Bursaspor’da Enes Çelik başkanlığındaki yönetim kurulu bu pazar günü gerçekleştirilecek kongre sonrası görevi devralacak.
Yeni yönetim görevi devraldıktan sonra da görev bölümü yapılacak.
Yönetim nasıl bir görev bölümü yapar bilemiyorum; ancak bildiğim bir şey var o da asıl görev bölümünün tüm kentte yapılması gerektiğidir. Zira kent olarak çok ciddi bir mücadeleye gireceğiz.
Peki nedir bu şehrin yapması gereken görev bölümü?
Gayet basit.
Bursaspor'un bu sıkıntıdan kurtulması için herkes kendi üzerine düşeni elinden gelenin en üst sınırında yapacak ve krndi alanının dışına kesinlikle çıkmayacak.
Bu görev bölümünde kim nasıl hareket etmeli ana hatları ile değinelim.
YÖNETİM KURULU
Enes Çelik ve arkadaşları bu zor zamanda görevi üstlenerek ve şehirde uzun zamandır olmayan birliği tesis ederek zaten büyük bir iş yaptılar. Ancak tabii ki devamı da gelmeli. Bursaspor’u ekonomik ve sportif alanlarda düzlüğe çıkaracak, hedefe ulaştıracak doğru hamleleri ve tercihleri yapmak. Bursaspor’un hakkını yedirmeyip buna niyetlenenlere karşı olması gereken reaksiyonu vermek.
Yeni nesli kazanmak adına organizasyonlar yapmak ve gençleri stada çekmek.
FUTBOLCULAR
Giydikleri formanın, taşıdıkları armanın aldıkları paranın hakkını vermek adına canlarını dişlerine takıp terlerinin son damlasına kadar mücadele etmek sonuç olarak da şampiyonu ait olduğu yere en kısa sürede çıkarmak.
ŞEHRİN İLERİ GELENLERİ
Siyasiler, Vali, kent yöneticileri ve tüm Bursa iş dünyası…
Son yıllarda olduğu gibi dişin kovuğuna bile gitmeyen yaraya değil çare, pansuman bile olmayan, dostlar alışverişte görsün şeklinde göstermelik destekler değil gerçek mânâda özellikle maddi alanda ihtiyaç oranında destek vermek.
Hayata geçecek kampanyalarda kentin o meşhur ekonomik gücünü tam olarak kulübe destek olarak yansıtmak.
Camiaya yönelik geçmişte olduğu gibi oluşabilecek saldırılara göğüs germek.
BELEDİYE BAŞKANLARI
Şehrin ileri gelenleri diye yukarıda bir bölüm ayırsam da belediye başkanı Bozbey ve diğer ilçe belediye başkanlarına ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Şehrin en etkin noktasında kendileri bulunuyor. Onlardan talep edilen desteği eksiksiz sağlamalılar. Bunu yapmayanlar yüzünden şehrin en büyük markası üçüncü lige kadar düştü. Dolayısıyla tüm Bursa düştü.
Bu durumu tersine çevirmenin ve tarihe geçmenin baş aktörlerinden biri de Bozbey başta olmak üzere belediye başkanlarıdır.
Bu önemli rolün gereğini yerine getirmeliler.
MEDYA
Medya da sadece alanında kalmalı. Her zaman ifade ederim. Yerel medya kentle, kentin kulübüyle ilgili konularda taraftır, taraf olmalıdır. Ulusal medya bile taraf değilken “Ben gazeteciyim taraf olmam, yazarım, çizerim” anlayışı mantıklı olmaz.
Bu nedenle de medya kendi sınırlarını aşmadan görevini yapıp Bursaspor’a gereken desteği verip, kulübe zarar verebilecek politikalardan uzak durmalıdır.
TARAFTAR
Şehrin görev bölümünün en önemli kısmı burada.
Zira eskiden olduğu gibi duruşu olan, güçlü ve tek ortak amacı Bursaspor’un başarısı olan, alanı dışındaki işlere karışmayan -özellikle kulüp ve yönetim işlerine- menfaat gözetmeyen, gözetmeye kalkanı da arasından atan bir taraftar anlayışı zaten yukarıda yazdığım öğelerin de gerektiği gibi hareket etmesini sağlayacaktır.
Taraftarın görevi bellidir.
Tribün desteği, maddi destek, Bursaspor’un hakkını savunmak ve şehirde Bursasporluluğu yaymak.
Samimi bir taraftarın bunlar dışında bir görevi ve amacı olmaz
Bursasporluların meşhur “ŞEHR-İ MÜDAAFA” mottosu bir süredir lafta kalıyordu.
Ancak artık yeniden icraata dökülmeli.
Yapılan yanlışları unutmadan; ama ders alarak geçmişe sünger çekilmeli, kırgınlıklar bir kenara bırakılmalı.
Tribünler dolmalı, kulübe ceza aldırmayacak şekilde en üst seviyede destek verilmeli.
Bursaspor’a destek kampanyalarına herkes ama herkes gücünün en üst seviyesinde katılmalı çevresini de teşvik etmeli.
Kentte özellikle yeni nesilde kaybolmaya başlayan Bursasporluluğun yeniden yükselişe geçmesi için tüm Bursaporlular ellerinden geleni yapmalı. Bunun için de en gereklisi yeni nesli stada getirmeli.
Evet Bursa olarak Bursaspor Camiası olarak bu şehirde ikamet eden, ekmek parası kazanan herkesin ama herkesin kentin en büyük ve önemli markası Bursaspor’a karşı bir sorumluluğu var.
Herkes üzerine düşen görevi yapar ve sınırları dışına çıkmazsa, Bursaspor’da Bizans düzenine karşı tarihi görevini yine üstlenir ve ait olduğu Süper Ligi’e en kısa sürede geri döner, Avrupa sahnelerinde de yine boy gösterir.
Bunu içimizde istemeyen yoktur diye düşünüyorum.
Evet verilecek Kurtuluş Savaşında hepimize çok çok önemli roller ve görevler düşüyor.
O zaman yönetim kurulundan önce tüm şehir yani bizler üzerimize düşen sorumlulukları alakım ve her birimiz tarihi görevlerimizin başına geçelim.
Öyleyse ne diyelim...
Şimdiden gazamız mübarek olsun.