Bursaspor, yalnızlığından faydalanan bir takım çevrelerin el birliği ve buna maşalık eden TFF’nin kararıyla kurban edildi.
Soru basit...
Bursaspor’un son 10 gündür yaşadığı süreci bakalım. Aynı şeyler 2010 yılında yaşansaydı yani İbrahim Yazıcı başkan, taraftar tam anlamıyla birlik içindeyken, hükümette de çok güçlü bir Bursalı bakan varken ve ulusal medyada o dönem olduğu gibi sesimizi duyuranlar olsaydı ne olurdu sizce?
Cevap kimsenin itiraz edemeyeceği kadar net.
İlk başta en fazla 3-4 maç ceza açıklanır ve 2 maça indirilirdi.
İşte şu an bunların hiçbirine sahip olmadığımız için yani yalnız olduğumuz ve birlik olmadığımız, kenetlenme hep lafta kaldığı için bunları yaşıyoruz, yani kurban ediliyoruz.
Kulüp yönetiminde bu tip kaoslarda tecrübeli, kamuoyunu yönlendirebilecek, gereken noktalara etki edebilecek daha açık tabirle ağırlığını koyabilecek kimse yok.
İş işten geçtikten sonra basın toplantısı yapıyorlar.
Bursaspor’a karşı lincin başladığı anın ertesi günü ses getirecek bir katılımla ve çok daha çarpıcı şekilde yapacaktın o basın toplantısını.
Biz ne yaptık?
Ceza verilip onandıktan sonra yerel basınla kendimiz çalıp kendimiz oynadık.
Neye yaradı?
Şehir dışında olduğum için katılamadım gerçi ama konuşmaları dinledim tabii ki.
ÖNCELİK BURSASPOR OLMADAN OLMAZ
Siyaseten sahnede hiç yokuz. Kulüp yönetimi her konuda tecrübesiz ve liyakatsiz, taraftar da birlik gibi görünüp olamayınca böyle oluyor.
Siyasi çevreler Bursaspor’u linç ederken taraftarın önemli bir kesimi kendi oy verdiği partiden Bursaspor’a yapılan haksızlıklara kör ve sağır kesilme gayretine girdiğini gördük.
Arada istisnalar vardı tabi ki. Kelimeleri seçerek de olsa kendi partisini eleştirenler oldu.
Ancak çoğunluk böyle değildi.
Arkadaşlar oy verdiğiniz parti size göre Bursaspor’dan değerliyse bu sizin tercihinizdir saygı duyarım; ancak sizinle Bursaspor adına konuşacak bir şeyimiz yoktur.
Benim şahsen böyle kişilerle Bursaspor adına konuşacak hiçbir şeyim yok.
Zira zamanında oy verdiğim parti Bursaspor’u eleştirdi diye ağzıma geleni söylemiş ve o parti vekillerince aranıp “Yahu sen bizden değil misin?” diye sorulduğunda “Ben önce Bursasporluyum” demiş biriyim.
Bursasporluluk bunu gerektirir.
Ya hepimiz böyle davranalım ya da Bursasporluluk mavalı okumayalım.
Böyle davranmayanlar okumasın.
MECLİSE BURSASPORLU VEKİL
“Meclise Bursasporlu vekil gönderelim” diyoruz.
Onda bile adamcılık yapmaya çalışanlar var.
Bu işi kotarabilecek olana sırf sevmediği için dudak bükenler var.
Ha bu arada meclise bizi temsilen gidecek kişi veya kişilerin Bursasporlu olması da yetmez.
Zira mevcut 20 vekil içinde az da olsa Bursasporlular var; ama zerre faydalarını göremedik.
Çünkü bizim gibi Bursasporlu değiller. Bursaspor’u bizim gibi yürekten hissetmiyorlar. Lafta Bursasporlular.
Oraya gidecek kişiler bizim kafada ve gözü kara olacak, masaya yumruğunu vurmayı bilecek.
Türkiye’de futbol sahada değil lobiyle oynanıyor.
Lobisi güçlü olan kazanıyor. Diyarbakır lobisi arkasına aldığı rüzgarla kendini anlatamayan Bursaspor camiasını sahada değil; ama masada alt etti.
İBRAHİM BURKAY İSTİFA !
Bakın “Bursaspor lobisi” diye bir cümle bile kuramıyorum.
Zira yok.
Alın işte TFF’de en etkili görevlerden birinde bulunan BTSO Başkanı İbrahim Burkay !
Söz konusu Bursaspor olunca yaralı parmağa su dökmüyor.
Gerçi Bursa şehrine de bir faydasını göremedik bu güne kadar.
Çünkü Bursalılık aidiyetine sahip biri değil. Bursasporlu hiç değil.
Kendisini buradan istifaya davet ediyorum.
Çünkü Bursa şehrini gerektiği gibi temsil edemiyor, beklentileri karşılayamıyor.
Bulunduğu makamlari işgal etmeyi bıraksın, yerine işe yarayacak birileri gelsin.
İşte bu nedenle sadece meclise değil federasyona veya Bursa’yı temsil edecek makamlara adam gönderirken parasına puluna, makamına değil Bursasporluluğuna, kulüp için bugüne kadar yaptıklarına, yüreğine bakacaksın.
Evet biz eğer, kulüp yönetiminden siyasete, spordan, medyaya kadar lobimizi güçlendiremezsek yani kritik noktalara bizden, bizi gerçekten savunacak birilerini yerleştiremezsek bu şekilde kurban edilmeye devam ederiz.
Burası Türkiye sahada güçlü olmak yetmiyor, her yerde güçlü olacaksın.
Gerisi hikaye…
ümit 2 yıl önce