(A) firması satın alınan bağımsız bölümü bir yıl sonra alıcı Ayşeye teslim tutanağı ile teslim eder. Aradan bir süre geçtikten sonra alıcı Ayşe mahkemeye başvuruda bulunarak, davalılar olarak gösterdiği arsa maliki (B) ile satıcı (A)dan satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeniyle, satın alınan konutta oluşan değer kaybının ödetilmesini talep eder.
Günlük hayatta pek çok rastlanılan böylesi olaylarda, sorunun sağlıklı bir hukuki değerlendirilmesinin yapılmasında yarar görmekteyiz.
(A) firması ile alıcı Ayşe arasında, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa (kısaca TKK) göre kurulan bir tüketici sözleşmesine bağlı taşınmaz mal satışı vaadi söz konusudur. (m.3)
TKK m.10(1) hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpları satıcıya bildirmekle zorunludur.
Ancak, olayda eksik iş söz konusu ise, bu bir ayıplı iş olarak kabul edilemez. Zira eksik iş, yapılması gerektiği halde yapılmayan işleri, ayıplı iş ise, eserde olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki farkları ifade etmektedir. İşin yapılmayan kısmının teslim ve muayenesi söz konusu olamayacağından iş sahibinin eksik işler yönünden ihbarda bulunmasına ya da ihtirazi kayıt koymasına gerek yoktur. İş sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü sadece ayıplı işler içindir. (bkz.,Yargıtay 13.HD.,19.06.2013,E/K.25184-16764:YKD.,C.39,S.9,Eylül 2013,s.1896 vd.)
TKKda ayıpla ilgili zamanaşımına ilişkin hükümler öngörüldüğü halde, eksik işler konusunda bir düzenlemeye yer verilmemiştir. (TKK m.12,16)
Bu sebeple, konu ile ilgili olarak 11.01.2011 kabul tarihli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146ncı madde hükmünde öngörülen, on yıllık zamanaşımı süresi içinde alıcı Ayşe tarafından hem satıcı (A) hem de arsa maliki (B) aleyhine sorumluluk davası açılabilir. Zira, her ikisi TKK önünde müteselsilen sorumludurlar. (TKK m.35/2 hükmü kıyasen)
Bu durumda, eksik işlerden dolayı satın alınan taşınmazda oluşan değer kaybının, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile ödetilmesi (maddi tazminat) davasının dinlenmesi gerekir. Diğer yandan salt açılacak olası manevi tazminat davasının ise yerinde olmayacağı kanısındayız.
Yürekten esenlikler ve içten saygılarımızı sunarız...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?