Öncelikle Tamer Tuna’nın ilk 11 tercihine değinmek istiyorum.
Kötü giden sonuçlarla birlikte kadro içinde farklı arayışlara girmek normal; ancak bu takımın skora en çok katkı yapan iki ismi Bruno ve Namık gibi oyuncuları yedeğe çekmek son derece yanlış bir karardı.
Asla bir kanat oyuncusu özellikleri taşımayan Batuhan’ı o bölgenin oyuncusu dururken kanat da görevlendirmek de öyle.
Bu daha önce de denendi olmadı. Bu ısrar niye anlaşılır gibi değil.
Maç başlar başlar başlamaz her zaman olduğu gibi sahadaki dizilişten çok oyuncuların kazanma iştahına baktım. Ancak daha ilk dakikalardan itibaren endişe duymaya da başladım
Bursaspor’un maç kazanabilmesi için iştahlı, dominant bir karakter sahaya koyması gerekirken, yine gazı kaçmış gazoz gibi isteksiz bir oyuncu grubu sahadaydı.
Bunun yanı sıra ne takım oyununda karşı bir üstünlük bir türlü oluşturulamıyordu.
Çünkü gereken mücadele verilmiyordu. Tamam yetenek yönünden eksik olabilirsiniz; ama en azından rakibi ısırın biraz, fazladan koşun.
Ama nerde?!
Resmen en başta kendi kariyerlerine, işlerine aldıkları veya alacakları paraya ihanet eden oyuncular var.
Kale, bekler, savunmanın göbeği, orta saha, kanatlar her mevkide aksayan yetersiz olan bir takım nasıl maç kazanabilir ki ?
Kazanamıyor da zaten.
Bireysel anlamda biraz olsun fark ortaya koyabilecek isimlerde diğerlerine uyunca Bursaspor adına ruhsuz bir oyun ve sonucunda yine kötü bir mağlubiyete daha maruz kaldık.
Aslında artık sahadaki 90 dakikalardan çok meseleye geniş pencereden bakıp acil çözüme odaklanmak en doğrusu.
Bursaspor’un elindeki oyuncu malzemesi hem kalite hem de mental olarak son derece yetersiz.
Kulübün mali durumu da ortada.
Mevcut yönetimin Bursaspor’da başarılı olamayacağı da öyle.
Tabi ki öncelikle bu seneyi yazmaya bile elimin gitmediği bir noktada kapatmamak için ne gerekiyorsa yapılmalı.
Bu arada yapılması gerekeni futbol diliyle değil de yönetimin anlayacağı dille anlatmak istiyorum.
Bizim futbola yabancı, inşaat uzmanı yöneticiler, uzmanlık alanlarının aksine en baştan temeli yanlış attılar.
Sonrasında da üç kağıtçı bir esnaftan dandik malzemeler alıp çürük çarık bir bina diktiler.
O binanın her yeri şu an dökülüyor.
Tüm şehrin kabulleneceği gerçek ustalar gelemeden düzelmesi imkânsız.
Daha fazla gecikmeden ehil ellere Bursaspor’u teslim etmek için herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
En başta da yönetim kurulu Bursaspor’un önünü açmalıdır.
Sonrasında da Bursa’yı ve Bursaspor’u gerçekten seven herkes bu zor günlerde görevden kaçmayıp kulübü bu bataktan çıkaracak bir yönetim oluşturmak zorunda.
Tekrar ediyorum bu süreçte herkese ihtiyaç var ve kimse görevden kaçmamalı.
Bu konuda şehrin ileri gelenleri başta olmak üzere herkesin işin içinde olmasından başka çare yok.
Öyle yardım eder gibi görünüp kaybolmayla da olmaz.
Tüm şehir düştük; ancak tüm şehir birleşirsek bu bataklıktan çıkabiliriz.