Bursaspor ligin ilk yarısını küme düşme hattında tamamladı.
Takım halinde ortaya konan performansın alt ligde küme düşme hattında olmakla ne seviyede olduğu ortada.
Kesinlikle takım olmadılar, gereken mücadeleyi vermediler sahaya bir ruh, karakter koyamadılar.
Özetle takım ve bireysel manada "Ligin en pahalı takımı olarak en ucuz futbolunu oynadılar" da diyebiliriz.
Bir de futbolcuları tek tek değerlendirmek istiyorum. Bakalım kim ne kadar katkı sağlamış?
Yazı başlığını özellikle "Ne Oynadılar" yazdım. Zira bazı isimlerin futbol oynamadıkları açıktı !
Görev almayan veya çok az süre alan bazı oyuncuları değerlendirme dışında tutacağım haliyle…
ERHAN ERENTÜRK
Bu sezon Bursaspor’a transfer olan kaleci sezon başından itibaren vasat bir performans sergiledi. Zaman zaman vasatın altına düştüğü de görülen Erhan, özellikle son yıllarda maç kurtaran kalecilere sahip olan Bursasporlulara bu çizgiden uzak bir performans izletti. Kısaca Erhan’ın kalede yetersiz kaldığını söyleyebilirim.
CANBERK YURDAKUL
Takımın ikinci kalecisi olarak görev alan Canberk forma giydiği maçlarda geçen seneki performansının altında kaldı. Oynamadıkça geriye gittiğini gösterdi. Kaleyi devralırsa sorun yaşanmaz dedirtemedi.
MERT YILMAZ
Defansın sağında görev alan Mert formayı kaptığı andan itibaren zaman zaman iyi bir performans sergiledi. Çabukluğu, adam eksiltme özelliği ve hücuma katkı çabası ile dikkat çekti. Ancak asıl işi savunma yönünü ve topu kullanımını biraz daha geliştirmesi gerekiyor.
ONUR ATASAYAR
Sol bek olarak görev yapan oyuncu savunma konusunda yetersiz kaldı. Görev yaptığı maçlarda yenen gollerde yer ve adam tutma konusunda hatalar yaptı ve yenen bazı gollerde başrol oynadı. Savunmacı olarak görev yapmasına rağmen bana göre hücum yönü çok daha iyi olan, daha net söyleyecek olursam özellikle her seferinde tehlike oluşturan ortalarıyla sol önde çok daha yararlı olacağını düşündüğüm bir isim Onur. En azından eldeki sözde kanatlardan çok daha fazla işe yarayacaktır.
HASAN AYAROĞLU
Hasan da formayı sonradan kapanlardan. Evet ilk başlarda pek düşünülmedi hatta gönderilmek istendi; ancak sabırla yedekte bekledi. Görev aldığı maçlarda ise iyi bir performans sergiledi. Çabukluğu ve ileri çıkışlarıyla, savunma arasına dalışlarıyla da dikkat çekti. Daha fazla süre almayı hakkediyor diye düşünüyorum.
NİCOLAS ZALAZAR
Arjantinli ise orta saha veya golcü olması tercihim olur açıkçası. Bu kez bir savunmacı Zalazar getirildi.
Fizik gücü ve hırsı ile ön plana çıktı. Topu kullanma ve oyun bilgisi yönünden ise zayıf kaldı. Zaman zaman gol aramak için de ileri çıkışlarına şahit olduk. Arjantinli sahada görmek istediğimiz isimlerden oldu.
LUCA CAPAN
Capan yabancılar arasında isabete en yakın olan transferdi denebilir. Mücadele gücü, doğru hamleleri ve zamanlamasıyla savunmanın belkemiği durumundaydı. Bulunduğu mevkii de başarının en önemli göstergelerinden topu kullanmada da başarılıydı.
TAHA ALTIKARDEŞ
Geçen sene herkesin dikkatini çeken bir performansla Türk futbol sahnesine çıkan genç oyuncu bu sene biraz düşüş yaşadı. Sürekli ilk 11 oynamaması veya teknik direktör sıkıntıları belli ki onu da etkilemişti. Taha çok kötü değildi; ama geçen sene ki Taha da değildi. Futbolda böyle iniş demeyeyim de durağan zamanlar olabilir. Genç oyuncunun çalışarak kendini geliştirip daha büyük hizmetleri olacağından şüphem yok.
