Toplumsal hayatta, ayrı cinsiyetten olan bazı kişilerin birlikte nikahsız yaşadıktan sonra ya evlendikleri ya da aralarındaki resmi olmayan evliliğin bozulduğu olaylara zaman zaman rastlanılmaktadır.
Kimilerine göre, taraflar arasında nişan ilişkisi vardır. Ancak, gerçekte taraflar arasında nişan ilişkisi değil, resmi olmayan bir evlilik ilişkisi söz konusudur. Zira, tarafların nikah olmaksızın birlikte bir yaşam sürdürmeleri, hukuki niteliği itibariyle, aralarında bir nişan ilişkisi değil, resmi olmayan bir evlilik ilişkisini ortaya koymaktadır. Sorun; böylesi bir birliktelik süresince, bir tarafın diğerine yaptığı giderlerin (hediye ve diğer masraflar), ilişkinin bozulması yani, sona ermesinden sonra iade edilip edilmeyeceği, maddi ve manevi tazminat istenip istenemeyeceğidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (Kısaca 'TBK') 'Geri istenememe' başlıklı 81 inci madde hükmüne göre, 'Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada hakim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir.' Somut olayda; tarafların nikahsız olarak birlikte yaşamaları ve bu birlikteliğin yasa önünde evlenme için atılan bir adım, hukuki müessese olarak nişanlanma niteliğinde olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.Bu durumda, birlikte yaşayanlardan birinin diğerine verdiği bedel, hediye ve yaptığı diğer giderlerin hukuka aykırı bir amacın elde edilmesi için verilmesi nedeniyle geri Öte yandan talep edilecek olası manevi tazminat bakımından durum farklılık göstermektedir. TBK'nın 58 inci maddesine göre, 'Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık, manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.' Öyleyse, bu konuda manevi tazminat istenebilmesi için, iddia sahibinin kişilik hakkının zedelenmesinden dolayı zarara uğradığını kanıtlaması gerekir.
Yürekten esenlikler ve en içten
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?