Geçen hafta Bursa Hakimiyet Gazetesi yazarı Sevgili Okan Tuna köşesinde, Nilüfer Belediye Başkanı Sayın Mustafa Bozbey'in, Bursa'nın son 15 yılını değerlendirdiği söyleşiyi bizlerle paylaştı. Söyleşinin ağırlıklı bölümünde raylı ulaşım sistemi vardı ve Sayın Bozbey şöyle diyordu;
'Bursa'da ne yazık ki her şey yanlış başladı, yanlış ta devam ediyor. Bursa'ya METRONUN geleceği toplantılarda, ihaleyi alan Siemens firmasına şunu söyledim, 17 km.lik bir ihaleyi aldınız, bunu neden METROYA döndürmüyorsunuz? Şu öneride bulundum, Santral Garajın merkez olmasını, onun üzerinden kat kat olarak her yöne dağıtım olması gereğini, söyledim. Bana dediler ki, ihale öyle oldu, değiştiremeyiz, METRO yerine HAFİF RAYLI SİSTEM koydular önümüze, ne METRO, ne TRAMVAY, ikisinin arası garip bir sistem. Bu sistem, kenti tam ortasından ikiye böldü. DYP döneminde planlanan, ANAP zamanında ilerleyen, DSP döneminde hayata geçirilen Hafif Raylı Sistem, AKP döneminde de yanlışlıklarına devam etti, Recep Altepe döneminde, Batı Garajından üniversiteye yeraltından yapılacaktı, sistemin doğrusu da buydu. Bir gün, bir baktık, bu da kaldırılmış, yine yer üstüne çıkarılmış. İzmir yolu da ikiye bölündü, oysa önceki planda, hat yeraltından üniversiteye kadar gidecek ve hastane yolcularına avantaj sağlayacaktı. Yalova yolundaki o çirkin hat ta yoktu ''
Evet bu söyleşi, Sayın Bozbey'in önümüzdeki seçimlerde nereye aday olacağının konuşulduğu siyasi bir ortamda yapılmış, ancak ben 1999'da siyaset defterini, bir daha açmamak üzere kapatmış, ve fakat yanlış başladığı söylenen raylı ulaşım sisteminin kararını veren, başlatan ve sorumluluğunu taşıyan bir kişi olarak ve de konunun içinde yaşamış bir mühendis gözüyle yeniden, ki her vesile ile bu köşede defalarca anlattım bu konuyu, demek ki okunmamış, bir defa daha 'DOĞRULARIYLA''önünüze sereceğim, umarım bu defa okunur.
Bursa Kent İçi Ulaşım Planlaması Sayın Ekrem Barışık tarafından, uluslararası standartlara uygun olarak, planlamanın içeriğindeki her konunun ayrı uzmanının yer aldığı, yerli ve yabancı firmalar grubuna, 1987 yılında yaptırıldı. Bu planlama, DSİ'nin Bursa İçme Suyu projesi için, sanayileşen Bursa'nın hızlanan nüfus artış trendini baz alarak yaptırdığı nüfus planlaması paralelinde hesaplanan yolcu büyüklüklerine göre yapıldı.
Uluslararası standartlarda, kent içi raylı ulaşım sistemleri saatlik taşıma kapasitelerine göre, 3 sınıfa ayrılır, en düşük saatlik taşıma kapasiteli olanı TRAMVAY, daha büyük taşıma kapasiteli olanı HAFİF RAYLI SİSTEM, en büyük olanı da METROdur, yani raylı sistem yer altına alınınca adı METRO olmaz! Dünya kentlerinde yer üstünde seyreden METRO hatları olduğu gibi, yer altından giden HRS hatları da vardır.
İşte planlamayı yapan uzmanlar, Bursa'nın, yıllara göre nüfus artış trendine paralel olarak, hesapladıkları yolcu büyüklüklerini esas alarak,kullanılacak raylı sistem kapasitesini, HAFİF RAYLI SİSTEM olarak belirlemişlerdir. Bu yolcu büyüklüklerini ve o günkü büyükşehir hudutları içindeki yerleşim yoğunluklarını göz önünde tutarak yaptıkları çalışma sonucunda HRS ağının, doğuya 2 hat, batıya 2 hat ve kuzeye 1 hat olmak üzere, toplam 55km.hatla donatılmasını önermişlerdir.
Rahmetli Teoman Özalp döneminde 55 km uzunluğundaki kent içi HRS'in uygulama projeleri tamamlanmıştır.
1997 yılında, gene uluslararası bir mühendislik gurubuna tarafımdan yaptırılan Ulaşım Master Planı, kent içi ulaşımında, HRS + OTOBÜS hatlarının bütünleştirilmesini, sistemin iskeletinin HRS olmasını, otobüs hatlarının transfer istasyonlarında onu beslemesini, ön görmüştür.
Gelecek hafta HRS oluşumuyla ilgili daha detaylı bilgileri sizlerle paylaşacağım, sadece şu temel bilgiyi hemen önünüze sereyim, raylı sistemin yeraltına alınmasının maliyeti, yer üstünde olmasının en az 5 katıdır.
Devlet Planlama Teşkilatı, Bursa Raylı Sistem Projesi için, kullanılacak kredi faizleri dahil, toplam 300milyon dolar yatırım limiti koymuştur, diğer bir değimle Bursa Büyükşehir Belediyesi bu proje için, kredi faizleri dahil, en çok 300milyon dolar borçlanabilir, işte sistemin uygulama iskeleti, bu limit esas alınarak, oluşturulmuştur.
