Öncelikle şunu net olarak vurgulamak gerekiyor.
Bursasporluların Diyarbakırdaki futbolsevererle, Diyarbakırlılarla hiçbir problemi yok.
Bursa tribünlerinde birçok Diyarbakırlının yer aldığı, o Diyarbakırlıların, Bursaspor taraftar gruplarında liderlik hatta taraftar derneği başkanlığı yaptığı biliniyor.
Hal böyleylen "Bursasporluların Diyarbakırlılarla sorunu var" demek abesle iştigaldir. Ancak tüm bunlara rağmen Bursasporlulara mesnetsiz suçlamalar yapılarak ortam geriliyor.
İşin kötüsü Diyarbakır Kulübü Yönetimi de buna alet oluyor. Bu kısma birazdan gelecegim.
2010’da çıkan olaylar nedeniyle maçın başında hakem tarafından tatil edilen Diyarbakırspor-Bursaspor maçında yaşananları hepimiz hatırlıyoruz. Bursaspor kafilesi polis araçlarında polis kaskları takarak stadtan çıkartılıp canını zor kurtarmıştı. Buna rağmen atılan taş, kaya ve demir çubuklarla aracın camı çerçevesi inmişti. Taraftar stadın içinde tutulmasa belki de havaalanına dahi ulaşılamayacaktı.
Şimdi biraz daha geriye gidelim ve bu hafta olduğu gibi maç yayınına izin verilmeyen Diyarbakır-Altay maçında neler olmuştu onu hatırlayalım…
13 Mayıs 2001 Diyarbakırspor-Altay Maçı…
Hiçbir basın mensubunun kamerasıyla stada sokulmadığı, hatta bazı basın mensuplarının bir odaya kilitlendiği maça ait yalnızca Altay kulüp doktoru Levent Köstem’in kendi amatör kamerası ile çektiği görüntüler var. Hatta iki gazetecinin emniyet güçlerinin gözü önünde sivil kişiler tarafından dövüldüğü iddiası belli tanıklar tarafından doğrulanmıştır. Ayrıca şeref tribününde yer alan TRT kamerasının önüne de Diyarbakırspor bayrağı asılarak görüntü alması engellendi.
Saha içinde yaşananlara dair iddialar ise akıl alacak gibi değil. Isınmak için sahaya çıkan Altaylı futbolcuların üzerine maytap vb. patlayıcı maddelerin; taş, cam bilye gibi yaralayıcı cisimlerin fırlatıldığı, bunun üzerine de Altaylı futbolcuların soyunma odasına geri döndüğü söyleniyor. Bundan sonra soyunma odasına mazot dökülmesi ve jeneratörün egzoz gazının soyunma odasının havalandırmasından içeri verilmesi nedeniyle Altaylı futbolcular sahaya çıkmak zorunda kaldığı belirtiliyor. Bunların yanı sıra, Diyarbakırsporlu oyuncuların maçtan önce aralarında rakibin kaburgasına vurup nefessiz bırakmak üzerine taktik(!) konuşmalar yaptığı da gazetelere yansıyanlar arasında. Diyarbakırspor’un kırmızı kart cezalısı olduğu için oynayamayan futbolcusu Erkan Avseren maç boyu kale arkasında bulundu ve Altay hücum ederken sahaya top bile fırlatmış! Bu şartlar altında oynanan bir maçta hakemin nasıl bir yönetim sergileyeceği de okurların takdirine kalmış bir durum.
Konu hakkında Diyarbakırspor cephesinin yorumları genellikle “olayın fazla abartıldığı, bir iki maytap ve küfürden başka bir şey olmadığı” yönünde olsa da ulusal basında yazılanlar tam tersini söylüyordu.
Tüm bu olayları aynı şekilde Bursaspor maçında da yayınına izin verilmediği için hatırlatma ihtiyacı hissettim.
Evet aynı şehirde yayınına izin verilemeyen bir maçta bunlar yaşanmıştı.
Aynı şartların oluşturulmaya çalışıldığı Bursaspor maçında bunların veya daha fazlasının yaşanmayacağı ne malum?
Eğer karşılaşmanın yayınına izin verilseydi, Bursaspor Camiası için sıradan bir lig maçından öteye geçmeyecek bu karşılaşma bu anlamsız ve iyi niyetli olmadığı çok açık ortada olan bir kararla farklı bir boyuta taşındı.
ANCAK KADİR İNANIR !
Diyarbakır Ekibinin Yönetimi “Dolu Trbünlere oynamak için maç yayınına izin vermiyoruz” şeklindeki bahanesine ancak kendilerini çok seven Kadir İnanır !
Ev sahibi ekibin yöneticileri kendi taraftarlarının çıkarabileceği muhtemel olayların ve diğer muhtemel taşkınlıkların görülmesini engellemek için maçın yayının izin vermiyorlar.
Bunu insanların anlayamayacağını düşünmek yine insanların zekasıyla dalga geçmektir.
Evet öncelikle Türkiye Futbol Federasyonu bu maçın canlı yayınlaması için gerekli kararı almak zorundadır. Aksi takdirde orada yaşanabilecek her türlü olumsuzluğun sorumluluğunu üzerlerine almak zorundadırlar.
Federasyonun Bursalı Yöneticisi İbrahim Burkay bu konuda bir şey yapacak mı yoksa ‘Her zamanki gibi’ umurunda olmayacak mı göreceğiz !
Tabi ki burada asıl iş Bursa Kent Protokolüne düşüyor.
20 Bursa Milletvekilinin tamamı, Vali,Garnizon Komutanı,İl Jandarma Komutanı, Emniyet Müdürü, Belediye başkanları artık kim varsa bu maçın canlı yayınlanması için ellerinden geleni yapmalıdırlar.