USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Alman kanalı…

21-03-2017

Bugünlerde Büyükşehir Belediyesinin Yunuseli bulvarı çalışmaları nedeniyle, bulvarın ortasında kalan Alman Kanalı pek gündemde, Olay Gazetemiz köşe yazarı Günay Yumruktay da konuyu, bir okuyucusunun önerisi ile köşesine taşıdı.
Okuyucusu şöyle diyordu;
'Alman Kanalı diye anılan bölgenin ismini, doğma büyüme Bursa'lıyım, fakat 1-2 yıl önce duydum.
Yetkililerimize önerim, yol yakınken bu yerin adını kültürümüze uygun bir isimle değiştirelim. Eski isimlerdeki letafete bakın, Alacahırka, Pınarbaşı, Ayrılık Çeşmesi, Dutlu Bahçe, Hüdavendigar, Muradiye, Zeyniler. Yeni isimlere bakın bir de: Ucuz Meskenler, Göçmen Konutları, Alman Kanalı, Tepebaşı, Londra Asfaltı. Yorum halkımızın ve değerli yetkililerimizin…''
Aslında değerli hemşerimizin, kent bölgelerinin isimlendirilmesine ait değerlendirmesine katılmamak mümkün değil, bazen konan isimler kentin gelecekteki yapısını bile etkiliyor.
Örneğin Ucuz Meskenler…
1960'lı yılların Bursa'sını yaşayanlar hatırlar, 1958 Kapalı Çarşı yangını sonrası, o günlerde İstanbul'da imar planı çalışmalarını yürüten İtalyan şehir plancısı Piccinato Bursa'ya davet edilmişti. Gene 1960'ların başında, o günün kent yöneticileri, Organize Sanayi Bölgesinin oluşumu ile başlayan göç hareketi nedeniyle, kent nüfusunun hızla artıracağının farkına varmışlar ve kentin yeni yerleşim bölgelerine gereksinim duyulacağı gerçeği paralelinde Piccinato'ya, Bursa'nın gelişimini içeren imar planı hazırlatmışlardı. Piccinato yaptığı plana, Bursa'nın tarihi kent dokusunun ve etrafındaki çok değerli topraklara sahip Bursa Ovasının aynen korunmasını vazgeçilmez bir kural olarak yerleştirmiş ve kentin yeni yerleşim alanları olarak ta, Uludağ etekleriyle ova arasındaki bölgeyi önermişti.
Aslında bu bölge, doğal yapısıyla, havasıyla, suyuyla, gözde bir kent dokusunu kucaklayacak özelliklere sahip iken, Ucuz Mesken adı konarak, standart bir yapılaşma içinde yapı kooperatiflerine tahsis edilmişti.
Alana verilen ad da, bölgeyi kentin adeta, dar gelirli vatandaşların yaşayacağı bir bölümünü tanımlar, olmuştur.
Oysa anılan bölgede, sahip olduğu doğal yapının güzellikleri korunarak, özgün bir yapılaşma planlansaydı ve kent öyle büyüseydi, tabii tarihi doku da aynen korunsaydı, bugün Bursa, tarih ve doğanın bütünleştiği bir kent yapısına sahip olurdu.
İşte bu yönüyle, kentin yeni alanlarının isimlendirilmesi önem taşıyor.
Ancak, Alman Kanalı adı farklı... Biliyoruz, Bursa'mızın baha biçilmez doğa değerleri var, Uludağ, Bursa Ovası, Nilüfer Çayı, Uluabat ve İznik Gölleri, vb. Nilüfer Çayı, Uludağ ile çevrilen havzanın sularını toplar, Bursa Ovasını geniş bir yay çizerek boydan boya dolaşır ve Marmara Denizine ulaşır.
İkinci Dünya savaşı öncesi, Türkiye Almanya ile yakın ilişkiler içinde olduğu süreçte, Alman mühendisler Bursa'da Nilüfer Çayı üzerinde çalışmışlar.
Bursa Ovasını, bir yandan Nilüfer Çayının taşkınlarından korumaya, diğer yandan da ovanın Dereçavuş bölgesindeki tarım alanlarında taban suyunu düşürerek tarımsal verimi artırmaya yönelik bir proje çalışması yapmışlar.
Nilüfer Çayının Acemler bölgesinde, ovanın doğusuna saptığı noktayı, Yunuseli'nden geçen bir kanalla, çayın ova çıkışındaki bölümüne bağlamayı projelendirmişler.
Bu kanalın yapımına 1934'te başlanmış ve 1938'de işletmeye açılmış. Bu oluşum şekliyle Alman Kanalı, Cumhuriyet Döneminin ilk hidrolik mühendisliği yapılarından biridir, bu nedenle tarihi bir değere sahiptir, kendisi ve adı korunmalıdır.
Bu anlamda Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe'ye benim de bir önerim var, Yunuseli Bulvarı işletmeye açılırken, kanalın başladığı noktaya;

ALMAN KANALI Yapılış Süresi : 1934-1938
Levhasının asılması ve kentimizin tarihi yapılarının içinde korumaya alınmasıdır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?