USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Siyasi partilerin hukuk sözleşmeleri & borç ve alacakları

03-10-2017

Bir arkadaş bir siyasi partinin il başkanlığı ile sözleşme imzalamış. Şu kadar mal verilmesi şu mülkün kiraya verilmesi mevzusu. Sonra haklarını bir türlü alamamış zira il başkanlıklarının temsil yetkisi eksik olduğu için partiyi muhatap alamamış, mağduriyet had safhada.
Karşılıklı hak ve borçları içeren sözleşmeler sözleşme serbestisi kavramı içinde geçerli diyebiliriz.
Ama dikkat! Siyasi partilerde durum farklı.
Kanun devreye giriyor ve diyor ki il ve ilçe başkanlıkları ile diğer özellikle yerel organların siyasi parti adına atacakları attıkları imzalar partinin yetkili organı tarafından tasdiklenmedikçe veya ön olur verilmedikçe borçlar ve yükümlülükler siyasi partiyi hiçbir şekilde bağlamaz.
Kanun açıkça Siyasi partileri il ve ilçe başkanlıklarının yapabilecekleri sakat muamelelere karşı korumak istemiş. Tabii ki biz her kanunu olduğu gibi bunu da suiistimal etmeye çalışmışız.
Ayrıca örneksemek gerekirse bir siyasi partiye mal vermişseniz, kiraya mülk vermişseniz, ya da her hangi bir hukuki nedenle alacaklı iseniz, siyasi partinin il, ilçe başkanlıkları muhatabınız değil. Buna pasif hukuk ehliyeti diyoruz. Yapacağınız hukuki işlemlerde (ihtar- dava vs.) Sadece ilgili Siyasi Partinin Genel Başkanlığı'nı muhatap alabilirsiniz. Açıkça il ve ilçe başkanlıklarının tüzel kişiliği yok.
İstisnaen birkaç tane ayrık içtihatta ilgili siyasi parti genel başkanlığının işleme davranışı ile onay verdiği (zımni onay) mesela teslim alınan malı mülkü kullandığı sabitse onay verildiği anlamına geldiği belirtilmekte ise de dava ehliyeti bakımından her hal ve kârda parti genel merkezi tek muhatap.
Siyasi Partiler Kanunu'nun 71.maddenin 2.fıkrasında; siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esasların, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunacağı, bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliğinin hiçbir suretle sorumlu tutulamayacağı, merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamayacağı, bu takdirde sorumluluğun, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olacağı düzenlenmiş
Yani Siyasi partinin sorumlu kabul edilmediği borçlanmalarda siyasi parti adına imza koyan kişiler sorumlu. Bu kabilden Tüzük 137. maddesinin 3. ve 4. fıkrasında; Parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin usül ve esasların, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nca tespit edileceği, bu esaslara aykırı olarak veya Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'nun yazılı oluru ile yetkili kılmadığı yahut sonradan bir kararla onaylamadığı alt kademe organlarının yaptıkları sözleşmeler ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı parti tüzel kişiliğinin hiçbir surette sorumlu tutulamayacağı Merkez Karar ve Yönetim Kurulu veya genel başkan yahut parti tüzel kişiliği aleyhine sorumluluk yollarına başvurulamayacağı, yetkilendirilmeksizin veya oluru sağlanmamış işlem ve eylemlerden doğan sorumluluğun sözleşme veya yükümlülük getiren işlem altında imzası olan kişi veya kişilere ait olacağı düzenlemesi yer almış.
Bir kararda 'anılan düzenlemeler gereğince Merkez Karar ve Yönetim Kurulunca anılan sözleşmenin düzenlenmesi için ilçe yönetimine izin verildiğine ya da işlemin onaylandığına dair usulüne uygun olarak yetkilendirme bulunmadığına göre parti teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı parti tüzel kişiliğinin hiçbir surette sorumlu tutulamayacağı, sorumluluğun sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişiye ait olacağı' paragrafları yer almış.
Bunun içindir ki hayal kırıklıkları yaşamamak adına hukukçu arkadaşlar bir siyasi parti aleyhine hukuki işlem başlatırken mutlaka parti genel başkanlığı' nı muhatap almalılar.
Vatandaşlar ve şirketler de bir siyasi parti ile sözleşme alım satım gibi ilişkiler içine girmeden önce il, ilçe başkanlıklarının, yerel teşkilat veya kurulların yetkisizliğini, işlemin geçerli olması için de genel merkezin izin veya onay yazısının önemini iyi bilmeliler.
Saygılarımla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?