Büyükşehirlere doğru önemli bir akımı yaşıyoruz. Hayatımızın küçük bir zaman diliminde dahi şehirlerde yaşanan gelişmelere tanık oluyoruz. Çoğu zaman geçtiğimiz yoldan bir daha geçerken yeni yapılarla, sokaklarla karşılaşarak hayrete düşüyoruz.
Daha önce bildiğimizi sandığımız bölgelerde kaybolmuş hissine kapılmamız hep bu yüzdendir. Kısa bir süre önce katıldığımız kamu yöneticileri tarafından düzenlenen bir toplantıda çok dikkat çekici bir bilgi aldık; 2010 yılından günümüze Bursa İl genelinde yapılaşma bir kat artmış.
Düşünebiliyor musunuz? On yıl geçmeden Bursa' da bir birim yapılaşma iki birim yapılaşmaya çıkmış durumda.
Aklımızda hep 'beton, beton'; ekonomiyi yönetenlerin gözü inşaat sektöründe. Hiç kimse sektörün yavaşlamasını istemiyor. İnşaat faaliyetlerinde aksama olması durumunda her şeyin kötüye gideceğine inanılmış vaziyette.
İnşaata olan ilgi ve hayranlık artık bir bağımlılık seviyesine yükselmiş durumdadır.
Oysa gelişmiş ülkelerde inşaat faaliyetleri belli bir düzeyde devam etse de bildiğimiz üzere yüksek teknolojiyi içeren hizmet ve ürünler ekonominin gerçek itici gücü olmaktadır.
On yılda bire karşı bir gelişme varken bu inkişaf bize yeterli diyenler olacaktır.
Şunu belirtmek isteriz; günümüzde dünyada en hızlı büyüyen şey bilgidir. Bilginin artış hızına yetişilebilmek mümkün değildir. On yıl içinde bire karşı bir gelişmeyle, bilgide gerçekleşen gelişme arasında yapılacak mukayese okyanustaki kum taneciğine benzeyecektir.
Dünyayı her an değiştiren yeni bilgilerle bir genç Mars' a roket göndermeye çalışırken, diğeri Mars' ın atmosferinden insanın soluyacağı havayı üretmeyi başarmıştır.
Üç beş kişilik çalışma gruplarının yarattığı teknolojik zıplamalar , milyonlarca insanın borçlanarak döktüğü beton miktarıyla bir teraziye konabilir mi?
2018 yılına girdiğimiz bu günlerde nüfus şöyle artacak, şehir şöyle büyüyecek, yapılaşma on yılda katlandı diyerek bir yere varmamız mümkün değildir.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?