Biliyorsunuz Bursaspor’un mevcut yönetim kurulu Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın liderliğindeki bir ekip tarafından oluşturuldu.
Başkan Aktaş’ın amacı kulübün olur olmaz kişilerin eline kalmamasıydı.
Çok da doğru, yerinde bir düşünce ve hareketti.
Ancak bu hareketin yarım kaldığını en baştan ifade etmek istiyorum.
Zira “Tamam ben sizi seçim ve görevlendirdim, kulübü alın yönetin” dendi.
Ancak kulübün içerinde bulunduğu mali durum buna müsait değil.
Süreç sırasında yani bu yönetim kurulu oluşturulurken eksiksiz hergün aranarak fikirlerim alınmıştı.
Ben maddi olarak güçlü bir başkan, çevresine de şampiyonluk yönetimi başta olmak üzere eski yönetimlerden tecrübeli ve başarılı olmuş isimlerin harmanlandığı bir yönetim kadrosu oluşturulması gerektiğini söylemiştim.
Bana göre başkan mali sıkıntılarda desteğini verecek, kulüp yönetmede tecrübeli olan yöneticiler de gereken çalışmaları yapacaklardı.
Ancak bu tarz bir oluşum gerçekleşmedi.
Başkanlık için teklif götürülen isimlerin kabul etmemesi buna büyük etkendi.
Ancak keşke biraz daha bu konuda ısrarcı olunsaydı.
Maddi manevi yardımlar destekler de Başkan Aktaş tarafından bugüne kadar sağlandı, sağlanmaya da devam ediyor.
Ancak ihtiyaç olan rakamların çok uzağında kalıyor.
Ayrıca Bursaspor’u kurtaracak yani şehri ayağa kaldıracak hareketi Banaz ve arkadaşları başlatamaz, yapamazlar.
Her ne kadar Başkan Ömer Furkan Banaz bu konuda çağrılar yapsa da bunu amaçladıklarını ifade etse de bu O ve arkadaşlarının yapabileceği bir şey değil.
Bu iş şehirdeki ağırlıkla, tanınırlıkla, çevreyle alakalı bir şey.
Bunu ancak kent yönetimi ve meclisteki Bursa temsilcilerinin ortak ve kararlı çabasıyla olur.
Ya da açıkça yazıyorum rahmetli İbrahim Yazıcı veya Levent Kızıl gibi bir başkan görevde olsa olur.
Ömer Furkan Banaz Yönetimi maddi manevi fedakârlık, iyi niyet ve dürüstlük anlamında camianın gözünü arkada bırakmıyor.
Ancak tecrübesizlikleri ve son Diyarbakır olayındaki gibi pasif kalışları büyük sıkıntı oluşturuyor ve Bursaspor’a pahalıya mal oluyor.
Türkiye liglerinde kulüp yönetiyorsan tabir-i caizse çakal olacaksın, oyunu kuralına göre oynayacaksın. Elin kolun her yere ulaşacak.
Olmadık bir hakem atamasına karşı önlemini daha en baştan alacaksın.
Diyarbakır’daki maçta sahadaki 22 oyuncu değil, iki şehir maç yaptı.
Kazanan ise lobisini, gücünü kullanan Diyarbakır oldu.
Bursa şehri gücünü asla kullanamıyor.
Bunu başarabilse karşısında kimse duramaz.
Bu iş 13 kişilik yönetim kurulunun yapabileceği bir iş değil.
Şehrin ileri gelenlerinin topyekûn vereceği destekle olabilecek bir şey.
Peki biz ne yaptık 13 kişilik yönetimi gönderdik Özlüce’ye “Ne yaparsanız yapın” dedik.
Böyle olmaz.
Mevcut yönetim kurulunun maddi manevi gücü belli.
Üstüne tecrübesizlikleri de var.
Başkan deseniz dürüstlük abidesi, hesap kitap adamı.
Karşısındaki alengirli oyunlara aynı şekilde cevap veremiyor.
Ama bu şekilde de olmuyor.
Basın toplantısında yüzüne de söyledim. Biraz akıllı davranılsaydı Diyarbakır’dan 3-0’lık hükmen galibiyetle dönülebilirdi.
Federasyon bu maç için en tecrübesiz, doğru dürüst maç vermediği Bal Ligi hakemini görevlendiriyor. “Görevlendirme” dereken maça atamadan bahsetmiyorum.
Anladınız işte !
Ama bizim yönetimden herhangi bir reaksiyon yok.
Federasyondaki sözde Bursalıdan zaten fayda yok.
Siyaset başta olmak üzere kentin ileri gelenleri de piyasada yok.
Sonuç olarak tüm Türkiye’nin gözü önünde Bursaspor’un gencecik çocukları kafalarına taş, sopa, bıçak demir çubuk yiye yiye sahada mücadele edip canlarını zor kurtardılar.
Yönetim Kurulu bu şekilde yalnız bırakılmasaydı, şehrin ileri gelenleri 1 hafta öncesinden bu maç için gerekli girişimleri yapsalardı bu şekilde mi olurdu?
Olaylar olsa bile Bursaspor 2010’da olduğu gibi hükmen galip olarak Bursa’ya dönerdi.
O yüzden buradan kentin lideri Büyükşehri Belediye Başkanı Alinur Aktaş başta olmak üzere tüm siyasilere, milletvekillerine ve federasyondaki İbrahim Burkay’a tekrar sesleniyorum.
Bu şekilde olmaz.
Ya bu kulübü tam anlamıyla her alanda ve her şekilde destekleyin ya da bu kulübü tam anlamıyla her alanda ve her şekilde destekleyin !
Evet başka bir seçenek yok gördüğünüz gibi.
Zira bulunduğunuz makamların gereği ve sorumluğu bunu gerektiriyor.
Bakın camia ve taraftar şu ana kadarki vurdumduymazlığınıza karşı tepki vermeye başladı.
Bu tepkilerin gittikçe artacağını da tahmin etmek hiç zor değil.
O yüzden Başkan Banaz’ın tabiriyle “Kalabalık içerisinde yalnızlığı” yaşayan Bursaspor’u bu yalnızlıktan acilen kurtarın !
Bursa şehrinin en büyük markası bu yalnızlığı hakketmiyor.
O yalnızlığın sonucu olarak bu yaşadıklarını da hiç hakketmiyor.
Seçimlerde oylarını isteyeceğiniz yüzbinlerce Bursalının sizden isteği ve beklentisi belli.
İnanın şu dönem ne yapıyorsanız zamanı geldiğinde ona göre karşılık alacaksınız bundan hiç şüpheniz olmasın.
Kısacası ne ekerseniz onu biçeceksiniz !