EMİRHAN AYDOĞAN
Geçen sezonun parlayan yıldızlarından Emirhan Bu sezona çok iyi başlayamadı. Sonrasında da tamamen takımdan koptu. Oyuncudaki form düşüklüğünün kulüpte yaşanan yönetimsel aksaklıklar sonrası motivasyonun kaybı nedeniyle olduğunu düşünüyorum. İyi bir profesyonel ve karakter olan Emirhan keşke tam bir profesyonel gibi davranıp sahaya odaklanabilseydi hem takım hem de kendi adına iyi olurdu.
BURAK ALTIPARMAK
Geçen senenin asist kralı Burak sezona sağbek olarak başladı, sonrasında göbeğe savunmanın önüne geçti. Bir sezon önce asistleri ve golleriyle takıma bu derece katkı sağlamış bir oyunun bek mıntıkasına hapsedilmesini doğru bulmamıştım. Burak göbeğe geçtikten sonra performansı artar diye düşündürüyordu; ancak öyle olmadı. Burak’ın da motivasyon sorunu yaşayıp sahaya kendini vermediği çok belli. Takımın ağabeyi pozisyonunda olan Altıparmak’ın bu isteksiz ve silik futbolunun başka açıklaması olamaz.
KUBİLAY SÖNMEZ
Başlarda görev almayı başaran Kubilay sonrasında formayı kaptırdı. İyi bir kesici olan oyuncu risksiz, basit futbolu ve hırsıyla dikkat çekti. Ancak performansı genel anlamda yeterli seviyeye çıkamadı.
FURKAN EMRE
Furkan da geçen sezona iyi başlamış ancak sonrasında düşüş yaşamıştı. Bu sezonda da yedek olarak kaldı. Genç bir oyuncu olarak daha fazla çalışması gerektiğini düşünüp hareket ederse futbolu ilerleyebilir.
İSMAİL YÜKSEK
Futbol kumaşı oldukça yüksek bir oyuncu İsmail ilk yarıda görev aldığı maçlarda Bursaspor’un hücum gücüne yüksek oranda katkı sağladı. İlk başlardaki performansını kaybetmiş olsa da futbol kalitesi tartışılmaz bir oyuncu. Yeteneklerinin verdiği özgüvenle fanzteziye geçip gereksiz işler yapmıyor da değil. Biraz daha basit oynasaydı çok daha yararlı olabilirdi. Ama her şeye rağmen takımın iyilerinden biriydi.
KEREM ŞEN
Kerem de iyi başlayıp sonrasında performansı düşenlerden. Yeteneği ve kalitesi var. Oyun görüşü de bir orta saha için yeterlilik seviyesine yakın; ancak fizik olarak zayıf kalması oynadığı mevki de takımının da direncinin düşük olmasına neden oluyor. Kendine iyi bakıp güçlenmediği takdirde sahip olduklarıyla çok fazla ilerleme kaydetmesi zor.
MASSİMO BRUNO
Belçikalı da topun yakıştığı isimlerden, asist ve golleri ile skorlara katkı da verdi. Ancak oyunu tek yönlü oynayışı, yetersiz kalan fiziği, 90 dakikaya yayamadığı performansıyla o da takımın orta sahasının yumuşak kalmasının nedenlerindendi. İkinci yarıda biraz daha çalışkan ve mücadeleci olabilirse sahip olduğu yeteneklerle çok daha faydalı olur.
CRİSTOBAL JORQUERA
Çok fazla görev almadı; ancak beklenti içinde olunan bir oyuncu olduğu için değerlendirmeye alıyorum. Şili’yi bir kısım taraftar kurtarıcı olarak görüyordu. Ben kendi adıma oynadığı hiçbir dönemde kendisini yeterli bulmadığımı söyleyebilirim. Öncelikle devamlılığı olmayan bir oyuncu. Evet birçok güney Amerikalı gibi topla arası iyi; ancak ne oyunu çift yönlü oynayabiliyor ne de oyuna ağırlığını koyabiliyor. Üç dört maçta bir skora katkı ancak verebilen bir oyuncu. Bu çizgisinin olumlu yönde değişme ihtimali de pek görünmüyor.
VEFA TEMEL
Şapkadan tavşan çıkarabilecek bir oyuncu iken daha kendini bir türlü yedek kulübesinden çıkaramaması hem takım hem de kendi adına büyük bir kayıp. Sahada olduğunda farkını belli eden, driplingleri, adam eksiltmeleri, beklenmedik vuruşlarıyla her an gol pozisyonu oluşturabilme özelliğine sahip. Orta sahanın dinamosu olabilecekken hala kadroya monte edilememesi hocaların hatası. Bu tarz özellikli oyuncuların eksikleri vardır, Vefa’nın da var; ancak bu oyuncular maç kazandırır.
