Bursaspor'un ait olduğu yere dönüş yolculuğuna başlayabilmesi için fedakârlık, samimiyet gerekiyordu.
Başkan Enes Çelik ve yönetimindeki arkadaşları görevi üstlenerek ve sonrasında yaptıklarıyla ilk etapta ihtiyaç duyulan samiyeti gösterip fedakârlığı yaptılar.
Yapmaya da devam ediyorlar.
Camianın iyi bir lidere, maddi kaynağa en önemlisi güven duygusunu yeniden kazanmaya ihtiyacı vardı.
Yönetim hamleleri ve verdikleri sözleri yerine getirerek o güveni sağladı.
Sonrasında samimi Bursasporlular ve Bursalı iş insanları da gerek yardım kampanyasına katılarak gerekse kombine ve forma alarak desteklerini vermeye başladılar.
Ancak şehirde ve camiada hâlâ bu mücadeleye dahil olmayanlar var.
Maalesef ki çoğunluğu oluşturuyorlar.
Tamam 4 milyonluk şehirde herkes kombine, forma alsın diye beklentimiz olmaz; ancak camianın ve kulübün farklı noktalarında önceki zamanlarda görev almış, isim yapmış, reklamını yapmış kişilerin bu vurdumduymazlığı anlaşılır gibi değil.
Zira bu onlar için aslında fedakârlık falan da değil, tam anlamıyla bir görev.
Bu şekilde kenarda köşede durarak görünmüyoruz falan da sanmamalılar.
Tabii ki çok güzel örnekler de var.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yaşayan iş insanı bir Bursasporlu bana ulaşarak kulübe tekrar maddi destekler vermeye başladığını ilaveten genç taraftarlar için kombine almak istediğini iletti.
Sonrasında geciktirmeden kombinelerini de aldı.
Kendisi maçlara gelemiyor; ancak birçok gencin maça gelmesini sağlayacak imkanı veriyor.
Samimiyete bakar mısınız.
Bir diğer örnek şu an emekli olan eski bir Bursastore çalışanı sırf daha çok satış olsun diye herhangi bir karşılık beklemeden günlerce gidip stadyum mağazasında çalıştı.
İşte Bursaspor'u bu samimiyet, böylesi insanların sayısının artması düzlüğe çıkaracaktır.
Camiadaki herkes olmasa bile çoğunluk bu anlayışta olsa şu an 3. Lig'de çıkacağımız maçları değil yine Şampiyonlar Ligi kura çekimini bekliyor olurduk.
Neyse tekrar o da olacak inşallah.
Ancak yukarıda ifade ettiğim insanların fedakârlıklarına, samimiyetlerine hâlâ ayak uydurmayanlar var.
Ben onlara takılıyorum.
Bunların arasında eski başkanlar, başkan adayları, yöneticiler, siyasiler, Divan başkanları, yöneticileri var.
Bursasporluluk denince mangalda kül bırakmayan bazı taraftarlar var.
Ekonomik durumu iyi olanlar için kendine, çocuğuna kombine almak yeterli değil. Onu sanayide işçilik yapan Ahmet Usta da yapabiliyor.
Durumu iyi olanlar daha fazlasını yapmalı.
Mesela onlar da çocuklar için kombine alabilirler. Bu konuda organizasyon yapan Avrupa'da yaşayan Bursasporlular var. O çalışmaya destek verebilirler mesela.
Şampiyonluğunu yüzbinlerce kişinin sokakları doldurarak günlerce kutladığı bu kulübe sadece 15-20 bin kişi değil çok daha fazla insan omuz vermeli.
Evet baylar, bayanlar...
Daha neyi bekliyorsunuz?
İşte kombineler için son dört gün.
Bursastore mağazası da yeni ürünlerle dopdolu orada duruyor.
Bu vefayı, samimiyeti ve fedakarlığı şimdi göstermeyecekseniz de ne zaman göstereceksiniz?
Bunu en başta kendi vicdanınız için yapmalısınız.
Yarın öbürgün Bursaspor Süper Lig'e yani evine döndüğünde ve orada yine zirveye oynadığında "Bunda benim de payım var" diyebilmek için tam şu an Bursaspor Kulübü'ne gücünüz oranında destek vermelisiniz.
Başarı paylaştıkça büyür, güzelleşir ve anlam kazanır.
Kutlaması da çok daha çoşkulu olur.
Şampiyonluk sonrası "Bizim Hikayemiz" başlıklı bir yazı yazmıştım.
Evet yeni bir hikayeye başlıyoruz.
Bu hikayede rol almak isteyenler daha fazla geç kalmadan senaryoya dahil olmalı.