Çeşitli Dernek ve Vakıflarda görev alan dostları da epeydir Muttalip abi ye tatlı baskılar yapmakta, onun hayat tecrübesi, maddi manevi birikimi, sosyal çevresi ile yanlarında olmasını arzu etmektedirler.
Dostlarını da kıramaz yufka yürekli Muttalip abi. Bir Dernekte önce üye sonra Yönetim Kurulu üyesi olur. Dernek, topladığı aidat ve yaptığı faaliyet, bağışlarla dar gelirli ailelerin başarılı çocuklarına burslar vermekte, irili ufaklı hayır işlerine bakmaktadır.
Tabi bununla da kalmaz. Birkaç sene içinde Muttalip abimiz arkadaşlarıyla küçük birikimleri mezun olduğu Lise için kurulan bir vakfa aktarır. Bu vakıf da benzer şekilde bağış ve aidatlarla büyümekte, sağladığı gelirleri lisede okuyan dar gelirli çocuklara yurt, maddi destekler için uğraşmaktadır.
Derken Muttalip abimiz üyesi olduğu üç dernek bir vakıf için her hafta toplantıdır, etkinliğe katılmadır , epey zamanını harcamaya başlar.
Sadece zaman mı ? Eli cebinden çıkmaz olur. Kendisi için asla isteyemeyeceği maddi talepleri de eş, dost, arkadaşlarından talep ederken epey zorlanır.
Ancak, güç koşullarında okuyan öğrencilerin gülen gözleri, yardıma ihtiyacı olan insanların duaları, ara sıra düzenlenen toplantılarda ruhunu okşayan maneviyat dolu güzel sözler , Muttalip abi için tüm bu emek ve koşuşturmaların yegane ikramiyesidir.
Derken bir gün mahkemeden bir davetiye gelir Muttalip abiye. Yargılanacaktır! Savcılık ve mahkeme davetiyeleri bir birini izler. Beyannameler geç verilmiştir CEZA, eski yönetim şikayet etmiştir DAVA. Hatta o kadar boğucu olmuştur ki bu durum, bir süre sonra İçeri girmediğine şükretmektedir.
Canım memleketimde apartman yönetimlerinde bile on kişinin ortak paydada buluşamayıp kamplara, fraksiyonlara başkanlık, yönetim kapışmalarına sürüklendiği ortamda Muttalip abinin canı pek sıkkındır.
Son zamanlarda davet edildiği tüm Dernek, Vakıf, AMATÖR-PROFESYONEL SPOR KULÜPLERİ ve cemiyetlerden uzak durmaktadır.
20-25 yıldır Başkan, yönetici, üye, davetli olduğum pek çok sivil toplum örgütünde de Muttalip abi ye yaşatılan bu sıkıntıların benzerlerine tanık oldum. Yetişmiş, birikimli insanlar salt yıllarca süren bir çoğu anlamsız ve basit nedenlerden neşet eden davalar, soruşturmalar, çekişmelerden ürkmekte, dernek, vakıf ve cemiyetlere üye olmaktan, hele yönetici olmaktan geri durmaktadırlar.
Hele hele spor kulübü yöneticisi iseniz bu davaların onlarcasını garanti edebilirim. Hz. Mevlananın torunu olsan fark etmez. Sonuçta beraat etmeniz temize çıkmanızın da pek önemi olmasa gerek zira yıllarca mahkeme kapılarına sürüklendikten sonra elbette ki sisteme küskün olacaksınız, ne düşündüğünüz ve yaptığınızın ehemmiyeti yok.
Oysa bu iş yasa koyucu ve ilgililerce tüm yönleri ile yeniden ele alınabilir.
Dernek, spor kulüpleri, vakıf ve cemiyet suçlarının soruşturulması ve davalarında tüm adli ve idari birimlerde ihtisaslaşmaya gidilebilir. Öncesinde vergi idaresinde benzeri olan Sulhen Uzlaşma komisyon ve prosedürleri getirilerek bir yığın saçmalıktan kurtulmak mümkün.
Haksız mıyım? Misalen Bin liralık dernek zararına neden olmaktan dolayı günahsız kırk kişi mahkemelere , savcılıklara sürüklenmemeli.
Memleketimizde birikim, eğitim, kültür, kariyer gerektiren siyaset ve yönetim sahnesi, çoğunlukla vasfından şikayet edilenlere nasıl terk edildi ise bir şeyler düşünülmezse dernek ve vakıflar gibi hayır ve faydası tartışılmayacak organizasyonlar da bu gidişatla yarınlarda alarm vermeye başlayacaktır.
Saygılarımla.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?