Her türlü suçlamaya maruz kalan Bursasporlular şimdi de sabırsızlıkla suçlandı.
Bakalım gerçekten de sabırsızlar mı ?
-Verdikleri onca desteğe rağmen, kulüplerinin altmış yıllık mazisinde iki bilemedin üç sezon hariç kayda değer başarı yakalamamasına,
-Birçok defa alınan utanç verici saha sonuçlarına
-Ne kadar kritik, kulübe eşik atlatacak maç varsa kaybedilmemesine,
-Arda arda kaybedilen kupa finallerine,
-Rakiplerin ayak oyunları ile daha net ifade ile şikeyle kaptırılan kupalara,
-Yönetim yanlışlarının yanı sıra yanlış hakem ve Var kararlarıyla küme düşmelere,
-Evleri gibi olan, şampiyonluk yaşadıkları Atatürk Stadı'’ndan birilerinin keyfi ve rantı için saçma sapan bahanelerle çıkarılmalarına ve birçok anılarının olduğu o stadın yıkılmasına,
-Yine birçok başarıya, kupalara ve unutulmaz maçlara şahit oldukları Atatürk Spor Salon'larının ellerinden alınıp yıkılmasına,
-Avrupa'da başarıdan başarıya koşan basketbol takımlarının okul salonlarına sürülmesine,
-“Korkmayın borçlanın yeni stat yapıyoruz” diyerek kulübe burnunu sokmaya başlayan siyasilerin işi daha da ileri götürerek her şeye müdahale ederek kulüplerini yerle bir etmesine,
-Yapacağız dedikleri stadı 12 yıldır tam anlamıyla bitirmemelerine,
-Aynı şekilde otopark başta olmak üzere gelir kaynaklarının tek tek ellerinden alınmasına,
-Alınan gelir kaynaklarının telafisi için verilen sözlerin tutulmamasına,
-Geçmişte Bursaspor’la oynamayı hayal eden kulüplerden maçlarda fark yemelere,
-Maç öncesi Bursaspor otobüsü önünde hatıra fotoğrafı çektiren rakip taraftarların maç sonrası "Kümeye" tezahüratlarına,
-Amatör takımlara kaybedip kupadan elenmelere,
-Ulusal medya tarafından atılan onur kırıcı hatta hakarete varan başlıklara,
-Kazandıkları şampiyonluğun yine o ulusal medya tarafından görmezden gelinmesine ve içlerinde haddini iyice aşan sözde bazı yazarların o şampiyonluğa çamur atmak istemesine,
-Terörist yandaşlıklarını gizlemeyen, terörist yandaşlarına, “Siz terörist yandaşısınız” dedikleri için medya tarafında ‘Irkçı’ ilan edilmelerine ve sözde medya mensuplarının palyaço gibi giyinerek ekrana çıkıp kendilerini haksız yere suçlamalarına,
-İstanbul takımlarından yedikleri golleri piyango kazanmış gibi bağırarak kutlayan, Bursaspor'un attığı golleri ise cenaze haberi verir gibi anlatan spikerlere,
-Ekranlarda ve köşelerinde Bursaspor aleyhine konuşup yazmak için aportta bekleyen medya maymunlarına,
-Hakemlerin aleyhlerine verdikleri onca yanlış karara ve kaderleriyle oynamalarına,
-Verilen en ufak bir tepki de malum kulüplere verilmeyen cezaların kendilerine verilmesine kısacası PFDK’nın Bursaspor alerjisine,
- Yine 6-7 milyar borcu olan o malum kulüplere hiçbir mali kısıtlama, transfer yasağı ve ceza verilmezken, Bursaspor’a her türlü ceza ve yaptırımın uygulanmasına,
-Tüm bunlara karşı kulübün haklarını gerektiği gibi savunamayan başkan ve yöneticilere,
-Bursaspor zerre umurlarında olmayan –Artık bunu da dillendirmekten de, göstermekten de çekinmeyen- Ancak her seçim dönemi boyunlarında atkı, her galibiyet sonrasında ellerinde telefon Bursaspor üzerinden oy devşirmeye çalışan siyasilere,
