Türk Futboluna özgü çifte standartlarla, görmezden gelmelerle, kollanmalarla, üstüne komik, saçma sapan açıklamalarla dolu bir haftayı geride bıraktık.
O açıklamaları ciddiye alıp cevap vermeye bile değmez.
Zira Bursaspor’un muhatabı bile olamayacak, olmaması gereken kulüplerce yapılan açıklamalardı.
Biz kendimize bakalım…
Bursaspor Başkanı Ömer Furkan Banaz düzenlediği basın toplantısında
“Kalabalık içerinde yalnızlığı yaşıyoruz” diyerek durumu çok iyi özetleyen bir cümle kurmuştu.
Tamam tespiti yapıp durumu çarpıcı bir cümle ile özetlemek güzel de bu konuda yönetim olarak ne yapıyorlar?
Asıl önemli olan o.
TARAFTAR TEPKİLERİNE DEVAM ETMELİ
Acil destek için çağrılar yapıyorlar, taraftar destek olmayanlara olması gereken ve gittikçe de artması gereken tepkisel ve sert yüzünü göstermeye başladı.
Bu tepkilere tüm camia devam etmeli.
Kentin ileri gelenleri sorumluklarını yerlerine getirmiyorlarsa getirmeye başlayana kadar başta taraftar olmak üzere camia gücünü kullanmalı.
Son zamanlarda “Hangi Camia” diyerek küçük görülen Bursaspor Camiası
birlikte harekete ederek “Hangi camia” olduğunu göstermeli.
Bu içerisinde bulunduğumuz günler için gerekli.
Ancak geleceği de düşünmek zorundayız.
Bu konuyu defalarca yazdım. Tek bir kişi bile yalnız bir tespit ve görüş olduğunu söyleyemediği halde sürekli ihmal ediliyor.
Ama ben gerçekleşene kadar yazmaya devam edeceğim.
Bursaspor taraftar sayısının artması gerektiği gibi camiasının profilinin de değişmesi gerekiyor.
Çünkü mevcut yalnızlığın ana sebebi bu.
Bursaspor gelir düzeyi bakımında orta ve alt kesimin kulübü olmaktan kurtulması gerekiyor. Yani yeni taraftarlar kazanmak gerekiyor.
Genç nesilleri kazanmak gerekiyor.
Daha doğrusu nitelikli genç nesilleri kazanmak gerekiyor.
Bunun iki yolu var.
Ya şampiyon olup kupalar kazanacaksın ya da yeni nesli stadına getirip o atmosferden etkilenmelerini sağlayıp Bursaspor’a sevdalandıracaksın.
Şu aralara birincisini yapamadığımıza göre ikincisine yoğunlaşmak zorundayız.
KUZEY KALE ÇOCUK TRİBÜNÜ OLSUN
Bakın yeni nesli kaybediyoruz ki bu çok ama çok büyük bir tehlike.
Sokaklarda İstanbul takımı formalı çocukların sayısı çok ama çok arttı.
Böyle giderse yarın 5-6 milyonluk Bursa’da 200-300 bin kişi kalacağız.
Bizler yani Bursaspor taraftarının hemen hemen tamamı küçük yaşta stada getirildiğimiz için Bursasporlu olduk.
Öyle kupalara, şampiyonluklara bakarak Bursasporlu olmadık.
Stadın atmosferine vurulduk ve popüler kültürün dayattığı İstanbul kulübü taraftarı olmayı reddettik.
Şehrimizde yetişen yeni nesillere de bunu yapmalıyız.
Bunu da ancak kulüp yapabilir.
Deplasman tribünü hariç 10 bin kişilik TOFAŞ ( Kuzey Kale) Tribünü orada bomboş duruyor.
Oraya hazır Passolig de yokken her maç 10 bin ilköğretim öğrencisi getirilse.
O öğrencilerin birçoğu gönlünü Bursaspor’a kaptıracaktır.
GELİR DÜZEYİ YÜKSEK AİLELERİN ÇOCUKALARI DA GETİRİLMELİ
Ama öyle sadece köy okulları veya kenar mahallelerden değil kentin gelir düzeyi yüksek, iyi eğitim alan çocuklarının okuduğu kentin batısındaki kolejlerden de öğrenciler getirilmeli ki camianın profili değişebilsin. Bursaspor taraftarlığı şehrin her noktasına eşit olarak yayılabilsin.
TARAFTAR ALTYAPISI HAREKETİ
Bakın şu an başkan, yönetici bulamıyoruz.
Bahsettiğim bu “Taraftar Altyapısı Hareketini” yapmazsak bu gelecekte de böyle belki daha da kötü olacak.
Koskoca tribün orada bomboş duracağına yeni Bursasporlular kazanmak için kullanılsa fena mı olur?
Bu görüşe itiraz eden tek kişi çıkamayacakken neden uygulanmıyor?
Neden ihmal ediliyor?
Gerçekten anlaşılır gibi değil.
Stada getirilecek o yeni nesil taraftar adayları ileride Bursaspor'a maddi manevi katkı verecekler.
Belki ülkede önemli konumlara gelenler olacak aralarında. Ki bu mutlaka olacaktır.
Bunun meyvelerini Bursaspor toplayacaktır.
Bakın tekrar ediyorum daha da önemlisi 'Bursasporluluk' büyük bir tehlike altında.
Çünkü böyle devam ederse taraftar sayımız gittikçe azalacak.
Bunun önüne geçmek için acilen bir şeyler yapılması gerekiyor.
Şu an için en kolay ve sonuç verici çözüm de bu.
Yeni nesli kaybetmek istemiyorsak onları Bursaspor'la buluşturmak zorundayız.
Bu haftaki maça yetişir mi bilemiyorum; ancak sonraki ilk maçtan itibaren bu uygulama okullarla görüşülerek hayata geçirilmelidir.
Bursaspor'un "Kalabalıklar içindeki yalnızlığından" kurtulması için daha kalabalık ve daha nitelikli bir camia olmaya ihtiyacı var.
Bunun yolu da yeni nesilleri kazanmaktan geçiyor.