Bursaspor Camiası ait olmadığı yerde bulunuyor. Bunun travmasını, utancını yaşıyoruz .
Hepimiz "Bizim buralarda ne işimiz var?" deyip duruyoruz.
Ancak kurtuluş için gereken hareket, hamleler hala yok.
Yapılan yanlışlar, o yanlışlara gereken tepkilerin verilmemesi bizi bu duruma getirdi.
Sonrasında da daha kötüsü oldu ve başarısızlığa ve sıradanlığa kendimizi alıştırdık.
Eskiden İstanbul kulüpleri ile berabere kalınması bile başarısızlık kabul edilirken, o takımlardan fark yiyen futbolcular, hatta alt ligde bile olmadık yenilgiler alan oyuncular "İyi mücadele ettiniz, kötü gününüzde yanınızdayız" diyerek sırtları sıvazlanır oldu.
Başarısızlık sıradanlaştırılırsa arkası gelir.
"Amatöre düşsen bile, kaldırımda destekleriz" kafası Bursaspor'a uymaz değerli dostlar.
Bunu Bursaspor taraftarı kabullenmemeli.
Zaten yıllardır bu taraftar çile çekiyor.
Daha fazlasına, daha kötüsüne katlanmayı kabullenmek de nedir?
Bursaspor'un toplasan bir elin parmaklarını geçmeyecek iyi günü ancak olmuştur.
Ne kötü gününden bahsediyoruz?
Bu taraftar 60 yılın 55'inde zaten kötü gün yaşadı.
Bursaspor için başarı Süper Lig'de zirveye oynamak, Türkiye Kupasını kazanmak veya Avrupa Kupalarında iyi sonuçlar almaktır.
Bunun dışındaki sonuçlar başarı falan değildir.
Kulüplerin gelenekleri vardır. O geleneklerden saparsan olmaz. Bursaspor'u şampiyon yapan da o geleneklerdi. O duruştu.
Sadece dışarıya karşı değil. İçimizde işini yapmayanlara karşıda bir duruş sergilerdik.
Tavizsiz, ödünsüz, başarıya odaklı; başarısızlıkta hesap soran, sorumlusuna ceza kesen; ancak bir o kadarda vefalı bir anlayış hakimdi camiada.
Bundan 20-30 sene önce "Bursaspor 3. ligde oynayacak ve o ligden de çıkma hedefini kendine koyamayacak" dense bunu duyan "Ne diyorsun arkadaşım sen" deyip güler geçerdi.
Ancak şu an içinde bulunduğumuz durum tam olarak bu.
Bu ligden bir takımla hazırlık maçı yapmaya bile burun kıvıran bizler, Bursaspor'un bu ligdeki mücadelesini izleyeceğiz.
Tamam artık olan oldu. Yapacak bir şey yok. Bu duruma bu sene katlanacağız.
Ancak fazlasını kimse her ne sebeple olursa olsun dayatmaya kalkmasın.
Bursaspor ait olduğu Süper Lig'e dönüş için bu sezondan itibaren gerekli tırmanışına başlamalıdır.
Bunun için de ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Tamam tahtayı açacağız diye üç kuruş etmeyecek futbolculara milyonlarca lira verip kulübü daha da batırmayalım deniyor.
Zaten sırf bu yüzden susuyoruz. En azından ben kendi adıma bu yüzden susuyorum; ancak bir şekilde bu sorunlar çözülmeli.
Bursaspor sağlıklı yaşam ve spor olsun diye kurulmadı.
Alt liglerde mücadele etsin diye hiç kurulmadı.
Soru belli "Bursa şehrinin bu takımı buradan kurtarma gücü var mı?
Kesinlikle var.
Bu kulübü Süper Lig'de şampiyon yapmış bir şehir, bu ligden mi çıkaramayacak?
Yeter ki bu gerçekten istensin.
Peki isteniyor mu?
Sözlerde evet; ama icraata hayır.
Bursa şehrinin gücünü harekete geçirip gereken yapılmalı.
Önce taraftar başta olmak üzere kendimize gelelim ve o eski ruha göre hareket etmeye başlayalım.
Baskı gerekiyorsa baskı destek gerekiyorsa destek.
Şehir olarak, camia olarak, taraftar olarak, basın olarak kendimize gelip Bursaspor'u ait olduğu yere döndürmek için gereken ne varsa yapmak zorundayız.
Eğer bu ölü toprağı serpilmiş halimiz devam ederse kulüp olarak buralarda sürünmeye devam ederiz.