USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BU HAREKET DESTEKLENMELİ ve hatta yaygınlaştırılmalı

09-05-2017

Geçen hafta sevgili Dursun Eroğlu, Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Naci Öncü'ün, 'Uluabat biterse Bursa biter' sözünü başlık yaptığı yazısı ile beni heyecanlandırdı, 37 yıllık meslek hayatım boyunca, DSİ çatısı altında emek verdiğim, alın teri döktüğüm topraklara sahip çıkılması ise beni umutlandırdı.
İsterseniz önce o toprakların geçmişine bir göz atalım, 1950li yıllara gidelim, kış aylarında Uluabat gölü suları yükselir, Susurluk ve M.K.P. çayları taşar, Susurluk'tan itibaren M.K.P. ve Karacabey ovaları sular altında kalır, taşkın olmayan bölümlerde de taban suyunun yüksek olması nedeniyle, ovalardaki ekim işlerinin başlaması haziranı bulurdu.
DSİ o yıllarda başlattığı projelerle önce Uluabat gölünü ve dereleri seddelerle sınırladı ve kış aylarında yükselen sularının ovaya taşmasını önledi. Ardından hem Uluabat gölünün, hem de Susurluk çayının üzerine inşa ettiği barajın sularıyla, Susurluk, M.K.P., Karacabey ve Akçalar-Kirmikir ovalarının sulanmasını sağladı.
Tabii bu projeler çok kapsamlı çalışmaların ürünüydü, projelere başlamadan ovaların her karış toprağının özellikleri, verimlilikleri belirlendi, tarımsal gücünü zayıflatacak yönleri, örneğin yüksek taban suyunun varlığı, iyileştirildi, kontrol altına alındı, tarımsal verimliliği yükseltildi.
Diğer bir değimle, bu topraklar üzerinde yaşayan, yaşayacak olan insanlar için çok değerli besin üretim kaynakları hizmete sokuldu.
İşte beni mutlu eden ve umutlandıran, bu paha biçilmez değerlerimizin farkında olunduğunu ve sahip çıkıldığını görmek, hem de kimler tarafından, Karacabey Ticaret ve Sanayi Odası tarafından…
KTSO, Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Okulu ve STK'ların düzenlediği Karacabey Sempozyumu'da, başta tarım ve hayvancılık, sanayi, ticaret, ekonomi ve sosyal yaşam olmak üzere, mevcut durum, sorunlar ve çözüm önerileri tartışılıyor. Karacabey'in güçlü yönlerini geliştirmeyi ve bunları tehdit eden oluşumları engellemeyi hedef alan bir eylem planının hazırlanması masaya yatırılıyor.
Bu çalışmanın ana hatlarını geçen hafta EKOHABER'de hep beraber okuduk, sizi bilmem ama, çok değerli doğa varlığımıza, tarım alanlarımıza sahip çıkılıyor, olgusu beynimde oluştu. İşte bu olgunun ürünü olarak sayın KTSO Başkanı Naci Güncü'ye birkaç önerim olacak;
•Gelin bu beraberliğinizi, M.K.P. ve Susurluk Ticaret ve Sanayi Odalarıyla bütünleştirin, güçlendirin,
•Bugünlerde, 'Üniversite fakiri Bursa' başlığı ile kent gündemimize giren ve M.K.P. ve Karacabey'i de içine alan, yeni Üniversiteler kurulması olgusu yerine, Karacabey, M.K.P. ve Susurluk'ta yaşayan gençlerimizi topraklarına bağlayacak ve bu topraklardan zengin olmayı öğretecek, uygulamalı Tarım ve Hayvancılık Meslek Okulları ile U.Ü.ne bağlı ve gene uygulamalı Veterinerlik ve Ziraat Fakültelerinin açılmasının peşinde koşun, aslında bu fakülteler için yeriniz de var, Karacabey Harası…
•Bu arada uluslararası pazarlarda araştırmalar yapın, her zaman verdiğim güzel örneği, Bursa Ağaköy örneğini inceleyin, yabancı pazarlarda öne çıkacak ürünleri araştırın, tarlalarınıza sokun,
•Her zaman iddia ettiğim gibi, Türkiye et ithal edecek bir ülke değildir, Türkiye et ihraç edecek yeteneklere sahip bir ülkedir, tezime sahip çıkın, dünyadaki et hayvanı üreticiliğinde geliştirilmiş teknikleri öğrenin ve paha biçilmez değerdeki topraklarımızda uygulamaya sokun,
•Tabii tüm bunları yaparken, Karacabey Sempozyumunda masaya yatırdığınız tehditleri de, yeni otoyol nedeniyle, İstanbul Sanayinin akmasını ve sizin bu değerli topraklarınızı tahrip etmesini, göz ardı etmeyin, topraklarınıza sahip çıkın,
•BTSO'un sizin değerli tarım alanlarınızda kurmayı planladığı TEKNOSAB'ın sınırlarını, aynı Trump'ın Meksika sınırında göçe karşı örmeğe çalıştığı duvar(!) gibi engellerle, kapatın,
•Anılan sanayi bölgesinde, sizin tarımsal ve hayvansal ürünlerinizi geliştirecek, pazarlara sunacak, yüksek teknolojili sanayinin yer almasının peşine düşün,
•Farkında olduğunuz ve endişe duyduğunuz, otoyol ve TEKNOSAB nedeniyle oluşacak göç hareketi sonucunda büyük yerleşim alanlarının, çok değerli tarım topraklarınızı yok etmesine izin vermeyin…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?