Bursaspor'u "Sevgi, aşk" kelimeleri ile anlatsak da hepimiz için bir araçtır aslında.
Taraftarlar için sosyalleşme ve mutlu olma aracı. Gerçi son yıllarda daha çok mutsuzluk aracı haline dönüştü ya neyse !
O taraftarın içindeki çok küçük bir kesim için hayatını geçindirme aracı.
Medya için reyting aracı.
Yöneticiler için direkt ya da endirekt para kazanma aracı.
Futbolcular için para kazanma, popülarite ve kariyer aracı.
Siyasiler için, güç, ego tatmini ve oy aracı.
Şehir için temsil aracı...
Bursaspor aslında topluluktur.
Ne zamanki bu topluluk egoları, menfaatleri bir kenara koyup
gücünü, aklını ve Bursasporluluğunu ön plana koyar; işte o zaman Bursaspor eski günlerine döner.
İşte bizim bir türlü yapamadığımız bu.
Sürekli bir ego ve menfaatler çarpışması ve bunun sonucunda hiç bitmeyen kaotik bir ortam.
Bu yüzden de samimi ve bir şeyler yapabilecek Bursasporlular'ın gittikçe uzaklaşması.
Sonuç olarak da meydanın olur olmaz kişilere kalması.
Bursasporlu olmak sadece "Ben Bursasporluyum" demekle olmuyor.
Bunu göstermek gerekiyor. Eylem, icraat, fedakarlık, en önemlisi samimiyet gerekiyor.
Bursaspor için son derece kritik bir noktadayız; ama hala gereken birliktelik ve hareket sağlanmıyor.
Şu noktada bile hala odak noktasını Bursaspor olarak koyamayanlar Bursasporluluktan falan bahsetmesinler.
Hani bir laf var ya "Bursasporluluğun bir derecesi mi var, ya da ölçen bir alet mi var?'
Evet var arkadaş bu dönemde iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışanlarla egosuna, menfaatine göre hareket edenlerin Bursasporluluğu aynı değil.
Bursaspor'un durumu ortada.
Bu kulübün bu ligde kaldıkça bu borçları ödeyemeyeceği de ortada.
Tek kuruş gelir gelmeyen bir ligde borcun ödenemeyecegi aşikar. Para kazanacaksın ki kendini toparlama şansın olabilsin.
Camianın ve şehrin bileşenleri üzerlerine düşeni yapmadan hiçbir şey düzelmez.
İşte kulüp kayyum tehlikesi ile karşı karşıya.
Başkan adayı olacağı söylenen kişiler için iyi veya kötü niyetlidir diye yorum yapacak değilim.
Ancak mevcut gidişatı düzeltebilecek kapasitede birilerini göremiyoruz.
Bursaspor'u kurtarmak için güçlü bir konsensus şart.
Bunun içinde birinin liderlik ederek bu konsensusu toparlaması gerekiyor.
Ama o birileri hala laylaylom yapıyor ! Başka işler peşinde koşuyor. Bursaspor'un futbol takımı yok olursa her şeyi yok olur.
Bir konsensus şart. Bu oluşuma dahil olacak kişilerinde egolarını bir kenara bırakarak gereken fedakarlığı yapmaları çok önemli.
İsmi lazım değil eski ve faydalı olacak bir yönetici ile görüşüyorum ve "Şu kişi başkan olsa onun yönetiminde olur musun?" Diye soruyorum
"O kim ki ben onun yönetiminde yer alacağım" diye cevap veriyor.
Tribünden önemli bir isme "Taraftar Özlüce'de toplanacak siz de geliyor musunuz?" Diye soruyorum
Organizasyonu yapana kızdıkları için gelmeyeceklerini söylüyorlar.
Arkadaş Bursaspor yok oluyor farkında değil misiniz?!
Bursaspor sizin egolarınızdan da, menfaatlerinizden de önemlidir.
Hatta bana göre sizlerden de !
Bursaspor'u şampiyon yapan Bursaspor Camiası, yine Bursaspor'u bu noktaya getiren Bursaspor Camiası !
Ancak bir türlü ders alınmıyor.
Yazının başında Bursaspor bir araçtır dedim ya o araç yolda kalırsa herkes yolda kalır.
O yüzden o aracın direksiyonuna doğru bir şoförü oturtup, aracı da tekrar çalışana kadar hep birlikte itmek zorundayız.
Evet araca yakıt alabilecek ve doğru kullanacak yoldaki çukurlara aracı düşürmeyecek bir maceraperest degil gercek bir şoför aranıyor.
O şoförü bulabilmek için herkes ama herkes silkinip bi kendine gelsin artık.
Vakit gittikçe azalıyor. İçinde bulunduğumuz vakit Bursalılığı, Bursasporluluğu gösterme vaktidir.
Bunu tam da şimdi göstermeyen bir daha da göstermeye kalkmasın !
Zaten bu kafayla devam edersek gösterecek bir Bursaspor'da kalmayacak.