Bu nimetin faydası bizim ülkemiz için de geçerlidir.
Ama yazımın hemen başında söylemeliyim ki bu olumlu gidişatın sonuna geldik gibi bir hissiyatım var.
İhracatımız geçmiş beş yıla göre düşüş kaydediyor.
Petrol fiyatlarının düşmesi, emtia fiyatların en alt seviyelerde sürmesi uzun bir süre almayacağını iş dünyası tahmin edebiliyordu. Ekonomilerde çok düşük seyreden ana hammadde ürün fiyatlarının bazen de çok ani yükselişleri ile karşı karşıya kalabildiğimiz de olabiliyor. Nitekim demir çelik fiyatları iki aydan beri nerede ise dolar bazında iki katına çıkması, petrol fiyatlarının yavaş yavaş ibreyi yükselmesi gibi.. Türkiye ihracatçılar merkezinin (TİM) mayıs ayı sonu itibari ile TUİK e vermiş olduğu rakamlar; ihracatımız, bu yılın mayıs ayı itibarı ile yıllık 138.8 milyar dolara geriledi, bu rakam son dört yılın en düşük rakamı. Yıllık olarak yine 2012 yılında ekonomimiz bu rakamlara yaklaşan bir düşüş kaydetmişti. Yıllık ihracatımızın en yüksek düzeyi ise 2014 yılında 158.7 milyar dolarlara yükselmişti. Bir anlamda ihracatımız 19.9 milyar dolar gerilemiş oldu. Gerçi dış ticaret ile iç ticaret arasındaki makas daralıyor ama gerçek sebebi petrol fiyatlarını ve enerji girdi fiyatlarının etkisini artık herkes biliyor. Dış ticaret açığının daralmasının kötü bir şey olduğunu kesinlikle söylemek istemiyorum ama ülkemizin hızlı kalkınmaya ihtiyacı olduğu için dış ticaret açığı azaldıkça ithalata oranla ihracatımızda maalesef azalma gösteriyor, yani yüzde yüz üretip ihraç edemiyoruz. Zaten ülkemizin ithalatı kısıtlayıcı bir politikası da yok, olmaması da çok doğru. Çünkü keseri ithal edip, sapını kendimiz yapıp ihraç ediyoruz dolayısı ile ithalatın kalkınma hızına ve ihracata olan etkisi çok fazla. Dış ticareti etkileyen unsurların başında komşular ile aramızdaki gerilim. Rusya ile aramızda meydana gelen bu uçak krizi ülkemizi olumsuz yönden etkiledi, yine mayıs ayı TİM in verilerine göre, iki milyar dolarlık gibi bir daralma açık bir şekilde görülmektedir. Yani Rusyaya 7 milyar dolayındaki ihracatımız 5 milyar dolar lar seviyesine düşecek, gelecek yıllarda böyle giderse daha da düşecek. Biz yine atalarımızdan aldığımız sözleri vecizeleri uygularsak sorun kalmaz diye düşünüyorum
Yani komşu komşunun külüne muhtaç
Genel olarak piyasalarda sektör olarak otomotiv, makina ve inşaat çok dinamik bir şekilde seyrederken, turizm başta olmak üzere tarım ve tekstil sektörü işlerin iyi olmadığını söylemektedirler. Rusya ile ticari kazancımızın yıllık kaybının 20 milyar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu yılkı turist giriş sayısı rekor düzeyde düşmüş vaziyette, Rusya yüzde 60 civarında gerilerken, ikinci sırada Almanyadan gelen turist sayısında yüzde 17 gibi lik bir azalma söz konusu olmuş.
Uzun lafın kısası ekonomik seyir böyle...
Ne zamanki keser ile birlikte sapını da yapabilirsek o zaman keserin ucunu dosta düşmana gösterebiliriz, ama yalnızca keserin sapı asla
! Kişisel hayatta dindarlığın, sosyal hayatta ise huzur ve dayanışmanın yoğun olarak yaşandığı, on iki ayın sultanı ramazan ayının ülkemize refah, barış, bereket, af, merhamet getirmesi dileklerimle.
Saygılarımla.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?