Kazanmayı unutan, arda arda travmatik sonuçlar yaşayan ve özgüvenini kaybetmiş Bursaspor’un için adeta hayata dönüş maçıydı.
Rakip de şu ana kadarki performansıyla kendisinden pek farklı değil, hatta daha da beteriydi.
Timsah’ın mutlak kazanması gereken bir karşılaşma olduğundan, maçın başlama düdüğü ile birlikle oyunu domine eden, rakip sahaya yıkan, sürekli saldıran bir Bursaspor görmeyi bekliyordum; ancak sahadaki Bursaspor pek de öyle değildi.
Aslında buna Mustafa Hoca'nın ilk 11 tercihi de etkiliydi. Böylesi rakibe karşı daha fazla hücümcü ile sahada olması gerekirdi diye düşünüyorum.
Yeşil beyazlı futbolcular sıradan bir lig maçı oynuyor havasındaydılar.
Bursaspor topu rakip sahaya taşımakta zorlanıyordu. Taşıdığında da Bifouma bir şeyler yapmaya çalışıyordu; ancak o da şansız bir günündeydi. Siyahi oyuncunun eli ayağına dolaşıyor, topla vedalaşmaları hiç de istediği gibi olmuyordu. Neyseki yaptığı asistle biraz olsun çabalarının karşılığını almış oldu.
Bir şeyler beklenen oyunculardan Burak Altıparmak yine yokları oynuyor, İsmail de düşük performansına aynen devam ediyordu.
Yeşil beyazlıların kronik hücumda çoğalamama sıkıntısı nedeniyle rakip ceza sahası yakınlarından pozisyona dönüşebilecek birçok girişim eriyip gidiyordu.
Tüm bunlara ilaveten rakibin gelen golü ile Mustafa Er’in oyuna müdahaleleri gelmeye başladı.
İşler kötü giderken tribündeki taraftar gibi seyreden değil de anında müdahale eden bir teknik adam Mustafa Er. Çok da doğru yapıyor.
Oyunun gidişatı kötüyse, aksayan isimler varsa veya oyun planını değiştirmek gerekiyorsa değişiklik tabelasını kaldırtacaksın.
İkinci yarıda Onur’un tam zamanında gelen beraberlik golü ve Pedro’nun 3 puanı getiren kafa vuruşu ile Bursaspor çok önemli bir üç puan aldı.
Hakeme de değinecek olursak Namık’ın ofsayt gerekçesiyle iptal ettiği golde yan hakeminin hatasına uydu. Ayrıca vermediği Burak’a atılan yumruğa kırmızı vermemesi de garipti. Bir yandan “Aman iyi ki vermedi" demedik değil. Malum eksik rakipleri pek yenemiyoruz da. Hakem kötü niyetli değil, yetersizdi.
Evet Timsah kazandı ama bu galibiyet hiç yanıltıcı olmamalı.
Yazının girişinden bahsettiğim gibi rakibin gücü ve durumu malum.
Böylesi bir rakibe karşı gol de yenildi, pozisyonlar da verildi. Sonuçta zayıf bir rakibe karşı zorlanarak kazanmak kalan haftalar için mücadelenin çok daha yüksek olması gerektiğini gösteriyor.
Sadece mücadele de yetmez. Oyun planı ve özellikle hücum zenginliği de üst seviyelerde olmalı.
Maçları mutlak kazanmak zorunda olan takım bu şekilde oynamaz.
Sonuç olarak Bursaspor’un kendi sahasında kaybedecek tek bir puanı bile kalmamışken, kazanmak tabi ki güzel.
Şimdi lige verilecek arada Keçiörengücü maçına çok iyi hazırlanmak gerekiyor.
Sadede iç saha değil aslında deplasmanda da hedef mutlak 3 puan olmalı.