Taraflara uyuşmazlıkların çözümü için sadece öneride bulunma yetkisi tanınan kişi veya kişiler arabulucu (mèdiateur) veya uzlaştırmacı (conciliateur) durumundadır. Arabuluculuk ile uzlaştırmacılık arasında açık bir ayrım yapmak güçtür. Bu düzeyde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların kesin olarak çözülmesi arabulucu ve uzlaştırmacının önerisinin taraflarca kabul edilmesine bağlıdır.
Taraflar üçüncü kişiye aralarındaki uyuşmazlığı kesin olarak çözme yetkisini tanımışlarsa, yani güvendikleri kişi veya kişiye hâkimlik yetkisini özel olarak vermeleri halinde hakemlik dediğimiz müessese ortaya çıkmış olur.
1. Uyuşmazlıkların özel çözümü devlet yargısı geliştiği oranda istisnai bir durum almıştır. Ancak devlet yargısının gelişmesi özel yargının tamamen ortadan kalkmasına sebep olmamıştır. Yargı, yetkisi hükümranlık sonucudur. Buna rağmen devlet kişilere özel yargı yolunu kapatmamış; devlet yargısı yasalarla düzenlenirken özel yargı yasalarla desteklenmiş ve taraflara uyuşmazlıklarını kendi seçtikleri hakem veya hakemler aracılığı ile halletmeleri hakkı tanınmıştır
2. Tarafların devlet yargısı yerine tahkim yolunu seçmelerinin çeşitli sebepleri olabilir:
A. Devlet yargısında olumsuzluklar
1. Yetersiz düzenleme bakımından
a) Usul hukuku bakımından
b) Maddi hukuk bakımından
2. Uzmanlık bakımından
3. Çabukluk bakımından
4. Ucuzluk bakımından
5. Gizlilik bakımından
6. Psikolojik bakımdan
7. Güven bakımından
8. Tarafların temsili bakımından
B. Özel yargıda olumsuzluklar
C. Milletlerarası özel yargıda olumsuzluklar
Gerek ulusal gerek milletlerarası alanda pek çok kurumsal tahkim kuralı vardır. Bunlardan, bazı kurumların teminatı altında bulunan tahkim örneklerinden bazıları şunlardır:
1. UNCITRAL Tahkim
2. ICC Tahkim
3. SSC Tahkim
4. ICSID ve ICSID Ek Mekanizma Tahkimi
İslam Ülkelerinde milletlerarası tahkimin gelişmesi için, hazırlanacak olan Milletlerarası Ticari Tahkime İlişkin Kanunda, Milletlerarası Ticari Tahkime İlişkin UNCITRAL Kanun Örneği iktibas edilebilir.
Böylece, ticari, ekonomik ve finansal ilişkilerden doğacak uyuşmazlıkların milletlerarası tahkim yolu ile İslam Ülkelerinde çözümlenmesi sağlanmış olacaktır. Böylesi bir çalışmanın başarılı olabilmesi için, milletlerarası tahkim usulünü düzenleyen bir kanunun kabulü, tahkim merkezi kurulması ve kanunun uygulanmasında başarılı olunması gerekmektedir.
Diğer yandan, ulusal seviyedeki uyuşmazlıklarda da, kabul edilecek iç hukuk tahkim usulü ile, taraflar yönünden önemli sayılabilecek avantajlar elde edilecektir.
Türk hukukunda iç tahkim,HMKnun 407-444üncü madde hükümlerinde ve milletlerarası tahkim ise, 4686 sayılı Milletlerarası tahkim Kanunu uygulama görmektedir.
Ülkemizde İcra ve İflas Kanununda yapılacak bir değişiklik ile, belgeye dayanmayan ve belli bir miktarın altında kalan alacaklar için oda ve borsada kurulan kurumsal tahkim yolu ile zorunlu hale getirilmesi için çalışmalar yapıldığı görsel basında yer almaktadır.
Devletin mutlak yargı yetkisinin özünü zedelememek koşulu ile,yasa ile öngörülecek zorunlu tahkim önemli kazanımlar sağlayabilir.Ancak,tahkimde görev yapacak hakem ve diğer personelin eğitimleri ve kurulacak bir Tahkim Hukuku Araştırma Enstitüsünü ,yasanın başarısı için bir zorunluluk olarak görmekteyiz.
Yürekten esenlikler ve içten saygılarımızı sunarız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?