Dağıtım anlaşmalarının, özellikle amacı; mümkünse dağıtıcılara tekel hakkı sağlayarak, daha fazla kar sağlaması ve bunun karşılığında da, tüm enerjisini, sözleşme konusu ürünün satışının artırılmasına yöneltmektir.
Bu amacın gerçekleşmesinin iki sütunu vardır:
Marka içi rekabetin önlenmesi,
Mutlak tekel yaratması suretiyle, üçüncü kişilerin bu ürünü herhangi bir şekilde temin ederek istedikleri pazarda satma özgürlüğünü yasaklamak,olmadığı takdirde olabildiğince kısıtlamaktır.
Günümüzde bu konu, akaryakıt ve oto gaz ürünleri dağıtıcıları ile bayileri arasında yaşanan hukuki ilişkilerde ilginç bir boyut kazanmış bulunmaktadır.
Dağıtıcı kuruluşlar , üçüncü kişiler ya da bayiler ile ikinci kurulan sözleşmelerle, bir sistem oluşturulmaktadır.Bu sistemde; bayiden ürün satın alımında, kendisine taşıt kartı verilen müşteri hem vadeli hem de kimilerinde daha az fiyatla ürün almaktadır. Bunun sonucunda dağıtıcı kuruluş, bayiye ait olan kardan bir kısmına, gizlenmiş elini uzatıp, boğazında yutmaktadır. Böylece, belli bir oranda kar edebilen akaryakıt bayileri, adeta düşmemek için göge tutunmaktadır.
Dağıtıcı kuruluşlar ile bayiler arasında kurulan bayilik sözleşmeleri, dikey anlaşma niteliğindedir.
4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 4 ncü maddesi, bu tür dikey rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları da kapsamaktadır.
Somut olayda, bayilik sözleşmesine konu ürünlerin satış fiyatının örtülü olarak yeniden satış fiyatının belirlenmesi de söz konusu olabilir.
Diğer taraftan, konunun dağıtıcı ya da yapımcının; talimat verme hakkı, bayinin pazar serbestisinin engellenerek müşteri kaybı riski, zarara uğraması ve dağıtıcının dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarda bulunması ile son olarak bayinin desteklenmesi yönleri ile hukuki değerlendirilmesinin yapılması önemlidir.
Temennimiz; dağıtıcının, bayinin gelirinden ziyade karını artırması, eksiltmemesi ve ekmek teknesini onurlandırmasıdır.
Yürekten esenlikler ve en içten saygılarımızı sunarız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?