Açılış törenini izlerken eski yıllara ait anılarım gözlerimin önünde canlandı. Yurt dışına çıkışlarımızda THYlarının dört motorlu uçaklarıyla buradan Yeşilköye uçardık, sonra aktarma yapardık.
Tabii o yıllarda İstanbula karadan veya deniz yoluyla gitme süresi 4 saati aşardı.
O nedenle buradan Yeşilköye uçuşlar çok rağbet görürdü.
Açılış konuşmasında Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe, ülkemizin sanayi ve ticaret sektörlerinde önde koşan Bursa için, kent içindeki bir havaalanının önemini vurguladı, iş dünyamızın hareketlerini kolaylaştıracağını ve hızlandıracağını söyledi. İş dünyamız denince, aklıma Yenişehir Havaalanından Lufthansanın Frankfurt aktarmalı seferlerine sahip çıkmadıklarını, sonuçta bu uçuşların iptal olduğunu hatırladım, ama burası farklı onlar için, hem kendi uçaklarını kullanacaklar, hem de belediye uçuşlarına kolayca ulaşacaklar. Halen ellinin üzerinde firma alanı kullanmak için müracaatta bulunmuş. Kanımca Belediyemizin günde iki seferle başlayan bu ilk adımı, zaman ilerledikçe çoğalacak, başka uçuş firmaları da, bu havaalanını kullanabilecek özellikte uçaklarla, bu ağ içinde yer alacaklar. Ve tabii bu uçuşlar Türkiyenin diğer kentlerine de yönelecek, açılışı izlerken çevremde, Gaziantepe de buradan uçalım, sesleri geliyordu, tabii neden olmasın?
Açılış konuşmaları içinde Osmangazi Belediye Başkanı Sayın Mustafa Dündar da söz aldı, havaalanının açılışından memnuniyetini ifade edip ağırlıklı olarak yürüttükleri ve yeni başlayacakları Kentsel Dönüşüm projelerini anlattı. Ben her gün Bursa ZOOa giderken içinden geçtiğim Soğanlı Kentsel Dönüşüm Projesi gerçekten örnek alınacak güzel bir dönüşüm oluyor. Başkan konuşmasında, dönüştürülen binalarla birlikte yeraltına büyük kapasiteli otoparklar yaptıklarını, yollarıyla, yeşil alanlarıyla, alış-veriş birimleriyle çok güzel bir kent dokusu oluşturduklarının altını çizdi. Konuşmayı dikkatle izledim ve bisiklet yolları sözünü bekledim, ama duyamadım.
Aslında ben çeşitli vesilelerle bu köşede dünyadan bazı örnekler vererek, kentsel dönüşümün yaşamsal dönüşümümüzü de içermesi gereğini vurgulamıştım, insanlığın yüz yüze kalmakta olduğu, yer küre üzerindeki yaşamı tehdit eden İklim Değişikliği olgusunun, kentlerin içindeki yaşam alışkanlıklarının da değişime zorladığını anlatmıştım. Bugün N.York gibi dev bir dünya kentinden tutun, irili ufaklı birçok kentte insanlar bu doğal felaketin sesini duyuyorlar ve kent içi yaşamlarını, atmosfere en az CO2 salınım yapacakları düzene dönüştürüyorlar. Kent içi hareketlerini toplu taşım sistemleriyle, bisikletle ve yürüyerek yapıyorlar. İşte bu nedenle Sayın Mustafa Dündara ve kentsel dönüşüme geçecek tüm Belediye Başkanlarımıza, Trafik Lambalı Bisiklet Yolu Ağı oluşturmayı, dönüşümün olmazsa/olmazı olarak kabullenmelerini öneriyorum.
Bir başka önerimi de gene bu köşede, Kentsel Dönüşüme Yeşil Dokunuş başlığı altında sizlerle paylaşmıştım ve gene N.Yorktan bir örneği ve benim Bademlide uyguladığım bir projeyi anlatmıştım. N.Yorkta gökdelenlerin çatılarına, ağaçlarıyla, çiçekleriyle yeşil bahçeler yerleştiriyorlar, ben de Bademlide inşaatında çalıştığım sitenin sosyal tesisinin çatısında zeytinlik ve yeşil park oluşturmuştum. Haydi gelin Sayın Başkanlar, kentsel dönüşümde yer alan binaların çatılarını bahçe yapın, çim, çalı, uzun ömürlü çiçek ve hatta uygun ağaç türleriyle donatın, sakın nasıl olur, demeyin, merak edeniniz varsa size Bademlideki uygulamayı göstermeye hazırım.
Her zaman olduğu gibi, sizlere, kentlerimizi yönetenlere, kentlerimizde yaşayanlara, yetiştirdikleri çocuklarına tekrar sesleniyorum, gelin kent içindeki yaşamımızı, doğayı koruyarak, atmosfere en az CO2 bırakarak, dönüştürelim, var mısınız???
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?