele, tecrübeye, çevreye ve şehrin desteğine sahip değil, bu saatten sonra bunlara sahip olmaları da mümkün değil.
O yüzden daha fazla uzatmanın, Bursaspor’u rezil etmenin ve camiaya çile çektirmenin alemi yok.
Bu şartlarda “Kim aday olacak?” diye düşünerek mevcut hale katlanacak durumda değiliz.
Zira alt ligde küme düşmeme savaşı vermeye başladık.
Bundan daha kötü ne olabilir ki ?