Bursaspor kendi sahasında bu kez de ligin yeni ekiplerinden Ankara Demirspor’a mağlup oldu.
Ayaklarımı sürüye sürüye stadın yolunu tuttum. Zira Özlüce'deki havayı bildiğimden zerre umudum yoktu.
Maç başlar başlamaz da oyunu görünce yanılmadığımı üzülerek gördüm.
Bursasporlu oyuncuların ne takım halindeki oyunları ne de bireysel performansları değerlendirmeye yeterli düzeydeydi.
Kendi sahasında rakip kaleye bile gidemeyen, ne oynadığı belli olmayan kazanmak için ortaya bir karakter, mücadele koyamayan oyuncu grubundan ne beklenebilir ki.
Kadroda “Yetenekli” denebilecek doğru düzgün oyuncu yok.
Kapasite bu kadar. Mücadele de olmayınca bu sonuçlar normal.
Yetenek eksikliği olan oyuncular fazladan mücadele ile bu açıklarını bir nebzede olsa kapatabilirler.
Ancak yeşil beyazlı gençlerde böyle bir niyet de yok.
Bu kadro bu haliyle transfer tahtası açılmazsa küme düşer.
Bunun hocalık falan bir durumu falan yok. Süper Lig'in en iyi hocasını getirin bu değişmez.
Bu kadronun gerçeği bu.
Recep Günay’a, yönetici arkadaşlarına ve onlarla arası iyi olduğu için destek olan bazı Bursasporlu dostlara uzun zamandır anlatamıyoruz.
Bursaspor’u soyanlardan, zarar ettirenlerden hesap sorulmasını hepimiz istiyoruz.
Ancak öncelik futbol takımının toparlanması dedik, dinletemedik.
Recep Günay hayallerini, hırslarını inatla camiaya dayattı.
Olmayacak dualara amin demeye inat etti.
Uçuk hayallerini proje diye ortaya koydu.
Transfer yasağı kaldırılıp doğru düzgün takviyeler yapmak gerekiyor.
Bunun için de para gerekiyor.
Şehir artık olumlu bir şeyler görmeden kaynak sağlamaz.
Güvenmediği, inanmadığı insanlara destek olmaz.
Bu gücü olan yani sağa sola el açmayacak birileri yönetime gelmeliydi.
Duygusal değil mantıklı düşünmek ve hareket etmek durumundayız.
Öncelik kulübü yaşatmak. Bunun için de futbol takımının toparlanması gerekiyor.
Recep Günay ile de bu şartlarda bu imkansız.
Özetle bu gidiş gidiş değil. Biraz daha geç kalınırsa bunu dönüşü olmaz.
Herkes, başta yönetim şapkasını önüne koyup düşünsün ve ona göre hareket etsin
Böyle hayallere dalmaya devam edersek acı gerçeklerle de daha çok yüzleşmeye devam ederiz.