Öncelikle Ramazan Bayramı'nızı kutluyorum ve geçtiğimiz günlerde gündem olan bir konuya değinmek istiyorum.
Eski Bakan Faruk Çelik’in Artvin’de yaptığı “Bursaspor’u ben şampiyon yaptım” açıklaması doğal olarak tartışmalara ve tepkilere neden olmuştu. Aportta bekleyen Bursaspor düşmanları da fırsatı kaçırmayıp o konuşmayı farklı noktalara çektiler.
Bakan Çelik'in kastettiğıne gelince...
Eski Bakan Bursaspor yardım kampanyasına liderlik edip kulübün ve rahmetli Başkan Yazıcı’nın elini rahatlatmıştı. Kulübün toplam borcunun 3'te 1'ini bir günde toplamıştı. Verdiği destek çok büyük ve önemliydi. O desteğin şampiyonluk yolunda atılan ilk adımlara katkısı da inkar edilemez.
Ancak Eski Bakan Çelik bu durumu biraz mübalağalı bir şekilde “Bursaspor’u ben şampiyon yaptım” şeklinde anlatınca doğal olarak gündem oldu.
İfade ettigim gibi Bursaspor düşmanları da bu sözleri işlerine geldiği gibi yorumladılar.
Önemli konumlardaki insanların biraz daha dikkat ederek konuşması gerekiyor. Zira söylemler amacını aşıp farklı noktalara çekilebiliyor.
Evet Bakan Çelik’in çorbada tuzu vardı; ancak Bursaspor’un şampiyonluğunu tabii ki kişilere baglayamayız. O şampiyonluğu camia topyekun kazanmıştı.
Bunu Faruk Bey'in kendisi de tabii ki biliyordur ancak anladığım kadarıyla seçim bölgesinde destek alabilmek için biraz mübalağa yapmak istemişti.
Yoksa şampiyonluğun hangi süreçlerden geçilerek kazanıldığını herkes biliyor.
Hepiniz hatırlarsınız 2010 öncesi sadece 4 kulübün şampiyonluğu vardı.
Futbol çevreleri sık sık “Acaba 5. Şampiyon kim olur?” diye sorulur, taraflı tarafsız herkes, istisnasız “Olsa olsa Bursaspor olur” yanıtını verirdi.
Çünkü Bursa’da futbol kültürü üst seviyedeydi. Geçmişte İstanbul kulüpleri kadar başarı kazanamamış olsa da birçok yönden büyük kulüp havasına sahipti Bursaspor.
Şehrin gücü, tesisleri, medyası, etkili taraftarı…
En önemlisi tabii ki taraftarının hemen her konuda sadece Bursaspor odaklı, menfaatten uzak, başarıya şartlanmış, taviz vermez duruşu gelen şampiyonluğun temelini yıllar içinde yükseltiyordu.
Bu ruh çok ama çok önemliydi. O ruhu kaybedince zaten olanlar oldu.
Neyse o kısma geleceğim.
Bursaspor camiasında yağ vardı, un vardı, şeker vardı, her şey vardı; ama bir türlü helva yapılamıyordu.
Çünkü mahir ustalar bir türlü bir araya gelemiyorlardı.
Bir gün mutlaka o helvanın yapılacağını biliyorduk, herkes biliyordu.
Evet sadece doğru isimlerin bir araya gelmesi ve şehrin her kesiminin desteği gerekiyordu.
İşte 2010’da bu şartlar oluştu ve şampiyonluk geldi.
Peki neydi o şartlar?
-Başkanlık makamını tam anlamıyla dolduran, camiaya liderlik eden, futbol camiasına ağırlığını gerektiğinde koyabilen bir İbrahim Yazıcı
-O’na uyumlu bir şekilde çalışan yönetim kurulu
-Gelir gelmez şehrin sahiplendiği, kendi de hemen şehirle bütünleşen bir hoca Ertuğrul Sağlam.
-Kaliteli birkaç ismin etrafında takım olabilmeyi başarmış, uyumlu, mücadeleci bir futbolcu kadrosu.
-Bursa’da ve deplasmanlarda takımını destekleyen, sadece Bursaspor odaklı hareket eden mükemmel taraftar.
- Şampiyonluk yolunda Bursaspor’a zarar vermemek için elinden geleni yapan –bir iki istisna hariç- medya.
-Şehrin ileri gelenlerinin gerçek manada desteği.
Evet tüm bu bileşenler bir araya gelip bütünlük sağlanınca Bursa şehri o beklenen helvayı yapmayı başarmıştı.
Tüm Türkiye’nin Bursaspor’a yakıştırdığı şampiyonluk yeşil beyazlı camia tarafından bileğinin hakkıyla sonunda kazanılmıştı.
Şampiyonluğu yani o büyük başarıyı getiren etkenler çeşitli nedenlerle eksilmeye başlayınca, başka bir deyişle helvadaki bazı malzemeler bozulunca da düşüş başladı.
Şehir olarak camia olarak şampiyonluğu kazanan Bursaspor, yine şehir ve camianın hataları ve bazılarının bilerek yaptığı yanlışlarla şu an içinde bulunduğu sıkıntılı duruma düştü.
Evet burada görülüyor ki Bursaspor’un en büyük rakibi yine kendi camiasıdır.
Ne zaman ki yanlışlardan vazgeçeriz, menfaatlerimizi, egolarımızı bir kenara koyarız o zaman yine o eski şampiyon Bursaspor’u tüm Türkiye’ye izletmeye başlarız.
Kimse ön plana çıkmadan hep beraber şampiyon olduk ve yine hep beraber küme düştük.
Buradan çıkacaksak da yine hep beraber çıkacağız.
İnşallah bu daha fazla gecikmeden olur.
Zira bizim kadar tüm Türkiye’nin de Şampiyon'un evine geri dönmesine ihtiyacı var.
Hepinize tekrar mutlu bayramlar diliyorum…
Mesut Şevket Hasoğlu 2 yıl önce