Sözleşmesini fesheden, transfer olan, sakat ve hasta olan oyuncularla çok eksik bir kadro ile bu maça çıkılacak olması Bursaspor için oldukça önemli bir handikaptı.
Ancak Bursaspor’un ligin ilk yarısındaki en büyük eksiği huzur ve takım ruhu eksikliğiydi.
Huzursuzluğa neden olan şahsın kulüpten uzaklaşması ve Tamer Tuna’nın da takıma sahiplenmesiyle bir umut ışığı camiada belirmişti.
Zaten Tamer Tuna da Antalya Kampı’nda ve sonrasında Bursa’da yaptığı açıklamalarda oyuncuların kafalarının uzun süredir sahada olmadığını; ancak bu durumu tersine çevirmeyi başardıklarını söylemişti.
Bunu test etmek için de gözümüz Altınordu maçına çevrildi.
Eldeki oyunculara göre beklediğimiz gibi bir kadroyu sahada gördük.
Maçın başlama düdüğü ile birlikte Tamer Hoca’nın söylediği şekilde bir mücadele ve kazanma azmi hissediliyordu.
Özellikle Namık ve Hasan Ayaroğlu rakip savunmanın ayarını bozarken, İzmir temsilcisi Bursaspor kalesine gitmeyi düşünemiyordu bile.
Birkaç girişim yapmayı deneseler de bu çabalar Bursaspor orta alanında eriyip gidiyordu.
Namık gol bölgesinde görevlendirilmiş olmasına rağmen daha çok sorumluluk alarak oyununu çok daha geniş alana yayıyor ve pasör özelliğini de gösteriyordu. Biraz şansızdı biraz da beceriksizdi belki; ama inanın şahsen zerre umurumda değil bu.
Zira Bursaspor’un gol bölgesi ligin ilk yarısında son derece hareketsiz ve verimsizdi.
Bu şekilde önde baskı kuran, rakibi hataya zorlayan, sürekli gol arayan bir Bursapor’u uzun zamandır izlemiyorduk.
O yüzden o alandaki eksikler bile göze batmadı. Çünkü çaba vardı, istek, arayış, iştah vardı.
Orta sahada kaptan Burak da oyunun merkezini iyi kontrol etti.
İsmail Yüksek ise istiyor, çabalıyor; ancak performansını ileriye taşıyamıyor. İsmail yetenekli bir oyuncu ; ancak yeteneklerini doğru kullanamıyor. Bu konuda ciddi bir desteğe ihtiyacı var. Her şeye rağmen rakip savunmaları ciddi şekilde zorluyor. Sahada olması Bursaspor’un hücum gücüne büyük katkı sağlıyor.
İlk yarıda hücumda hiç olmayan Altınordu takımı skor dezavantajı ile ikinci yarıda Bursaspor kalesinde etkili şekilde görünmeye başladı.
Ancak Bursaspor savunması ve kaleci Erhan skorun değişmesine engel olan müdahaleleri yapmayı başardılar.
Bursaspor için çok önemli bir galibiyetti.
Zira sadece 90 dakika içerisinde kazanılmadı.
Tamer Tuna’nın bir teknik direktörden çok öte bir tavırla takımı sahiplenişi,
Divan Başkanı Sakder’in çabaları, Bursasporlu eski futbolcuların, Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın gösterdikleri çabalar ve verdiği destekler çok önemliydi.
Bursasporlu Taraftarların dün akşam #AramayaSarıl diyerek verdikleri mesaj da bu desteklerin tamamlayıcısı oldu ve Bursaspor sıradan bir maçı kazanmayı geçtim ruhunu kazanmış bir görüntü çizdi ve bu çok ama çok önemliydi.
Özetle Bursaspor Camiası geçmişte olduğu gibi armaya sarıldı ve istediğini aldı.
Ancak bir galibiyetle gerçeklerden uzaklaşmamak gerekiyor.
Ligin ikinci yarısı çok daha sert geçecek yaşanabilecek, sakatlık, hastalık ve cezaları da düşünerek kadroya takviye yapmak şart.
Mevcut kadrodaki oyuncuların alacakları konusunda Alinur Aktaş dün akşam Özlüce’de destek sözü verdi. Bu maçın galibetine prim de verdi.
Dolayısıyla memnun edilmiş mevcut oyuncular ve yapılacak takviyelerle ikinci yarı bambaşka bir Bursaspor izleyebiliriz.
Bunun için şu iki günde ne gerekiyorsa yapılmalı.