Özellikle orta öğrenim çağlarında, Yaşar Kemalin romanlarını okumaya başladıktan sonra doğaya bakış açım değişti.
Doğadaki her türlü nesle ve canlı varlıkları adları ile birlikte müthiş bir betimleme yapardı efsane yazar.
Doğadaki her varlığın isminin olduğunu ve onları öğrenmenin yolunu da doğayı sevmekten geçtiğini anlamış oldum.
Merak saldım ağaç, kuş, çiçek, ot, balık börtü ve böceklere, cansız varlıklara da öyle taş, toprak, dere, su deyip geçme doğa onunla güzel.
Eskiden sadece ağaç ve çeşitleri diye baktığım doğanın insanlığa bahşettiği bu mucizelere şimdi isim isim bakıyorum.
Her birinin birinden daha özellikte olduğunu acizane bir şeklide öğrenmiş oldum. Ama içlerinden biri var ki sizler ile paylaşmadan geçemeyeceğim.
Tesbih ağacı
Nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemiyorum ki
!
İlkbahardan başlayayım
bir önceki sezondan kalma, kuruyan açık sarı altın renkli meyveleri halen daha üstündedir, bu sarı renklerin arasından yeşil yapraklar filizlenir.
Daha ilkbahar ayında kısa bir süreliğine sonbahar ağacı gibi durur.
Baharın ilk günleri ile birlikte gürleşen ağaçta sarı renkleri kaybolur yerine eflatun, beyaz ve mor renkli minicik çiçekleri açar.
Bu çiçeklerin dayanılmaz güzellikte kokusu vardır. Üç hafta sürer bu koku ve renk şöleni.
Daha sonra çiçekler dökülür ve zeytin yapraklarına benzeyen yaprakları ile gölgesinin görüntüsü bile insanın içini serinletir.
Sonbahara doğru hafif sararan tesbih meyveleri ile yaprakları yeşil ve sarı renk alarak sonbaharın en tipi özelliğini sergiler.
Kış ayında ise ağacın bütün yaprakları dökülür ve sadece altın sarı rengini almış kiraz büyüklüğündeki meyveleri kalır. Meyveler ,her an düşecekmiş gibi görünürler fakat onlar yağmurdan, rüzgardan etkilenmezler.
Kar yağdığında ise; Sanki bir ressam ağaç gövdesi çizmiş fırçası ile ağacı pamuk beyazına boyamış ve arasında altın sarı meyveleri serpiştirilmiş.
Tablo gibi bu defa o soğuk kış ayında içinizi ısıtır.
Kar kalktığında ise ağacın üstünde üzüm salkımlarını diklemesine benzer bir şekilde tekrar ilkbaharı bekler.
Dört mevsimde dört ayrı güzellik sergiler bu ağaç.
Ben sadece tebih ağacına değil bütün ağaçlara aşığım hepsine elimle dokunur ve severim, onlara asla kıysınlar istemem.
Çok sevdiğim bu ağaçlardan kamuya mal olan yerlere elli tane diktiğimi söyleyeyim ama aramızda kalsın, isteyene yerlerini çaktırmadan gösterebilirim
!
Saygılarımla
.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?