Türk düşmanı ülkeler ve dış mihraklar savaş meydanında Türkler'le başa çıkamayacaklarını bildiklerinden ülkemiz üzerindeki emellerini nifak sokarak, ayrılık çıkararak, topraklarımızı karıştırırak gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Bu yıllardır böyle ve bu benim tespitim değil bizzat kendi itiraflardır.
70'lerdeki sağ-sol kavgaları da buna örnektir.
Küresel güçlerin baş aktörleri "Sağ sol kavgalarını bizzat biz organize ettik" itirafında bulunuyorlar.
Çünkü böylesi stratejik bir noktada güçlü bir Türkiye değil kumanda edebildikleri bir Türkiye istiyorlar.
Bölünmüş, güçsüz bir ülke istiyorlar.
Sam Amca başta olmak üzere yardakçısı bir çok ülke bu oyunları üzerimizde kuruyor.
İlaveten ülkemiz içinde, bizden olan 'Dahili Bedhahlar' da suç ortaklığı yapıyorlar.
PKK'lı eski vekil Leyla Zana'nın "Bizi 26 ülke destekliyor" itirafı yerine aslında "Bizi kullanıyorlar" demesi daha doğru olurdu aslında.
Evet Zana'nın bu söylemi bunun kanıtıdır.
Burada Kürt vatandaşlarımız şunu sormalı.
Evet şahsen Kürt olsam "Türkiye'de o kadar etnik köken varken neden yıllardır biz piyon gibi kullanılıyoruz?" diye kendime sorardım.
Hababam Sınıfı'nda kız öğrencilerin bir erkek öğrenciyi kendi taraflarına çekebilmek için o erkekte aradıkları kriterleri hatırlarım ve "Kullanılnaya en müsait biz miyiz?" diye düşünürdüm.
Çünkü yıllardır var bu durum.
Sürekli kaşınan "suni" bir yara var.
Hele o terör örgütüne ve siyasi uzantılarına ne demeli?
Asker, polis bebek öldürüp "Biz barış istiyoruz" demiyorlar mı ! Tam çıldırmalık.
Neymiş Kürtler eşit değillermiş !
Hangi konuda eşit değiller acaba?
Herhangi bir yerde "Sen Kürt'sün şu imkandan yaralanamazsın mı deniyor ?
Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Bakan, Vekil, Vali, Belediye Başkanı, Muhtar, Sanatçı, Sporcu, iş insanı, Doktor, Mühendis, Gazeteci, esnaf, işçi olabildikleri ve yine boğazda yalı, Göçek'te yat, Bodrum'da villa, en lüksünden mekân, en lüksünden araç sahibi olabildikleri ülkede neyin eşitsizliğini yaşıyorlar acaba ? !
Yetmiyor kaşımak için bide "Türkiyelilik" zırvası çıkarmaya çalışıyorlar.
Fransız, Alman, İngiliz, Rus, İspanyol olunuyor; ama Türk olunamıyor !
Yetmiş iki buçuk milletten oluşan Amerika'daki insanlar bile gururla"Biz Amerikalıyız" diyebilirken oradaki yapım ekine takılmayın, ırk gibi söylüyorlar bunu, bizdeki maşalara "Türküm" demek zor geliyor.
Ermeni asıllı Fransız siyasetçi "Ben Fransızım" deyince karşısındaki Türk "Neden Ermeniyim demiyorsunuz, Türkiye'de "Türküm" denmesi hoşunuza gitmiyor dendiğinde "O başka" diye nasıl saçmalamıştı hatırlayın.
Söz konusu Türkler, Türkiye olunca "Başka" oluyor hep !
Bu ülkede hemen herkesin bir etnik kökeni var. "Bazı" Kürtler hariç bunu ön plana çıkarıp, mağdur edebiyatı yapan yok.
Velhasılı kelam bu ülkede kesinlikle "Kürt Sorunu" diye bir şey yok.
Ona buna maşalık edip sorun çıkaran sözde Kürtler var.
Evet "Sözde" diyorum. Özellikle elebaşlık yapanlar Kürt falan değil.
İstedikleri şey "Eşitlik" falan da değil.
İmtiyaz istiyorlar, ayrıcalık istiyorlar.
Dünya'da hiçbir ülkede kabul görmeyecek isteklerle devletin karşısına çıkıyorlar.
Kabul görmeyince de "Kürt Sorunu, eşit değiliz" diye zırvalıyorlar.
Ayrıca ne verirseniz verin isteklerinin sonunun gelmeyeceği de bir gerçek.
Bu ülke onlara her alanda her konuda eşitlik verdi veriyor.
Bu konuda onları ikna etmek zorunda falan değiliz.
Her şey zaten ortada.
Asıl onlar bu ülkeye, vatana, bayrağa bağlılıklarını göstermek durumundalar.
"Kürt sorunu denilen şey, Türkiye'den toprak koparılarak Kürt Devleti kurulmak istenmesidir.
Olayın özeti budur.
Herkesin eşit olduğu ülkede "Eşit değiliz" demek nankörlüktür.
Bu bayrağa, devlete, vatana bağlı herkes hangi etnik kökenden olursa olsun eşittir.
Tüm Kürt vatandaşlarımız bu gerçekle hareket etmeli.
Eden de çok var sağolsunlar.
Zaten bu yazılanlar onları bağlamıyor.