Aylardır, yıllardır Bursaspor için yazıp çiziyorum, Programlarda konuşuyorum.
Bursa’yı, Bursaspor’u savunacağım derken doğal olarak yanlışlar yapan birçok kent yöneticisi ve yeşil beyazlı camia mensubu ile kötü de oluyorum.
Aynı şekilde medyada ve sosyal medyada da çok küçük bir kesim Bursaspor için mücadele veriyor.
Ancak şehrin ve camianın çok büyük çoğunluğu anlam veremediğim şekilde derin uykuda.
Bizler uğraştığımızla, kötü olduğumuzla kalıyoruz.
Yollarda "Abi nolucak bu halimiz?" diye çeviren çevirene. Herkes kan ağlıyor.
Ancak bir türlü harekete geçilemiyor.
Camiada ‘Kurtuluş ateşini’ yakabilecek tek oluşum yeşil beyazlı taraftarlardır.
Ancak onlarda da olması gereken aksiyon yok.
Sosyal medyada binlerce kişi yazıp çiziyor, “Haydi toplanalım” dendiğinde 300-500 kişi geliyor.
Taraftarlık sadece iç sahada tribünleri doldurmak veya deplasmanlara gitmek değildir.
Gerektiğinde baskı unsuru da olabilmektir.
Eskiden Bursaspor Taraftarının bu yönüde çok güçlüylü; ancak son yıllarda bu kayboldu.
Kaybolunca da Bursaspor birtakım çevreler tarafından umursanmaz oldu.
Meydanı boş buldular.
Bursaspor’dan mali anlamda çok daha kötü durumda olan, borçları 20 milyara doğru ilerleyen ve ödenebilecek seviyeleri kat be kat geçen kulüpler camialarının baskı unsurlarını iyi kullanarak ayaktalar.
Biz de ise birleri kulübü kapatsak mı ya da yeni kulüp mü kursak acaba? kafasındalar !
Tıpkı Kurtuluş Savaşı zamanı mücadele etmeyip "ABD, İngiliz veya Fransız mandası altına girelim" diyenler gibiler !
Hayırdır bu kulübü siz mi kurdunuz da siz kapatacaksınız?!
Bu meydan boşluğuna artık son vermek gerekiyor.
Sevdikleri şeyler için veya vatanları için kurtuluş savaşı verenler de kolayına kaçıp sırtını dönenler de tarihte yerlerini alırlar.
Ancak tabii ki farklı şekillerde !
O yüzden kim nasıl tarihte yer almak istiyorsa şu ana kadar yaptıklarını veya yapmadıklarını gözden geçirsin ve bundan sonra ona göre hareket etsin.
Daha önce de defalarca dile getirdiğim gibi Bursaspor’un buradan çıkması kesinlikle zor değil.
Sadece bu işe ön ayak olabilecekleri ya da olması gerekenleri teşvik etmek gerekiyor.
Bu teşvik güzellikle olmuyorsa -ki olmuyor- demokrasi sınırları çerçevesinde baskıyla olmalıdır.
Bunun için de önümüzde bir aylık bir seçim süreci var.
Bunu değerlendirdik değerlendirdik, aksi takdirde bu nesil olarak Bursa ve Bursaspor tarihindeki yerimiz hiç de iyi olmayacak.
Daha net ifade ile Bursaspor'un yok oluşunu izleyip hiçbir şey yapmayanlar olarak tarihte yer alacağız.
Bunu istiyorsak aynen böyle devam edelim !