Sayın Başbakan Binali YILDIRIM 'ın son Bursa ziyaretinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur AKTAŞ , kentimizin iki ana sorununun, Kentsel Dönüşüm ve Kent içi Ulaşımı 'nın, çözümlerine yönelik hazırladıkları projeleri kendisine sundu. Bu sunuş sürecinde Sayın Başbakanın bir önerisi benim bugünkü yazımın konusu oldu. 'Yol, kavşak tamam da, denetimleri artırmanız gerekir. Denetim olmadan trafik sıkışıklığını tam olarak çözmek mümkün değil.''
Evet denetim, ama elinizdeki ceza kamçısıyla denetim
Biliyorsunuz demokrasi, kurallar demetini kucaklayan bir yönetim biçimi, toplumlar bu kurallar demeti içinde yaşarlar, kişiler kuralların hudutları içinde özgürdür, ama hududu aşmaya kalktıklarında enselerinde ceza kamçısının acısını hissederler, demokrasiyle yönetilen toplumlarda bu sistem, yere, kişiye, zamana bağlı olmaksızın,bu şekilde akar, gider.
Konumuz ulaşımda denetim olduğuna göre gelin, demokrasiyle yönetilen ülkelerdeki ulaşım sistemlerinin işleyişine bir göz atalım; Örneğin Almanya 'ya, otobanlarda en sağ şerit kamyonlara, tırlara, yani ağır ulaşım araçlarına tahsis edilmiştir, bu vasıtalar için bu şeridi diğer şeritten ayıran çizgi adeta duvardır, şeridi çok kısa mesafedeki sollama dışında aşamazlar, peki aşarsa ne olur? Yol boyundaki elektronik denetim sistemi durumu hemen tespit eder ve cezayı yazar, kısa sürede ceza tebligatı adrese ulaşır. Kent içinde özel aracınızla, otoparklar dışında, istediğiniz yerde bırakın park etmeyi, duramazsınız bile, durduğunuz anda çevrede dolaşan görevli elindeki aletle yanınıza gelir, hemen cezayı yazar, kağıdı elinize tutuşturur,
Örneğin Fransa'nın Nantes kentinde, kavşaklarda trafik lambası yoktur, geçiş hakkı kavşağa sol şeritten girenindir, ihlal eden gene elektronik kontrol sistemi içinde cezayı anında yer,
Örneğin Kaliforniya 'da, highwaylerde en sol şeridi, içinde en az iki kişi olan araçlar kullanabilir, tek kişi girdiğinizde altı mil sonra çevrilir, cezayı yersiniz,
Şimdi gelelim bize, her sabah yaşadığım örneği gene vereceğim, Mudanya yolunda , sabah saatlerinde, sanayi bölgesi ve okul servisleri nedeniyle çok yoğun bir trafik yükü oluşuyor, bu yükün içine bir de büyük kapasiteli inşaat kamyonları ve tırlar dahil oluyor, hem de genelde, sol şeritte, gidebildikleri hızda dehşet saçıyorlar, bazı binek aracı kullananlar da, adeta slalom yapar gibi, şeritler arası dans ederek, 80km/sa hız hakkını kullanarak, yoğun trafik içinde uçuyorlar. Bu arada üç şeritli yolun sağ şeridi de park eden araçlarla kullanılmaz hale getiriliyor.
Oysa İçişleri Bakanlığınca yayınlanan kent içi trafik kurallarına göre, ağır araçlar en sağ şeritten gidecek, diğer araçlar da, koşullar uygunsa , 80km/sa maksimum hızla yol alacaklar. Yukarıda verdiğim örneklere göre bu kural dışı hareketlerin anında cezalandırılması gerekli, herhalde cezalandırılmıyorlar, zira ceza kırbacını yeseler bir daha kuralları çiğnemeye cesaret edemezler. Eğer ceza kavramı sadece kağıt üzerinde yazılı kalırsa, Sayın Başbakan'ın önerdiği denetim mekanizması, kent içi ulaşım sorunlarının çözümünde etkin rol alamaz.
Söz Mudanya yolundan açılmışken, son iki ayı aşkın süredir, Geçit'te inşa edilmekte olan demiryolu üst geçidi nedeniyle yol daraltılmasının yarattığı trafik çilesi nden bahsetmeden geçemeyeceğim. Meslek yaşantımda benzeri kritik konumlarda yaptığımız inşaatlarda uygulanan sistem şuydu, orada inşa edilecek yapının, varsa prefabrik bölümleri, ki burada var, önceden hazırlanır, inşaat mahalline getirir, kullanılacak tüm malzemeler o alana depolanır ve 24 saat/3 vardiya çalışma sistemiyle işe başlanır. Eğer bu düzen kurulsaydı, bahse konu yapı en fazla 2 haftada bitirilirdi, oysa nereyse 2 ayı aşkın süredir bu çile devam ediyor, şu anda inşaatta çalışılmıyor bile
Ben, hem her gün bu çileyi çeken, ama hiç sesi çıkmayan Bursalılara hem de kent içi ulaşımın rahatlatılması için büyük emek ve para harcayan Büyükşehir Belediyesi yetkililerine sesleniyorum, lütfen bu çileye son verdirin artık!
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?