TUĞBEY AKGÜN
Genç orta saha oyuncusu sezonun ilk yarısında yedek kulübesinde görev bekledi. Oyuna dahil olduğunda da elinden geleni yaptı. Futbolunu geliştirebilmesi için her oyuncu gibi daha çok forma giymesi gerekiyor.
REAGY OFOSU
Daha ilk maçını değerlendirirken, bu biraz o’FOS’u gibi diye yazacakken, “Hadi ilk maçtan heves kırmayalım” diye düşünerek vazgeçtiğimi hatırlıyorum. Maalesef ki yanılmadığımı gördüm. Geçmişte Del Valle’den kurtulduk diye sevinirken, iki-üç gömlek altı ile karşılaştık. Tam olarak “Neden futbol?” diye soru yöneltilmelik bir oyuncu. Kim aldırdıysa kendisine bundan sonra değil futbolcu ismi saat bile sorulmamalı.
EREN GÜLER
Genç golcü çok fazla görev alamadı. Geçen sene sonlarında gösterdiği performansın meyvelerini bu sene daha çok forma giyerek toplar diye düşünülmüştü; ancak kucakla para verilen santraforu oynatma sevdası ile genç Eren de formayı beklemek zorunda kaldı. Sezon başından beri Batuhan ile birlikte çift forvet oynasalardı Bursaspor’un mevcut durumda olmayacağına adım gibi emin olduğumu söylemek istiyorum. Genç Eren çalışamaya devam etmeli. Ona sıra geldiğinde başarılı olacağına şahsen inananlardanım.
ELTON ACOLATZE
Hollandalı ilk maçında umutlandırmıştı. Hızı ve fizik gücü ile dikkat çekmiş, adam eksiltmeleri ile iyi bir kanat bulduk galiba dedirtmişti; ancak gerisi gelmedi. Belki bir iki maçta da bir şeyler yapar gibi oldu ancak genel anlamda oynadığı mevkiden beklenen katkıyı kesinlikle yapamadı. Top tekniği üst seviyede oyuncuların yapabileceği işlere kalkışıp doğal olarak o işin sonunu getirememesiyle sonuçlanıyor. İlk yarının hayal kırıklıklarından birisiydi.
TİM MATAVZ
Sloven santrafor beklentileri karşılayamayan isimlerin en başında gelenlerdendi. Gol yollarında yetersiz kaldı. Yeterli pas alamaması bahane olarak ortaya konsa da topsuz oyunda olmayışı, gol pozisyonlarına girememesine en büyük etkendi. Aynı şekilde topla da ilişkisi iyi değildi. Girdiği nadir pozisyonlarda ortalama bir golcünün atabileceği golleri bile kaçırması Bursaspor’un gol sorununa çare olamayacağının göstergesiydi.
BATUHAN KÖR
Genç golcünün tek santrafor olarak oynadığında başarı oranı düşüyor. Yakınında iyi anlaşabileceği bir forvet daha olduğunda Batuhan’ın da performansı yükseliyor. Görev aldığı maçlarda elinden geleni yaptı. Kaçak güreşmedi; ancak tek başına Bursaspor’un gol yükünü çekemeyeceği de ortada. O yüzden bu ağır yükü tek başına O’nun omuzlarına yüklemek yanlış olur.
NAMIK ALASKAROV
Azerbaycan ligi gol kralı oyuncu transferine en çok sevinilen dolayısıyla beklenti içine girilen isimlerdendi. Bursaspor’da ise sağ kanatta görev alan oyuncu zaman zaman yararlı olup skora katkı sağlasa da istenilen performansa çıktığını söylemek mümkün değil. Güçsüz ve saman alevi gibi parlayan oyunuyla hayal kırıklığı oluşturan isimlerdendi. Namık çok kötü değildi; ancak taraftarlar bundan çok daha fazlasını bekliyordu kendisinden.
Evet ilk yarıda görev alan oyuncuların benim gözümden değerlendirmeleri bu şekilde.
Baktığımızda yukarıda ifade ettiğim gibi ne takım olarak ne de bireysel olarak tatmin edici bir oyun ve performans göremediğimiz ortada. Bu şartlarda oluşan başarısızlık da çok garip değil.
İkinci yarıda işe yaramayan isimlerle yolları ayırıp, direkt ilk 11’de oynayacak, oynamakla kalmayıp üst düzey katkı sağlayacak en az 5-6 isim alınması gerekiyor. Elde kalanlarında kendilerine gelip performanslarını yükseltmeleri şart tabii.
Aksi takdirde ligin ikinci yarısı da ilk yarısından farklı olmaz.
Puan tablosuna bakınca da bunun ne anlama geldiğini söylemeye gerek yok sanırım !