Bursa gıda sektörünün pahalılığı can sıkıcı boyutlarda.
Üstelik gittikçe küçülen porsiyonlar gittikçe büyüyen fiyatlarla müşteriye sunuluyor.
Porsiyonlar mini fiyatlar kallavi!
Aslında bu yıllardır böyle de son zamanlarda ipin ucunu iyice kaçıranlar var. Serbest Piyasa Ekonomisini, Serbest Kazık Ekonomisi gibi uygulayanlar var ! Gittiğimiz diğer şehirlerde karşılaştığımız fiyatlarla bunu net olarak yıllardır görüyoruz.
Burada tek bir firmayı örnek vererek yazmış olsam da Bursa'daki işletmeler arasinda bu zihniyette olan pek çok marka var.
Dolayısıyla yazılanları onlar da üzerlerine alınmalılar.
Evet Bursa'daki bu yüksek fiyat skalasını belirleyen ise başrollerdeki bazı işletmeler.
Zira diğer firmalar da onlara bakarak fiyat yazıyorlar.
Dolayısıyla Bursalılar gıda sektöründe en pahalı şehirlerden birinde yaşamak zorunda kalıyor.
Şimdi o fiyatları belirleyen aktörlerin en başında geleninden bahsedecegim.
Tamam bir marka değeri olsun ama bu kadar da abartmamak gerekiyor.
Tarihi bir işletme.
Hatta tarihi bir karakterle de bazı yönlerden benzeşiyor !
Makedon Komutan Büyük İskender dünyayı fethetmiş, bizim adaşı kebapçı ise fiyatları ile cepleri fethediyor !
Döner yaptıkları kuzuların Uludağ’da kekikle beslendiğini söylerler de porsiyon fiyatına bakınca o kuzular kekikten çok havyarla falan besleniyorlar gibi !
Evet yıllardır yüksek fiyat politikasıyla alt hâttâ orta gelir grubunu dahi yanına yaklaştırmayan bu firma, son asgari ücret zammını fırsata çevirerek fahiş bir zam yaptı.
Benim de bunları yazmama neden oldu.
Çünkü Bursa'daki gıda sektörünün fiyat borsasını belirleyen bir konumda olduğu için bu fahiş zamlar ve fiyat politikaları tüm şehri etkiliyor.
Benim itirazım buna.
Yoksa ne yaparlarsa yapsınlar çok da umurumda değil.
1 kilo et fiyatından daha pahalıya bir porsiyon kebap satmak nedir ?
Ki o porsiyonlar da ifade ettiğim gibiyıllar içinde küçüldükçe küçüldü. Normal iştahlı bir insan asla doymaz.
Bu arada o sektörde yıllarca işletme sahibi olarak faaliyet göstermiş biri olarak bir işletmenin her giderine vakıfım. Öyle hariçten gazel okumuyorum.
Kimse de hikaye anlatmasın.
Gelelim o zam konusuna.
Küçük bir hesap yapalım.
Ara not olarak 'Ana ürünleri ete' uzun zamandir zam gelmediğini de vurgulamak istiyorum.
Asgari ücrete gelen zam mevzu bahis işletmenin bir şubesine en fazla 150 - 200 bin TL ek maaş ve sigorta primi yükü getirir. Hadi 300 bin olsun. Porsiyon başına yapılan 100 TL'lik zamla o yükü müşteri potansiyelleri ile 3 bilemediniz 5 günde telafi edebiliyorlar.
Geriye kalan 25 günde ise extradan kâr yapmış olacaklar.
Özetle bu işletme en fazla 20 TL zam yapması gerekirken -aslında ona da gerek yok zaten fiyatları yüksekti- 100 TL zam yapmış durumda.
Kısaca porsiyon başına 80 TL fazladan zam yapmış durumdalar.
Ķâr üstüne kâr !
Geçmişte bir şubelerinde personelin yaptığı organize soygunu bile uzun zaman sonra tesadüfen farketmişlerdi. Bu bile kâr marjlarinin ne seviyede olduğunu ispatlıyor.
Kimsenin parasında pulunda gözümüz yok. Ama o Bursa markasının yanına Bursalıların yüzde 95'i yaklaşamıyor.
Ancak caddelere yayılan tereyağ kokusunu içlerine çekip iç çekebiliyorlar.
Bugün 4 kişilik bir aile gitse ve birer porsiyon yeseler 'en az' 2 bin TL hesap ödemek zorundalar.
El insaf !
Bu kadar kârın şehre iyi bir yansıması da olsa keşke.
Yani kaç öğrenciye burs veriyorlar, okul, hastane vb ne gibi hayırları var bilmiyorum. Zira hiç de duymadık. Neyse kendi bilecekler bir şey.
Ama artık biraz frene basmalılar.
Bu kadar hırslı olmamak lâzım.
Tekrar ediyorum.
Bu zamlar diğer işletmelere yansımasa bu yazıyı yazmazdım.
Zira kimse o işletmeye zorla gitmiyor.
Ama dediğim gibi o fiyatlar emin olun bütün Bursa'yı etkiliyor.
Bu ekonomik krizde fırsatçılık yapmanın da bir alemi yok.
Aile üyeleri farklı dükkânları işletiyor biliyoruz. Bence fiyat politikalarını gözden geçirmeliler.
"Bursalılara uzak bir Bursa markası" kimliğinden kurtulmalılar.
Bu zor ekonomik şartlarda bencilce değil biraz da halkı düşünerek hareket etmek gerekir.
Zira o halk sayesinde var oldular.
Mesut Çakır 11 ay önce