Pek çok sanayici, ticaret erbabı, esnaf, girişimci, bir başka işyerini devralırken işe gözü kapalı girmiştir.
Milletimiz girişimcilikte zaten fena değildir.
'Türk gibi başlamak' tabiri de buradan gelir. Ama işin bir de 'Alman gibi devam ettirmeyi 'İngiliz gibi de bitirmeyi' söktüğümüz zaman sanırım bu iş olacak.
Evet, gözü kapalı giriyoruz dedim ya.
Tanık olduğum uluslar arası satımlarda bir tarla, arazi, bahçe, bina, hele hele işletme satın alırken elin Alman'ının masaya koyduğu seksen bin soru, istediği bir klasör belge vardır.
Sıradan bir araziyi satın alırken bile toprağın cinsi, çıkan suyun kaç metreden çıktığı ve kimyasal özellikleri, rüzgarın yönü kuvveti, limana karayoluna uzaklığından tutun da hukuken işi sağlama bağlama adına masaya konulan bilgi ve belge listesi uzayıp gidiyor.
Oysa biz ne yapıyoruz ha şurası mı * arazi, bina, tesis fena değil, aldım gitti, sattım gitti!
Sonra gelsin iyi kötü sürprizler ihtilaf ve hayal kırıklıkları .
Bu girişten sonra tekrar konumuza dönüyoruz.
İşyeri devralanları bekleyen sürprizlere.
SGK Kanunu, işyerini, sigortalı sayılanların maddi ve maddi olmayan unsurları ile birlikte işlerini gördüğü yer olarak ifade ediyor.
İş Kanunda ise işyeri: İşveren tarafından mal ve hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir diyerek tarif ediyor.
Bu anlamda bir İşyerini devralanların dikkat etmesi gereken hukuki ve mali konular çok önemli. SGK mevzuatı ve Vergi mevzuatı ile amme alacakları mevzuatı gereğince devralanların SGK ve vergi borçlarından sorunlulukları bir yana borçlar yasası devir hükümleri ile İcra iflas mevzuatı da devralanların devrenin özel borçlarından da sorumlu oldukları artık bilinmekte.
Ayrıca İş Kanunu uyarınca işyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri de bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçiyor.
İşyerini sigortalılarla birlikte devralıyorsanız çok daha dikkatli olun zira yasa diyor ki 'Sigortalının çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile birlikte devralınır veya intikal ederse ya da başka bir işyerine katılır veya birleşirse eski işverenin kuruma olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Kurum yetkilidir.'
Bu fıkraya göre devreden ve devralan birlikte Kuruma olan sigorta primi, prim gecikme zammı, prim faiz borçlarından sorumludur.
Diyelim ki işyerini devralan alt tarafı 150.000 liralı bir kıymet devraldı ve parasını devredene ödedi. Devreden'in de İki milyon TL' lik sigorta borcu var. Yandın gitti. İncelediğim 5510 SY 89. Madde hükmüne göre devralanın sorumluluğunun limiti gözükmüyor.
Aslında devralanın SGK maliye ve 3.şahıslara karşı toplam sorumluluğunun devraldığı kıymetlerle limitlenmesi gerek. Hak ve nısfet dediğimiz hakiki adalet anlayışı bunu gerektirir ama gerek uygulama gerekse yasalarımızda bu anlamda boşluk var.
Sonuç olarak, siz siz olun bir işyerini devralırken dikkatli davranın.
Salt alım satım yapacağınız mal ve kıymetin hesabını yapmayın. Devredenin mali sigorta işçilik ve özel borçları ile ilgili didik didikçesine bilgi ve belge sahibi olup uzman yardımı almadan bu işe girişmeyin.
İşe yaraması dileklerim ve saygı ile.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?