Şu an itibarı ile ülkemizde 283 organize sanayi bölgesi (OSB) var, bunlara eklenecek islah OSBler ve kurulumu devam eden 20ye yakın OSByi de eklersek; sayı 300ün üstüne çıkacak.
Başlangıç itibarı ile ilk OSB 1962 yılında Bursamızda kuruldu.
Amaç çarpık şehirleşmeyi ve sanayiyi engellemek, sanayi alanlarının koordinatlarını belirleyerek kontrol altına almak, OSB alanlarında bilgi, bilişim, teknoparklar kurmak, sanayi üniversite işbirliğini geliştirmek, sanayicilerin kendi kendilerine karar verebilmelerini sağlamak ve her şeyden önemlisi de isihtam sağlamak, neticesinde de üretim ve ihracat yaparak ülke ekonomisine katkı sağlamak.
Yukarıdaki saymış olduğum özellikler ve nitelikler sağlandı mı? Şüphesiz ki evet. Peki OSBler misyonunu tamamladı mı? Kesinlikle hayır. Özellikle sanayi şehirlerimizde İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Ankara ve Bursada 10un üzerinde OSB var. Özellikle sanayi olan şehirlerde OSBler ve şehirler artık biribirine geçmiş durumda. Bazı OSBler şehir merkezlerinde kalmış durumdalar işte ülkemizdeki asıl sıkıntı da burada başlayacaktır. Örneğin şehir ve yaşam alanları iç içe girmiş durumdalar ve OSBlerin kendilerine göre ihtiyaçları var; ucuz enerji, arıtma sistemleri, geniş araç alanları, geleceğe yönelik genişleme alanları, eğitim alanları, kreşler,s osyal donatılar ve gelişen teknolojilere göre altyapı yenileme istekleri, koku yayan arıtmalar, kömürle çalışan enerji santralleri gibi isteklerini de göz ardı etmemek gerekmektedir.
Bu durum şehri ve şehirde yaşayanları tedirgin etmektedir ve daha da edecektir.
Diğer sorunlar ise belediye ve altyapı hizmetleri ileride biribirine daha çok karışacaktır ve OSBlerin içinden geçen şehir trafiği OSBlerin alt yapılarını tehlikeye sokmaktadır, OSBlerin içerisinde kendi alanlarında yükleme ve boşaltma gibi özel ve tehlikeli bir trafiğe şehir trafiğinin karışması OSB mantğına uymamaktadır.
OSBlerin istediği kadar arıtması veya hava emisyon kontrolleri olsun şehirlerle kaynaşan OSBler yaşam alanları için ileride daha çok sorun oluşturacaktır.
OSBler yerel yönetimler ile iç içe belki bazı problemleri halledebilirler ama, ileride işin içinden çıkılmaz bir hale geleceği kesindir.
Sanayi şehirlerinin çok hızlı büyümelerinden dolayı nüfüs yoğunluğu da kalkınma hızına orantılı olarak arttığı için, şehirden uzak düşünülen OSB veya sanayi alanları çok kısa zaman dilimlerinde şehirle içi içe girmiş vaziyettedir.
Bir diğer sorun da şehrin içinde kalan OSBler metrekare birim fiyatlarının da arması ile ekonomik olarak sanayiciyi zorlamaktadır. Bu durum sanayiciyinin teknoloji ve araştırmaya yatıracağı parayı araziye yatırararak, sanayicinin kapital enerjisini bitirmektedir.
Bursa bunun tipik bir örneğini sergilemektedir ve gelecekte daha da büyük sorunlar çıkaracaktır.
Bursada her evin penceresinden mutlaka bir sanayi alanı manzarası görülmektedir.
Diğer şehirler de de durum bundan farklı değildir.
Daha önceleri de savunduğum gibi, artık Bursamıza yeni OSB alanları en az 200 km uzaklıkta ve tarıma elverşli olmayan bir alan bulunarak, uydu OSB yaratmak çalışmalarına başlanmalıdır. Uydu OSBlere aynı şekilde uydu yerleşim alanları da eklenmelidir ve çağın ve teknolojinin olanakları kullanılarak hızlı ulaşım sistemleri ile yeni OSBlere çalışanlar taşınmalıdır.
Bu durum belki ütopik diye düşünülebilinir ama, uzay aracı icat etmek kadar da zor değildir.
İstediği kadar sanayi alanları yeşil,çevreci, yenilikçi, yeni OSBler olsun, sanayi alanı şehir iç içe çok zor.
Saygılarımla...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?