Yapılan yanlışlara, hatalara, en önemlisi ihanetlere karşı kulübü gereken şekilde savunamadığımızdan, yapanlara hesap soramayıp bedelini ödetemediğimizden bu haldeyiz.
Çok değil daha birkaç yıl önce yaşadık...
Çocuğunun düğünü için sağdan soldan borç alan, banka önlerinde kredi bekleyen biri Bursaspor’a başkan olduktan bir sene sonra zengin olup İzmir Yolu’nda araziler toplamaya başlamıştı. Yeni damat oğlu da son model araçlarla fink atar olmuştu.
Son model araçlar, Yelken’den ! okullar falan kurmuşlardı.
Bunları alış satış tüm transferlerden aldığı komisyonlarla yapmıştı.
Zaten o kadar transferin ve satışın da amacı oydu.
Hadi itiraf, ihbar veya belge olmadıkça kulübü bu şekilde soyanı yakalamak zor diyelim.
Peki ya vermedikleri paraları almak isteyenlere ne demeli?
Ki bu yukarıda bahsettiğim hırsızlık türünün bir level üstü oluyor.
Son zamanlarda bu moda oldu.
Kulübe gelen ve bağışçıların gizli kalmasını istedikleri bağışları, kendisi kulübe borç veriyormuş gibi gösterip menfaat sağlayanlar olduğunu duymayanınız yoktur.
Sadece bu şekilde değil, bizim bilmediğimiz başka metotlarla da kulübü kendilerine borçlu gösterebildiklerini tahmin etmek hiç de zor değil.
Ya bir kere eşyanın tabiatına aykırı bir durum bu.
Hiç kimse servetinin tamamını Bursaspor’a vermez.
Kaldı ki verdiklerini iddia ettikleri miktarda servetleri falan da asla ve asla yok.
İş çevrelerinde onları tanıyan kim varsa bunu söylüyor zaten
Ticari hayatındaki nakit ihtiyacını giderebilmek için türlü varyasyonlar yapmak zorunda kalan biri nasıl olur da tam o süreç içindeyken Bursaspor’a 50-60 milyon lira vermiş olabilir?
Ya bir insanın Bursaspor’a 60 milyon lira verebilmesi için bankada en az 600 milyon lirası veya o kadar malı mülkü falan olması lazım.
Kulübe 40 milyon vereceğim diye piyasaya çıkmıştı.
Daha o zaman kendisini iş hayatından tanıyanlardan “Yok öyle bir parası yalan söylüyor” diye uyaranları hatırlıyorum.
Şimdi “40 değil 60 milyon lira verdim” diyor.
Üstelik üç otuz paraya Bursaspor’un yıldız adayı oyuncularını satıp gelen bonservis paralarına el koyuyor.
Hukukçu dostlara sormak istiyorum bir yönetici Bursaspor’a ödenmesi gereken bonservis ücretine öncesinde başka alacaklılar varken nasıl el koyabiliyor?
Üstüne de kulübün diğer gelirlerine temlik koyuyor.
Böyle bir hakkı var mı, bu suç değil mi?
Bide başkan diye şu an koltukta oturan zat var.
O da kulüpten 850 bin lira alacaklı olduğunu iddia ediyormuş
Hatta bu iddia da değil, kulüp kayıtlarında görünüyormuş.
Ya arkadaş senin etin ne budun ne ki, Bursaspor’a 850 bin lira verebileceksin?!
Bakar mısınız akıl alır gibi değil. Mevcut Başkan Bursaspor’dan 850 bin TL alacaklıymış !
“Ya arkadaş al Vakıfköy’den bir takım eşofman da bak işine gücüne” diyesi geliyor insanın !
MALİ KONGRE İYİ BİR FIRSAT
İşte önümüzdeki cumartesi günü mali kongre var.
Orada geçmiş ve şimdiki yönetimlerde yer alan başkan veya yönetici kim varsa alacakları olduğunu iddia eden kişilerin bu paraları kulübe ne şekilde, nasıl ve ne zaman verdiklerinin ortaya çıkarılması için kararlar alınmalı.
Yok öyle “Ben şu kadar verdim” deyip kulübün paralarını hiç etmek ve temlikler koymak.
O dönem bankada ne kadar paran vardı?
Verdiysen hangi hesaplardan çekip verdin?
Hangi mallarını satıp verdin?
Gömü mü buldun?!
Para mı bastın?!
Piyangodan mı çıktı?
Amerika’daki dedenden miras mı kaldı da verdin?!
Öncelikle “Verdim” dediğin dedin paraya sahip olduğunu ispatlamak ve o paraları da kulübe verdiğini yine ispatlamak zorundasın.
Evet bu ispatları da mali kongrede Bursaspor camiası olarak istememiz gerekiyor.
Bursaspor’u maddi manevi çökertenlerin bir de bu alengirli işlerine artık daha fazla müsaade edilmemeli.
Bursasporlular olarak bu kötü niyetli kişilere fırsat verip, hesap sormadıkça yenileri ortaya çıkacaktır, çıkıyor da.
Bunu önlemek ve Bursaspor'un haklarını savunmak için de mali kongre de ne gerekiyorsa yapılmalı.