-Bursaspor sayesinde ismini duyurmuş, siyasete girip en üst kademelere kadar yükselmiş camianın sözde ileri gelenlerinin vurdumduymazlıklarına,
-Buna rağmen her kongreye müdahale etme çalışmalarına,
-Bursaspor'un sıkıntısını giderebilecek güce fazlasıyla sahip kentin sanayi liderlerinin yardım eder gibi gözüküp gereken desteği hiçbir zaman vermemelerine,
-Direkt Bursaspor’dan maddi menfaat sağlamak için göreve gelen ‘Bazı’ başkan ve ‘Bazı’ yöneticilere,
-Geldikleri kulüpte üç kuruşa oynayan topçulara verilen milyonlarca liraya ve uzun sözleşmelerle kulübün borç batağına saplanmasına,
Kan emici menajerlerin, o başkan ve yöneticilerle çevirdikleri dolaplara,
-Göreve iyi niyetle de gelse de beceriksizlikleri ve yanlarındaki çakallarla Bursaspor’a çok büyük zarar verenlere,
-Yıllarca Vakıfköy’de yiyip, içip hacetini gideren, donunu, çorabını yıkatan, sonrasında iki maç oynadım diye kendilerini futbolcu oldum sanan yeni yetme futbolcu adaylarının, menajerlerin ağzına bakarak ilk fırsatta aldıklarının karşılığını vermeden hainlik ederek kaçıp gitmelerine,
-O giden yeni yetmelerin Bursaspor’un adını ağzına almayıp, transfer oldukları kulüp hakkındaki övgü dolu açıklamalarına,
-Başka hiçbir şehirde uygulanmayan abartılı emniyet tedbirlerine, o tedbirleri alanların kötü muamelelerine,
-Hem evlerinde hem de deplasmanlarda gördükleri insanlık dışı muamelelere,
-Deplasman yollarında 50 kişilik otobüslerde 80 kişi 20 saat yolculuklara,
-Üzerlerine kurulan kumpas ile cezaevlerine düşüp aylarca yatmalarına,
-Kurtulabilecekken, yöneticilerin hatalarıyla arda arda küme düşüp kulübün itibarının yerle bir olmasına, milyarlarca lira zarar ettirilmelerine,
-Bu zararları verenlerin vermedikleri paraları vermiş gibi gösterip kulübü kendilerine borçlandırmalarına, Üstelik bunu döviz ve altın üzerinden kat be kat fazla yapmalarına,
-Bursaspor'la ticaret yapıp şişirilmiş faturlar kesenlere,
-Bursaspor’da değil başkanlık yöneticilik bile yapamayacak kalibredeki kişilerin başkan olmalarına,
-Aynı şekilde maddi manevi zerre katkı vermeden yöneticilik yapan bir sürü faydasıza,
-Özellikle bu sezon kısıtlı kadroya rağmen göz göre göre elden kaçırılan oyunculara,
-Yıllarca "Şeffaflık" sözü verip, o sözü asla tutmayan yönetimlere,
-“Mali disiplin mali disiplin” derken mali disiplinsizlikle ödenmeyen para nedeniyle alınan iki dönem transfer yasağına,
-Kulübün bu durumunu bahane ederek, Bursaspor'u yok etmek için bekleyen bir sürü kötü niyetliye,
Sırf Bursaspor düzlüğe çıksın diye arkasındaki güç düşünülerek normal şartlarda asla olmayacak şekilde Bursaspor başkanlık makamına getirilenlere, o getirilenin ise o arkasındaki gücü zerre kullanamamasına ve aylarca anlattığı bir yere varmayan şeylere, oyalamalara bile sabretti ve etmeye de devam ediyor bu taraftar.
Bana göre tüm bunlara çok bile sabrettiler ya neyse !
Size gelince... Yillar boyu bu yaşananlara karşı yerlerinde sabır taşı olsa çatlayacak bu taraftarın, en ufak bir istifa çağrısına "Sabredemeyip" bırakıp gittiniz.
Ne sabırsızlığından bahsediyorsunuz?