Bugün köylerde yaşlılar dışında insan kalmadı, görüldüğü kadarıyla köyden kente göç tamamlanmış vaziyettedir. Kente kırsal kesimden gelen vatandaşlarımız Batı toplumlarının ikiz yüzyılda yaşadığı değişimi birkaç yıl içerisinde tecrübe etmek durumunda kalmıştır. Nüfus ve buna bağlı sanayiden gelen baskıyla kentlerimiz çirkinleşmiştir. Şehirde yaşamak mutluluk üretmek yerine, hayat enerjimizi alan bir hal almıştır. Bugün etrafınıza baktığınızda mutlu, gelecekten umutlu bir kitle göremediğiniz yerler olmuştur şehirler. Özellikle büyükşehirlerde hayatın zorlaşması bireyleri yeni arayışlara itmektedir. Eskiden emeklilik sonrası Ege ye kaçmaya çalışılırdı, bugün artık genç yaştaki insanlar işi gücü bırakıp büyükşehirleri terk etmeye başladı.
Dünya genelinde de benzer bir durum var alsında. Avrupa da turistler büyükşehirlerden daha çok tabi hayatın devam ettiği kırsal alanları tercih etmeye başladı. Üzüm bağı, lavanta bahçesi, mandıra, mahzen dolaşmak daha popüler hale gelmiştir. Doğa yürüyüşü yapmak için binlerce turistin ziyaret ettiği köyler mevcuttur Batı ülkelerinde. Bizim için sadece konaklama geliri olarak düşünülen turizm sektörü için farklı bir anlayış. Önümüzdeki süreçte doğası bozulmamış, suyu-toprağı temiz kalmış kırsal alanlar tercih edilen yaşam alanları olacaktır. Şeftali bahçelerini, zeytinlikleri ziyaret etmeye gelen yabancı misafirlere tanık olunacaktır.
Bu yüzden şehirden köye geri göçün, ekoturizmin nasıl destekleneceği planlanmalıdır. Bunun içinde vatan toprağının her noktasına gereken değerin verilmesi gerekmektedir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?