Özetle, Bursa Raylı Sistem Projesi yanlış başlamadı, Sevgili Okan Tuna ve Sayın Mustafa Bozbey, gelecek hafta bu oluşumun safhalarını okuduğunuzda, umarım bu tezimin doğruluğuna katılırsınız
Devamı gelecek hafta...
'Bursa'da ne yazık ki her şey yanlış başladı, yanlış ta devam ediyor. Bursa'ya METRONUN geleceği toplantılarda, ihaleyi alan Siemens firmasına şunu söyledim, 17 km.lik bir ihaleyi aldınız, bunu neden METROYA döndürmüyorsunuz? Şu öneride bulundum, Santral Garajın merkez olmasını, onun üzerinden kat kat olarak her yöne dağıtım olması gereğini, söyledim. Bana dediler ki, ihale öyle oldu, değiştiremeyiz, METRO yerine HAFİF RAYLI SİSTEM koydular önümüze, ne METRO, ne TRAMVAY, ikisinin arası garip bir sistem. Bu sistem, kenti tam ortasından ikiye böldü. DYP döneminde planlanan, ANAP zamanında ilerleyen, DSP döneminde hayata geçirilen Hafif Raylı Sistem, AKP döneminde de yanlışlıklarına devam etti, Recep Altepe döneminde, Batı Garajından üniversiteye yeraltından yapılacaktı, sistemin doğrusu da buydu. Bir gün, bir baktık, bu da kaldırılmış, yine yer üstüne çıkarılmış. İzmir yolu da ikiye bölündü, oysa önceki planda, hat yeraltından üniversiteye kadar gidecek ve hastane yolcularına avantaj sağlayacaktı. Yalova yolundaki o çirkin hat ta yoktu ''
Evet bu söyleşi, Sayın Bozbey'in önümüzdeki seçimlerde nereye aday olacağının konuşulduğu siyasi bir ortamda yapılmış, ancak ben 1999'da siyaset defterini, bir daha açmamak üzere kapatmış, ve fakat yanlış başladığı söylenen raylı ulaşım sisteminin kararını veren, başlatan ve sorumluluğunu taşıyan bir kişi olarak ve de konunun içinde yaşamış bir mühendis gözüyle yeniden, ki her vesile ile bu köşede defalarca anlattım bu konuyu, demek ki okunmamış, bir defa daha 'DOĞRULARIYLA''önünüze sereceğim, umarım bu defa okunur.
Bursa Kent İçi Ulaşım Planlaması Sayın Ekrem Barışık tarafından, uluslararası standartlara uygun olarak, planlamanın içeriğindeki her konunun ayrı uzmanının yer aldığı, yerli ve yabancı firmalar grubuna, 1987 yılında yaptırıldı. Bu planlama, DSİ'nin Bursa İçme Suyu projesi için, sanayileşen Bursa'nın hızlanan nüfus artış trendini baz alarak yaptırdığı nüfus planlaması paralelinde hesaplanan yolcu büyüklüklerine göre yapıldı.
Uluslararası standartlarda, kent içi raylı ulaşım sistemleri saatlik taşıma kapasitelerine göre, 3 sınıfa ayrılır, en düşük saatlik taşıma kapasiteli olanı TRAMVAY, daha büyük taşıma kapasiteli olanı HAFİF RAYLI SİSTEM, en büyük olanı da METROdur, yani raylı sistem yer altına alınınca adı METRO olmaz! Dünya kentlerinde yer üstünde seyreden METRO hatları olduğu gibi, yer altından giden HRS hatları da vardır.
İşte planlamayı yapan uzmanlar, Bursa'nın, yıllara göre nüfus artış trendine paralel olarak, hesapladıkları yolcu büyüklüklerini esas alarak,kullanılacak raylı sistem kapasitesini, HAFİF RAYLI SİSTEM olarak belirlemişlerdir. Bu yolcu büyüklüklerini ve o günkü büyükşehir hudutları içindeki yerleşim yoğunluklarını göz önünde tutarak yaptıkları çalışma sonucunda HRS ağının, doğuya 2 hat, batıya 2 hat ve kuzeye 1 hat olmak üzere, toplam 55km.hatla donatılmasını önermişlerdir.
Rahmetli Teoman Özalp döneminde 55 km uzunluğundaki kent içi HRS'in uygulama projeleri tamamlanmıştır.
1997 yılında, gene uluslararası bir mühendislik gurubuna tarafımdan yaptırılan Ulaşım Master Planı, kent içi ulaşımında, HRS + OTOBÜS hatlarının bütünleştirilmesini, sistemin iskeletinin HRS olmasını, otobüs hatlarının transfer istasyonlarında onu beslemesini, ön görmüştür.
Gelecek hafta HRS oluşumuyla ilgili daha detaylı bilgileri sizlerle paylaşacağım, sadece şu temel bilgiyi hemen önünüze sereyim, raylı sistemin yeraltına alınmasının maliyeti, yer üstünde olmasının en az 5 katıdır.
Devlet Planlama Teşkilatı, Bursa Raylı Sistem Projesi için, kullanılacak kredi faizleri dahil, toplam 300milyon dolar yatırım limiti koymuştur, diğer bir değimle Bursa Büyükşehir Belediyesi bu proje için, kredi faizleri dahil, en çok 300milyon dolar borçlanabilir, işte sistemin uygulama iskeleti, bu limit esas alınarak, oluşturulmuştur.
Özetle, Bursa Raylı Sistem Projesi yanlış başlamadı, Sevgili Okan Tuna ve Sayın Mustafa Bozbey, gelecek hafta bu oluşumun safhalarını okuduğunuzda, umarım bu tezimin doğruluğuna katılırsınız
Devamı gelecek hafta...
