Geçen hafta sevgili Okan Tuna köşesinde, Sayın Vali İzzettin Küçük ve Sayın Emniyet Müdürü Osman Aka'nın köşe yazarlarımızla, Bursa'nın sorunlarını ve çözüm önerilerini belirlemek amacıyla yaptığı toplantıda, kent içi trafik sorununun ön sıraya yerleştiği konusundaki değerlendirmesini, 'Vali Küçük ile Emniyet Müdürü Ak'a açık mektup'' başlıklı yazısıyla, Sayın Valimiz, Emniyet Müdürümüz ve bizlerle paylaştı.
Bu değerlendirmesi içinde, kentimizin en büyük sorununun tartışmasız trafik olduğunu, trafik kurallarına uyulmamasının da bu sorunu büyüttüğünü, yasak olmasına rağmen, tırların, kamyonların otobüs ve minibüslerin kent içinde cirit attığını, kiralık arabaların kiralama ofislerinin önündeki bir şeridi yok ettiklerini vb. masaya yatırdı.
Ben bu yazıyı okurken, dünyanın birçok noktasındaki trafik düzenleri ve onların oturduğu 3 köşe taşı= KURAL & UYUM & CEZA gözümün önünde canlandı, gelin bazı örnekleri sizlerle paylaşayım;
En yenisi Florida'dan, biliyorsunuz Irma kasırgası nedeniyle 6 milyon Floridalı bölgeyi terk etti, otoyollarda büyük kuyruklar oluştu, gazetelerde yayınlanan bu kuyruk fotoğraflarına baktıklarında, otoyoldaki emniyet şeritlerinin bom boş olduğu dostlarımın dikkatini çekmiş, medeniyet bu işte, diye yorum yaptılar. Evet medeniyet bu, ama yukarıdaki 3 köşe taşı üzerine oturtulmuş medeniyet, hadi biri kuralı ihlal etsin ve emniyet şeridine geçsin, en fazla 5-6 mil sonra trafik polisi önünü keser ve hemen cezayı yazar, ne kadar biliyor musunuz, en az 500 dolar, hadi gelin de medeni olmayın, bakayım
Yıllar önce Kaliforniya'da yaşayan bir sınıf arkadaşım bizi arabasıyla San Francisco'dan Los Angeles'e, 1 no.lu otoyolu kullanarak götürüyordu, 6 şerit gidiş, 6 şerit dönüşü olan bir yol, üzerindeki trafik yoğun, ama en sol şerit hızlı akıyordu, arkadaşım bu şeridi, ancak içinde en az 3 kişi olan araçlar kullanabilir, ayrıca bu şeride hemen geçemezsin, şerit üzerinde 6 milde bir kesik çizgili bölümler var, oradan bu şeride geçebiliyorsun, onun için yoğunluk az, diye açıklarken yanımızdan üzerinde 2 kişi olan bir motosiklet geçti. Bak şimdi ne olacak demeye kalmadı, biraz ilerde trafik polisi çevirdi ve hemen cezayı yazdı, 376 dolar!!!
Bir başka görüntü Avrupa otobanlarından, en sol şerit kamyon ve tırlara ait, bu şeridi ayıran mütemadi çizgi sanki duvar, hiçbiri bu çizgiyi aşıp yan şeride geçemiyor. Tabii duvar yok ama, geçmeğe kalktığında can yakan bir ceza duvarı var!!!
Gelin bize bir göz atalım, sevgili Okan'ın tanımladığı karmaşayı ben her sabah Acemler-Bademli Kavşağı arasında yaşıyorum, önce yolun sağ şeridi park eden araçlarla kapalı, eşimin bana koyduğu bir trafik kuralı var, orta şerit ve 60 km/saat hız, ben bu kurala uyarak yoluma devam ederken büyük inşaat tırları, sanayi bölgesine giden büyük yük tırları sol şeritten, 80km/saat hızla uçuyorlar, Sayın Valim, Sayın Emniyet Müdürüm, işte mektubumun konusu bu!!!
Mektubumun bir başka konusu da bir trafik kontrol ekibinizin sözleri
Bir gün trafik kontrolü için durduruldum, evraklarımı ekibinize verdim, hem evraklarımı hem de bilgisayarlarından geçmişimi incelediler, her şeyi uygun buldular ve teşekkür ettiler. Ben de teşekkürlerinden cesaret alarak, o an sol şeritten hışım gibi geçen bir tırı gösterdim, bunların hem sol şeridi kullanmaları yasak, hem de, o günlerdeki 50 km/saat hızı geçmeleri, dedim. Eğer benim bir yanlışım olsaydı bana cezayı kesecektiniz, neden onu çevirtip cezasını kesmiyorsunuz? sorusunu sordum. Cevap, onların içinde otomatik kayıt cihazları var, hız aşımı ve şerit ihlali kaydedilir
Sormaya devam ettim, peki ceza kesildi mi şimdi, cevap, onu biz bilmeyiz!!! Bir an için düşünün, her gördüğümüz bu trafik canavarlarına o otomatik kayıtlar bazında, sabahtan akşama kadar ceza kesilmiş olsa, bu trafik suçunu bir daha işlerler mi ???
Sayın Valim, Sayın Emniyet Müdürüm size açık mektubumu, yukarıda verdiğim örneklere dayanarak, 'Trafik kurallarına uymayan HERKESE (!) ve her ihlalde gerekli cezayı kesin'' ancak o zaman biz kural tanımayan kentliler hizaya geliriz, Büyükşehir Belediyesinin planladığı yeni düzenlemeler olmadan da, kent içi trafiğini biraz olsun rahatlatırız, diyerek bitirmek istiyorum.
Bu açık mektuba ekleyeceğim bir birkaç satır da Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Recep Altepe'ye ve biz Bursalılara, olacak, gelin kent içi ulaşımda, N.York benzeri, aktarmalı toplu taşım modelini uygulamaya sokun ve biz de arabalarımızı garajda bırakalım, işimize, okulumuza, alış verişimize toplu taşım sistemlerini kullanarak gidelim.
Saygı ve Sevgilerimle,
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?