A Milli Takım, Avrupa Futbol Şampiyonasına jeneriklik goller ile kazandığı Gürcistan maçı ile başladı.
Dortmund'un ünlü Sarı Duvar'ını, Kırmızı Duvar'a dönüştüren o da yetmeyip diğer tribünlere de yayılan 60 bine yakın Türk'ün desteği ile maça fırtına gibi giren Ay-yıldızlı oyuncular karşılarında bu baskıya direnmeye çalışıp gol yememek için kapanan bir rakip buldular.
Sağlı sollu ataklarla rakibin üzerine giden Türk Milli Takımı oyuncuları Mert Müldür'ün jeneriklik ve turnuva tarihine geçecek golü ile çabalarının ilk sonucunu aldı.
OFSAYT KURALI DEĞİŞMELİ
Golün şokunu anlatamayan Gürcistan bu kez Arda'nın pası ile Kenan Yıldız'ın vuruşu ile topu ağlarında gördü.
Ancak bu gol ofsayt gerekçesiyle VAR'dan döndü.
Sayılmayan gol Türk Milli Takımının konsantrasyonunu bir anda bozdu ve Gürcistan maçın kontrolünü ele aldı.
Ben ise maç bitti ama o pozisyonu düşünmeye devam ettim.
Bu noktada uzun zamandır aklımda olan bir konuyu dile getirmek istiyorum.
Ceza alanı içinde verilen paslarda yani pası veren de cezaalanı içindeyse ofsayt sayılmamalı.
Kaleye iki metre kala verilen pasın oyuncunun bir santim ilerde olması nedeniyle ofsayt sayılması gerçekten saçmalık.
Futbolun meyvesi goller bu kural yüzünden heba oluyor.
İfade ettiğim gibi böylesi bir değişiklik futbola olumlu yansıyacaktır.
Devam edelim. İptal kararı sonrası bozulan konsantrasyon ile kalesinde golü gören biz olduk.
O dakikalarda defansımızın aksadığımızı da görmüş olduk.
Kapattığı köşeden golü yiyen kaleci Mert Günok konusunda zaten endişeliydim, defansı da bu şekilde görünce endişem arttı.
Zira bundan sonraki rakipler Gürcistan'dan çok daha güçlü.
Kadrosunda aktif en iyi ikinci futbolcuyu barındıran Portekiz'in golcüleri bu şekilde dağınık bir savunmayı affetmez.
Neyse ki bu kez de G.Birliği'nde yetişip şu an Real Madrid'de forma giyen genç yıldızımız sahneye çıktı da jeneriklik bir gole kendisi imza atarak bizi öne geçirdi.
Kaybedecek bir şeyi kalmayan Gürcüler'in son cezasını da Kerem Aktürkoğlu kesti ve maçı 3-1 kazandık.
Turnuvaya galibiyetle başladık.
Bu çok önemliydi.
En önemlisi eksiklerimizi de gördük.
Bana göre savunmamız, kale ve kırılganlığımız öne çıkan handikaplarımız olarak göründü.
Önde basıp topu kalemizden uzak tutmak, baskılı ve agresif oyunun bizim için en doğrusu olduğu ortada.
Genç ve enerjik bir kadromuz var.
Skoru her an değiştirebilecek oyuncularımız var.
Bu maçta fazla etkili olamayan ama diğer karşılaşmalarda kendini gösteren futbolcularımız da var.
Dolayısıyla korkacak fazla bir şeyimiz yok.
En iyi savunma hücumdur anlayışı adeta bizim Milli Takım için söylenmiş bir sözdür.
O yüzden korkmadan, rakip kim olursa olsun galibiyeti hedefleyen bu Milli takım savunmada büyük hatalar olmazsa bizi finale kadar taşıyabilir.
Bu potansiyel bu kadroda kesinlikle var.