Bursaspor Camiası olarak bir konu bulup onun üzerinde tartışıp ayrışmaya bayılırız ! Sonrasında kaoslar, kavgalar, cepheleşmeler alır başını gider.
Olan da kulübe olur.
Bakıyorum da yine bitimiz kanlanmaya başladı !
Yönetimi, hocayı, futbolcuları eleştirmeye, tartışmaya birbirimize laf sokmaya yer arıyoruz.
Sevgili renkdaşlar kendimize gelelim.
Her zamanı bir bilmeyelim.
Bu kulüp yok oluyordu yok.
Son anda Enes Çelik ve arkadaşları elinden tutup kurtardılar.
Efsanemiz Pablo da koştu geldi Kurtuluş savaşımızın kumandanlarından biri oldu.
Şehir maddi destek sağlamaya başladı.
Medya elinden geleni yapıyor.
Taraftar verdiği destekle dünya gündeminde yer alıyor.
Takım gol bile yemiyor.
Aman "Maşallah" diyelim.
Burası 3.Lig bu ligin üstünde bir kadro kuruldu.
O yüzden hepimiz çabuk beklenti içine girdik.
Buna ben de dahilim.
Takım sahaya çıkıp ilk yarım saat 2'yi 3'ü bulsun istedik. Ancak duygularımızla değil mantığımızla, futbolun gerçekleriyle hareket etmeliyiz.
Sonuçta kadroda veya oyunda aksayan yönler olabilir. Hangi kulüpte yok ki ?
Bu eksikler elbet giderilir.
Rakipler Çanakkale Geçilmez'i oynuyor. Hele bazıları yerden kalkmayıp yata yata futbolu katlediyor. Sahalar zaten berbat. Üstüne sakatlıklar var.
Alışma sürecide devam ediyor.
Tüm bunlara rağmen gol yemeden yenilgisiz bir takımımız var.
Başarısı tartışmasız bir başkan ve yönetimimiz var.
Camianın efsanesi bir hocamız var.
Arkalarında da şehir olarak tam anlamıyla var olmak zorundayız.
Eleştiri zamanı değil. Sadece destek zamanı.
Bu saatten sonra hepimiz şampiyon başkanın dediği gibi sadece tabelaya bakalım.
Yeni bir Şampiyon Başkan daha yetişiyor. Şu an görev başında ve her türlü desteği de hakediyor.
Bu mücadeleye, savaşa hepbareber başladıysak başkanıyla, yönetimiyle, Pablosu'yla, medyasıyla, taraftarıyla, şehrin diğer unsurlarıyla hepberaber devam edip kazanacağız.
Tribünlerdeki o "Hepberaber" sloganı sadece bir tezahürat değil Bursaspor'un kurtuluş savaşının parolasıdır.
Çünkü bu savaşı hepberaber kazanacağız.