Önceki yazımızda ,6102 sayılı TTK nın 376 ıncı maddesini ve SPK nın 10.04.2014 tarih ve 2014/11 sayılı bülteninde yayımlanan 11/352 sayılı kararını da göz önüne alarak Borca batıklık halinin ve sermaye kaybının şu formülle hesaplanacağını belirtmiştik.
Sermaye + Kanuni yedek akçeler Özkaynaklar
Sermaye + Kanuni Yedek akçeler
Formülü ile borca batıklık hali veya sermaye kaybı hesaplanacaktır.
a. Bu formül sonucunda sermaye ve kanuni yedek akçelerin toplamının yarısı karşılıksız kalmış ise şirket yönetim kurulu genel kurulu derhal toplantıya çağıracak ve iyileştirici önlemleri genel kurula sunacaktır.
b. Şirketin, borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. (TTK 376/3)
c. Bu bilançodan aktiflerin şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması halinde yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister.
d. Maddenin aksini düşünürsek (eski tabirle maddenin mefhum-u muhalifini düşünürsek) yönetim kurulunun TTK 376/3 maddesine göre yapacağı iş ve işlemler, TFRS ' ye göre yapılan bağımsız denetimde zaten daha baştan yapılmış ve bilançoya işlenmiştir.
Öyle ise, böyle bir takım işlemler yerine doğrudan doğruya BAĞIMSIZ DENETİM raporundaki bilançodan firmanın özsermayesini hesaplayabilir ve borca batık olup olmadığını bir defada belirleyebiliriz.
İşte burada bunu nasıl ve hangi esaslara göre belirleyeceğimiz konusu karşımıza gelmektedir.
Bir bakalım ne yapabiliriz?
Bilindiği gibi bağımsız denetim mevzuatı ile birlikte Kamu Gözetimi Kurumu kurulmuş ve gerek standartların tesbiti ve gerekse finansal tablo örnekleri ve kullanım rehberi kabul edilerek yayımlanmıştır.
Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun 25.04.2013 tarih ve 75935942-050.01.04-(04/01) sayılı kurul kararında
13/1/2011 tarihli 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 88 inci maddesi ile 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin (a) bendine dayanılarak hazırlanan 'Finansal Tablo Örnekleri ve Kullanım Rehberi' ekteki şekilde kabul edilmiştir denilmektedir.
Kararın ekinde finansal tablo örnekleri ve kullanım rehberi bulunmaktadır. Kullanım rehberinin finansal durum tablosu ile kar veya zarar ve diğer kapsamlı gelir tablosu kalemleri ni açıklayan ekinde
Özkaynaklar şu şekilde sayılmıştır.
1. Ödenmiş Sermaye
2. Sermaye Düzeltme Farkları
TMS 29 kapsamındaki düzeltme farklarıdır
3. Geri Alınmış Paylar ( - )
TMS 32 ve TTK 520 madde gereği olan paylar
4. Karşılıklı iştirak sermaye düzeltmesi ( - )
5. Paylara ilişkin primler
6. Kar veya zararda yeniden sınıflandırılmayacak
Birikmiş diğer kapsamlı gelir veya giderler
-Maddi duran varlıklar yeniden değerleme artış/azalışları
-Maddi olmayan duran varlıklar yeniden değerleme artış/azalışları
-Tanımlanmış fayda planları yeniden ölçüm kazanç/kayıpları
-Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımların diğer kapsamlı gelirinden kar/zararda sınıflandırılmayacak paylar
-Diğer kar veya zarar olarak yeniden sınıflandırılmayacak diğer kapsamlı gelir unsurları
7. Kar veya zararda yeniden sınıflandırılacak
Birikmiş diğer kapsamlı gelir veya giderler
-Yabancı para çevirim farkları
-Satılmaya hazır finansal varlıkların yeniden değerleme ve/veya sınıflandırma kazanç/kayıpları
-Nakit akış riskinden korunma kazanç/kayıpları
-Yurt dışındaki işletmeye ilişkin yatırım riskinden korunma kazanç/kayıpları
-,Özkaynak yöntemiyle değerlenen yatırımların diğer kapsamlı gelirinden kar/zararda sınıflandırılacak paylar
-Diğer kar veya zarar olarak yeniden sınıflandırılacak diğer kapsamlı gelir unsurları
8. Kardan ayrılan kısıtlanmış yedekler
-Örnek payların geri alınması için ayrılan yedekler
9. Geçmiş yıllar karları/zararları
10. Dönem net kar/zararı
Görüldüğü gibi TFRS ye göre yapılan bağımsız denetim raporlarında ve bilançolarında yukarıda belirttiğimiz TTK 376/3 maddesinde belirtilen bütün işlemler yapılmış olarak bulunmaktadır.
Öyle ise SPK nın tebliği değil, TFRS ye göre yapılmış bağımsız denetim raporlarında sermaye tesbiti ve borca batıklık halinin rapordaki açıklanan özkaynaklara göre yapılması daha uygun olacaktır.
a. Böylece zaman kazanılacaktır.
b. Yönetim kurulunun lüzumsuz yere zaman kaybı ve çalışması önlenecektir.
c. Genel kurulun lüzumsuz zaman kaybı ve çalışması önlenecektir.
d. Şirketin, ortakların acaba şirket battı mı diye düşünmesi veya ortaklar arasında bir takım ihtilaflar önceden önlenmiş olacaktır.
Bu durumda yapılması gereken Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun yayımlamış olduğu finansal tablo örnekleri ve kullanım rehberini de esas alarak borca batıklık halinin nasıl tespit edileceği konusunda bir tebliğ yayımlayarak bugüne kadar doğmuş ve doğacak anlaşmazlıkları bir an önce önlemesidir. Benim çözüm teklifim budur.
Yine, bana göre borca batıklık anlaşmazlıkları ve iddialarında mahkemelerin yeni bir tebliğ çıkmasa bile yukarıda belirttiğim bağımsız denetim standartlarını da gözönüne alarak karar vermesi gerektiğidir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?