Konum olarak olmasa bile mimari olarak en fonksiyonel olabilecek bir stadı bizim kadar kötü kullanan yoktur.
Kötü de değil aslında hiç kullanamıyoruz.
İlaveten birileri taraftara eziyet için ellerinden geleni yapıyor.
Zifiri karanlıkta, tuzak gibi çukurlar arasında binlerce insanı yürütüyorlar.
O da yetmiyor, o kadar kapı varken herkesi tek bir kapıdan alıp sonrasında aynı şekilde çıkarıp eziyet çektiriyorlar.
Stat dışındaki demir kapılardan bahsediyorum. Özellikle Teksas kale arkası tarafı.
O kadar kapı süs olsun diye mi yapıldı efendiler ?
Bu eziyetleri geçtim, insanların canı ile oynamaya başladılar.
Uyarılara rağmen, göz göre göre ihmal nedeniyle gelen kazaların affı da özrü de olmaz.
Gerekeni olur.
Ülkemizde “Devlet Büyüğü” diye saçma sapan bir tabir vardır.
Aslında asıl patronun yani "Milletin büyük" olduğunu devletteki görevlilerin ise en yukarıdan en aşağıya kadar Millete hizmet için o koltuklarda olduklarını idrak halkın içinde edememiş bir kesim var.
İşte o kesimden yüz bulan yetkililer de kendi rahatları, can güvenlikleri için hiçbir fedakarlıktan kaçınmazken, vatandaşın refahı ve can güvenliğini zerre önemsemezler.
Bir devlet büyüğü (!) veya bilmem ne başkanı, amiri, müdürü her neyse gelecek veya geçecek diye yollar, kaldırımlar temizlenir, çimler biçilir boyanacak yerler boyanır.
Sırf beyzadelerin göz zevkleri bozulmasın diye yapılır bunlar.
Ancak gelgelelim binlerce vatandaşın geçtiği yollarda insan hayati icin tehlike arz eden olumsuzluklar umursanmaz.
Öyle ya vatandaşın ne önemi var !
Aman haşmetmeaplarımızın ! ayağına taş değmesin de vatandaşa ne olursa olsun önemli değil !
İşte son örnek…
Resmi olarak Büyükşehir Belediyesi'nin adını taşıyan ancak Türkiye'de ve Bursa'da Timsah Arena olarak bilinen stadın dışındaki demir yağmur mazgalları yaklaşık bir yıl önce çalınmaya başladı. Her geçen hafta o demir mazgallar eksildi ve adeta derinlikleriyle birer tuzak haline geldiler.
Maç çıkışları karanlıkta, o mazgal boşluklarına düşmemek için büyük çaba sarfederek yürünüyor.
O tehlikeyi bizzat ben de yaşıyorum.
Bu durumu ben ve birçok Bursasporlu aylardır defalarca dile getirdiğimiz ve “Kaza olacak, birinin canı yanacak, tedbir alınsın” dediğiniz halde o mazgallar bir yıldır yerine konmadı. En ufak bir tedbir dahi alınmadi.
Bursaspor-İnegölspor maçı sonrası da olan oldu.
Tekerlekli sandalyesiyle maçtan çıkan engelli bir Bursaspor Taraftarı çalınan mazgalların boşluğuna düştü. Taraftar yaşadığı kazanın şoku ile acı ile inlerken diğer taraftarlar su vererek sakinleştirmeye çalışıyordu. Ayağında kırık şüphesiyle hastaneye götürülen taraftarın tekerlekli sandalyesi de zarar gördü.
O mazgallara düşenleri daha önce de duyuyorduk; ancak bu kez bizzat şahit oldum.
Şimdi tüm uyarılarımıza rağmen ihmalkarlığı ile bu kazanın yaşanmasına neden olan yetkili kim?
Bursaspor Başkanı mı?
Belediye Başkanı mı?
Gençlik Spor İl müdürü mü ?
Bursaspor Tesislerden sorumlu yönetici mi?
Kulüp müdürü mü?
Stat Müdürü mü?
Bunun sorumlusu her kimse ilk maça kadar o mazgalları ya yerine koysun ya da “Yaşanacak muhtemel kazalar benim sorumluğumdadır” diyerek vebali üstüne alsın.
Gerçi almasa da olur. Her türlü o sorumluluk o yetkiliye kalacak.
Kimsenin vatandaşın hayatı ile oynamaya, vatandaşın canını önemsememe hakkı yok.
Bugün ayak kırılır -ki tırnağına bile zarar gelse önemli - ALLAH korusun yarın biri düşer başını çarpar beyin kanamasından ölür.
Bakın abartmıyorum. Ayağı takılıp yere başını çarparak ölen çok insan var. Bizzat benim tanıdığım birisi var ve bu olay Bursa'da olmuştu.
O zaman ne olacak ?
Tedbir almak için illaki birinin ölmesi mi lazım !
Kim verecek bunun hesabını kim?
Bunun hesabı falan verilemez.
Zira defalardır uyarıyoruz işte.
Net olarak ifade ediyorum.
Bursa’daki ilk maça kadar o mazgallar yerine konmazsa veya konana kadar tedbir alınmazsa o alanlardaki yetki sahipleri oluşacak tüm kazalardan sorumludur.
Sonrasını kendileri düşünsün !