2013'den beri birileri tarafından bilinçli olarak güçsüzleştirilen, gereken destek verilmeyen Bursaspor, bu kez de yine birilerinin inadıyla 3. Lige düştü.
Camia olarak hatalarımızdan ders almazsak bu düşüşün devamı da gelir.
O yüzden Bursaspor’u gerçekten seven herkes egosunu, menfaatini, hırslarını bir kenara bırakmak zorundadır.
Öncelikle bir önceki yazımdaki şu cümlemi tekrar etmek istiyorum.
“Mayıs kongresinde transfer tahtasını açıp, kadroyu doğru isimlerle değiştirecek, doğru bir hocayı işin başına getirecek ve sonrasında da doğru bir şekilde kulübü yönetecek isimler başa gelmelidir.
Bunları yapamayacak kişiler görevde kalmaya çalışmasın, yapamayacak yeni birileri de göreve gelmeye çalışmasın.”
Evet aynen öyle.
Transfer yasağını kaldıramayacak hiç kimse mayıs kongresinde aday olmaya kalkmasın.
Birilerinin yetersizliklerine daha fazla katlanmak istemiyor bu camia.
Bu arada şunu da net olarak görüyoruz ki Bursaspor kendi kendine ayağa kalkmak zorunda.
Siyasilerin burnunu sokması ile bu noktaya gelen Bursaspor’da o siyasilerin hatalarını ve yanlışlarını telafi etmeye niyetleri falan yok.
Havada kalan, içi boş destek söylemleri tatmin edici ve inandırıcı değil.
Beklediğimiz “Söz veriyorum seçilirsem bu görev sürem içerisinde Bursaspor Süper Lig’e dönmüş olacak” cümlesini hiçbir adaydan duyamadık.
O yüzden kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz.
Bunun için de futbolu doğru kurgulamak gerekiyor.
Yine bunun içinde futbolun başına doğru bir ismi getirmek gerekiyor.
Aksi takdirde yine düğmeyi en baştan yanlış iliklemiş oluruz.
Bu iş futbol aklından çok başka kafalarla, birilerini kollayarak kadroya müdahale eden yöneticilerle veya yetersiz teknik adamlarla olmaz, olmuyor da.
Yönetilecek değil yönetecek bir teknik adam görevde olmalıdır.
En başta şehri hareketlendirecek, Camiayı birleştirecek, herkesin saygı ve sevgi duyduğu inanılan bir ismi işin başına getirmek gerekiyor.
Bursaspor’da, Nejat Biyediç ile İntertoto’da, Ertuğrul Sağlam ile şampiyonlukta ve Şenol Güneş ile de oynadığı enfes futbolla hafızalara kazındı.
Baktığımızda bu üç başarıda de saygı duyulan, inanılan, camiayı birleştiren isimlerle geldi.
Demek ki Bursaspor'un başına bu özelliklerde birini getirmeden olmuyor.
Önümüdeki sezon yer alacağımız 3. Lig’de çalışabilecek ve bu tanımlara birebir uyan ismim de Pablo Martin Batalla’dır.
Nilüfer FK ile başarısı ortada olan Bursaspor efsanesini evine geri döndürmek ve transfer dahil futbolu tamamen O’na emanet etmek mayısta göreve gelecek yönetimin işe doğru olarak başlaması demektir.
Bursaspor Süper Lig’e dönüş yürüyüşüne başlayabilmesi için herkesin sevdiği, saydığı, inandığı, güvendiği, lider isimlerle yola çıkmalıdır.
Evet tartışmasız bir şekilde Pablo Martin Batalla da bu isimlerin en başta gelenidir.
O yüzden de önümüzdeki sezon için ilk anlaşılması gereken isim O’dur.
kimsesiz 9 ay önce
kimsesiz 9 ay önce