Not: Bu yazımla, gene bu köşede yayınlanan 'Evet en güzel yerlerden biri, ama ÜNİVERSİTE KURMAK için değil'' başlıklı yazımı yanlış bilgilerle donattığım için, Sayın Rektör'den ve siz okuyucularımdan özür diliyorum.
Biliyorsunuz, Bursa Teknik Üniversitesi rektörü Sayın Prof. Dr. Arif Karademir'in Olay Gazetesinde yayınlanan bir söyleşisinde yer alan, halen kullandıkları üniversite tesislerinin bulunduğu alanın, BTÜ'i için en güzel yer olduğu vurgulayan sözleri, beni rahatsız etmiş ve bu sözlerini köşemde eleştirmiştim. Bu yazımı okuyan Sayın Rektör beni üniversiteye davet etti, yolda giderken etrafıma baktığımda, uzun zamandır yolumun geçmediği bu alanların nasıl yapılaştığını ve de nasıl çarpık yapılaştığını görmek beni hem utandırdı, hem de çok üzdü. Benim yazımdaki eleştirimin bel kemiğini, değerli tarım alanlarının ortasında, 1000 dönüm genişliğindeki bölümün üniversite tesisleriyle yapılaşması oluşturuyordu. Oysa mevcut durum tamamen tersi, çevresinde tarım alanı diye bir alan kalmamış, kaçak yapılar, hurdalıklar, moloz döküm alanları değerli doğa varlığımızı katletmiş, bu vahim görüntü içinde, iyi ki buraya yerleşmişsin ve de yerleşeceksin Bursa Teknik Üniversitesi demek, biraz olsun insanın içini rahatlatıyor.
Gelelim ziyaretimin detaylarına, yanına utanarak girdiğim Sayın Rektör beni çok sıcak bir olgunlukla karşıladı. Önce üniversitenin oluşumu ve geleceği hakkında bilgiler verdi, sonra mevcut binaları gezdirdi. Gezimizin son durağı rektörlük binasının terasıydı. İşte oradan çevreye baktığımda, DSİ yıllarımda gözümüzün içi gibi baktığımız, Uludağ yamaçlarından inen sel sularının zararlarından korumak ve verimini artırmak için çaba sarf ettiğimiz o nadide tarım topraklarının, üzerindeki meyve bahçelerinin yok edilmiş olduğunu görmek gerçekten çok acıydı. Bu görüntünün içinde kalmış küçük bir çam korusu, nasıl olmuşsa ellenmemiş, BTÜ'nin geleceğine yönelik hayallerin kapısını açıyordu.
Sayın Rektör bu arada Kestel'den de bahsetti, daha önce yazdığım gibi kamulaştırma yapılmış, para harcanmış, hani üniversite tesislerinin oluşumu için öncelikli bir alan gibi önümüzde duruyorsa da, terastan mevcut dokuyu görünce, Bursa Teknik Üniversitesinin, hali hazır alana, doğru bir planlama yapılarak yerleşmesi, Bursa ovasının bu bölümünün kurtuluşu olacak, fikri ağırlık kazanıyor. Bu düşüncemi Sayın Rektör ile de paylaştım ve buradan vazgeçmemelerini ısrarla önerdim.
Şu anda bu satırları yazarken, hayalimde şekillenen dokuyu sizlerle ve Sayın Rektör ile paylaşmak istiyorum. Tabii bu paylaşımımı, konunun çözümünde aktif rol alacak devletimizin sorumlu birimlerine ve de Bursa Büyükşehir Başkanımız Sayın Recep Altepe'ye de yapıyorum.
Gelin önce BTÜ'nin mevcut tesislerini içine alacak şekilde, önündeki yoldan itibaren, yanında BBB Ulaşım Dairesinin otobüs parkı olarak kullandığı alan dahil, ovaya doğru genişleyen, üzeri kaçak yapılarla, hurdalıklarla, moloz döküm alanlarıyla yok edilmiş 1000 dönümlük alanı, 'Bursa Teknik Üniversitesi Yerleşkesi'' adıyla imar planlarına işleyin, ardından da gerekli kamulaştırma işlemlerini tamamlayın.
Bu işlemler süregelirken, Üniversite Yönetimi BTÜ'nin nihai eğitim dokusunu belirlesin, ardından şehir ve çevre plancıları ve mimarlar bu dokuyu 1000 dönümlük alana yerleştirsinler. Tabii bu doku yerleştirilirken oluşturulacak yeşil alanlar büyük önem taşıyacaktır, zira bu alanlar standart bir peyzaj çalışmasıyla ortaya çıkmayacaktır. Bu yeşil alanlar içinde, mevcut Orman Fakültesinde, kurulacak Ziraat ve Veterinerlik Fakültelerinde okuyacak öğrencilerin, uygulamalı eğitim görebilecekleri, ormanlık alanlar, tarlalar, meyve bahçeleri, çayırlar, ahırlar, öncelikle yer alacak. Böyle bir oluşum ise hem BTÜ'ni Bursa Ovasıyla bütünleştirecek, hem de geleceğimizin güvencesi olan bu değerli tarım topraklarımızın ürettiği katma değerleri yükseltecek teknik adamları doğru yetiştirecek.
Yeşil Alanlar deyince, gelin BTÜ olarak, yurt genelinde kentsel dönüşüm projeleriyle yenilenmekte olan kentlerimizin önüne yeni bir kentsel yeşil doku, YEŞİL ÇATI, oluşumunu serelim. Daha önce sizlere bu köşede, eski N.York Belediye Başkanı Bloomberg'in yaptığı, gökdelenlerin çatılarında, içinde ağaçların da bulunduğu yeşil bahçeleri, benim de Bademlide çalıştığım Olea43 projesinde yaptığımız, 600m2 genişliğindeki sosyal tesis çatısında, içinde zeytin ağaçlarının da bulunduğu parkı anlatmıştım. Sayın Rektörüm gelin yeni yapacağınız BTÜ binalarını, içinde ovanın öne çıkan meyve türlerinin de yer alacağı YEŞİL ÇATILARLA donatalım ve insanlığın İklim Değişikliği felaketine karşı mücadele platformunda, böylesine etkin ve güzel bir uygulama ile yer alalım.
Sayın Rektörüm, BTÜ'nin değerli bilim adamları, Belediye Başkanlarımız, ilgili Sivil Toplum Kuruluşlarımız ve de Bursalılar, gelin kol kola girelim, Bursa Teknik Üniversitesi oluşumuna, bu ölçekte, hep beraber sahip çıkalım, kentimizin ikinci üniversitesi olarak, parlayan yıldızı yapalım...