Geçen hafta Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu, Bursada çeşitli tesislerin açılışına katıldı ve gazetecilerin Uludağ ile ilgili sorularını cevaplarken, Uludağ dünya çapında bir merkez olacak açıklamasını yaptı ve özetle temel hedeflerini şöyle anlattı,
2011den bu yana Uludağda muhteşem bir dönüşüm başlattık, öncelikle kamu kuruluşlarının binalarını yıktık, bazı otellerin yanlarına yaptıkları kaçak eklentileri kaldırmalarını otelcilerden talep ettik ve otellerini bizim dönüşüm projemize uygun olacak tarza dönüştürmelerini talep ettik. Zaman içinde Uludağa has, güzel bir mimari kazandıracağız ki burası dünya çapında muhteşem bir yer olacak
Bunları okuduğumda hem sevindim, evet Uludağ doğanın güzellikleriyle uyumlu otel tesislerine sahip olacak, hem de üzüldüm, çünkü Uludağın güzellikleri sadece otel görüntüleriyle dünyaya anlatılamaz
Önce Sayın Bakan, bizzat başında durarak yıktırdığını iftiharla söylediği DSİ tesisinde, Anadolunun her köşesinde hizmet veren ve fakat o yıkılan tesis olmasaydı Uludağı tanıma, içinde yaşama şansına ömrü boyunca sahip olamayacak, işçisinden memuruna kadar her kademedeki elemanlarının ve ailelerinin mutluluğunu da yok ettiğinin acaba farkında mı
Umut ediyorum ki Sayın Bakan, Uludağın otellerden çok daha değerli, doğal varlıklarıyla dünyanın çok önemli bir varlığı olduğunun farkındadır.
Evet Uludağ doğanın, üzerinde Akdeniz kuşağı bitki türlerinden başlayıp, üst kotlarda, Alp dağlarının nadide köknar ormanlarına kadar uzanan 5 bitki kuşağını üzerinde yaşatan çok gözde bir değeridir. Ayrıca bu doğal yapı içinde, dünyada sadece Uludağda yaşayan 37, sadece Türkiyede yaşayan 250 endemik bitki türünü de barındırır.
Aslında bu değerleriyle Uludağ, dünyanın çok önemli ve de çok değerli bir Doğa Turizm Merkezi olma özelliğine sahiptir. Bu konu gündeme geldiğinde, ben daima yetkililere, şu anda Sayın Bakana ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanına şunu öneririm, lütfen bu konuda çalışan uzmanlarınızı kayak mevsiminde ve yazın Alp Dağlarına gönderin, oradaki turizm hareketini incelesinler, turizmcilerle konuşsunlar
Ben Türkiye Kayak Federasyonu yönetim kurulu üyeliğim sürecinde Alp Dağlarını kışın ve yazın, içinde yaşayarak, inceleme fırsatım oldu. Albertville Kış Olimpiyatlarına milli takımımızla birlikte gittim, Fransız Alplerinde, kış koşulları içindeki yaşamın içinde bulundum. Uluslararası Kayak Federasyonunun Çim Kayağı Komite üyeliğim sürecinde de, Alplerin yaz koşullarındaki yaşam ortamı inceleme şansını yakaladım.
Bugün Alp dağlarındaki turizmciler, biz artık sadece kış turizmcisi değiliz, hatta ağırlıklı olarak yaz turizmcisiyiz, gelirimizin yüzde 60nı yazın kazanıyoruz, diyorlar.
Aslında, onların kış turizmi standartlarına bakarsak, biz kış turizmcisi de değiliz, alp ve kuzey disiplini kayak pistlerinde oluşturdukları düzenden çok uzaklardayız, otellerin kalitesiyle maalesef dağlarda turizmci olunamıyor. Kış turizmcisinin beklentileri, pistlerin sınıflandırılıp, her 100 metrede işaretlenip, haritalara işlenip, günlük bakımlarının yapılıp, kendilerine güvenli ve konforlu kayak yapma koşullarının sunumu oluyor.
Yaz turizm alt yapısı oluşumu ise büyük yatırımlar gerektirmiyor, mühendislik ve doğa bilgisi yeterli oluyor.
Uzmanların dağların üzerinde, ağaç kesmeden, dal budayarak ormanların içinde yürüyüşe uygun meyilli patikaları belirlemesi, bunları haritalara işlemesi ile patikalar ağı oluşturuluyor.
Bu ağ haritalara işleniyor, sahada da eldeki harita bilgileri işaretleniyor, yönler, kavşaklar arası mesafeler, yükseklikler, hepsi yaz turizmcilerin bilgisine sunuluyor.
Yazın Alplere gittiğinizde, milyonlarca insanın, sırtlarında çantaları, göğüslerinde, varsa bebeleri, ellerinde haritalarıyla patikalarda yürüyerek planladıkları hedeflerine yürüdüklerini görürsünüz. Köy meydanlarındaki ve arazideki haritalar, işaret levhaları, konumlarını, deniz seviyesinden yüksekliklerini, sonraki hedeflerine olan mesafeyi, kaç dakikada varabileceklerini, o noktanın kotunu vb. bilgileri içerir. Yol boyunca karşılaştıkları bitki türleri de konan levhalarla tanıtılır.
Sayın Bakanım, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, eğer Uludağ dünya çapında bir merkez olacak, diyorsanız uzmanlarınıza, Alplerde gördükleri kış ve yaz düzenlemeleri benzerleriyle, Uludağın yeteneklerini de ortaya döktürtün ve dünya turizm pazarına sunun. Ancak o zaman Uludağ gerçek anlamda dünya çapında bir turizm merkezi olur
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?