Şunun şurasında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne 5 gün kaldı... Her yıl gün kapsamında panel, söyleşi, seminer, çalıştay, basın açıklaması gibi kamuoyu oluşturulmasına yönelik pek çok etkinlik yapılıyor yapılmasına da...
Kadınların, çocukların öldürülmesine, şiddet ve işkence görmesine, tecavüze, tacize uğramasına engel olmadığı gibi, şiddet azalacağına artıyor... Kadınlarımızı koruyamıyoruz... Çocuklarımızı koruyamıyoruz... 4 gün sonra da öğretmenler günü... Öğretmenlerimizi de koruyamıyoruz... Tıpkı sağlık çalışanlarını koruyamadığımız gibi...
Bursa Tabip Odası, Türk Tabipler Birliği'nin bugün yaptığı açıklamaya paralael bir açıklama yaparak bize şunu hatırlattı...
Kadın sağlık çalışanları hem sağlık çalışanı olmaktan hem de kadın olmaktan dolayı şiddete maruz kalıyor... Bir nevi çifte kavrulmuşluk ahvali...
Basın açıklamasını okurken olayı hatırladım... Samsun'da genç bir doktor, yine bir sağlık çalışanı olan sekreterini eski eşinin şiddetinden korumaya çalışırken bıçaklandı... Yaşamını yitirdi...
Bursa Tabib Odası'nda "Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu" varmış... Adını ilk kez duydum... Kadına yönelik şiddet de hem bedensel, hem de ruhsal olarak komisyonun kapsamına giriyor... Bursa'daki kadına şiddet vakalarında bireysel olarak varlıklarıın hissediyoruz, ama kurumsal olarak seslerini bugün olduğu gibi daha çok duymak isteriz...
9 YIL ÖNCE DR. AYNUR DAĞDEMİR SEKRETERİNİ KORUMAK İSTERKEN KATLEDİLDİ
Bursa Tabip Odası (BTO) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu'nun basın açıklamasına gelecek olursak...
"Dr. Aynur Dağdemir bugün bizler için sağlıkta ve kadına yönelik şiddetin simgesi olmuştur" başlıklı basın açıklamasında deniyor ki:
"Sevgili Aynur Dağdemir, 19 Kasım 2015’te, Samsun’da çalıştığı özel hastanede, birlikte çalıştığı sekreterini, eski eşi olan erkeğin şiddetine karşı korumaya çalışırken saldırıya uğramış ve yaşamını yitirmiştir.
Öfkemiz ve acımız hala taze! Aynur, şiddete uğrayan başka bir kadın ile dayanışmak ve onu korumak istediği için öldürüldü!
Aynur, güvenli olmayan çalışma koşulları nedeniyle yaşamdan koparıldı!
Biliyoruz ki sağlıkta şiddet hepimiz için günbegün artıyor, ya yaralanıyor, ya da yaşamdan koparılıyoruz, ancak şunu da biliyoruz ki kadın sağlık emekçileri daha fazla şiddete uğrama riski altındalar!"
KADINLARIN, KADIN SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İHTİYAÇLARINA KÖR ERİL SİSTEM!
Basın açıklamasında şöyle bir tespit de var:
"...Bugün sağlık hizmetleri niteliğini kaybetmiş, birinci basamaktan üçüncü basamağa, neresinden tutsan elinde kalan, toplumun ve çalışanların ihtiyaçlarından uzak, adil ve insancıl olmayan, kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına kör, eril bir sisteme dönüşmüştür."
'YAŞANANLAR HEM KADINA HEM DE SAĞLIKTA ŞİDDETİN TA KENDİSİDİR'
Sağlık çalışanları arasındaki şiddete atıfta bulunulan basın açıklamasında şu ifadeler yer alıyor:
"Failler, silahlarıyla, ellerini, kollarını sallayarak hizmet ürettiğimiz alanlara girebilmektedir. Daha geçtiğimiz yıl Dr. Melek Bağçe, Alanya’da, boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından çalıştığı aile sağlığı merkezinde katledilmiştir.
Yine Ekim 2022’de ASM’de çalışan hemşire Emine Ay işyerinde bir erkek tarafından ateşli silahla vurulmuş, Nisan 2023’de Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşe Güneş, eski eşi tarafından hastane bahçesinde bıçaklı saldırıya uğramıştır.
Yaşananlar hem kadına yönelik şiddet hem de çalışma alanlarımızda gerçekleştiği için sağlıkta şiddetin ta kendisidir!
Şiddet yönetsel olarak da üretilmekte, kadın meslektaşlarımız yoğun çalışma koşulları, baskı ve mobbing nedeniyle yine yaşamdan koparılmaktadır!
SABİM şikayeti nedeniyle yaşamına son veren Dr. Melike Erdem’i, Pediatri Asistanı Dr. Ece Ceyda Güdemek’i, bu yıl içerisinde yine nöbet sonrası yaşamına son veren ve çalışma koşullarından yakındığını bildiğimiz Dr. Ronahi Satı’yı, geçtiğimiz ay yitirdiğimiz ve henüz 5 aydır çalışmakta iken yaşamına son veren Dr. Ayşe Şimşek’i unutmadık!"
Bursa Tabip Odası (BTO) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu'nun taleplerine gelince:
"Biz kadın hekimler:
Eril şiddeti her alanda üreten patriyarkal zihniyete karşı durmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz!
Başta, birlikte çalıştığı kadını korumaya çalışırken, şiddete sessiz kalmadığı için yaşamını yitiren Dr. Aynur Dağdemir olmak üzere, baskı, mobbing, güvenli olmayan çalışma koşullarında tükenerek veya erkek şiddeti sonucu yaşamdan koparılan bütün kadın meslektaşlarımızı saygıyla anıyoruz.
Artık yeter! Yaralanmak, ölmek, tükenmek istemiyoruz! Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz!
Güvenli çalışma alanları istiyoruz!
Sağlıkta şiddeti üreten, kadınların ve kadın sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarına kör sağlık politikalarından vazgeçilmesini istiyoruz!
Cezasızlığın son bulmasını istiyoruz!
Yaşam alanlarımız gibi çalışma alanlarımızda da baskı ve tahakkümle üretilen eril şiddete karşı mücadelemizi sürdüreceğiz
Biliyoruz ki güçlenmek bir araya gelmek ve dayanışmak ile mümkün olacaktır
Kadın hekimler varız, tıpkı diğer yaşam alanlarında olduğu gibi çalışma alanlarımızda da var olmaya devam edeceğiz! "