Takip edenler hatırlayacaktır; uzun bir süredir ekonominin görünümü üzerine yorumlar paylaşmaktayız. İnsanların çılgınca borçlandığı, tüm varlık değerlerinin nefes almaksızın yükseldiği dönemlerde iyimser ortamın yakıtının kredi çılgınlığı olduğunun altını çizmiştik. Borçlanma, değer artışları devam ederken herkesin mutlu olmayı sürdüreceğini ancak kredi balonunun sönmesiyle her şeyin terse döneceğini savunmuştuk.
Bugüne geldiğimizde büyük şirketlerin borcunu ödeyemeyeceğinin anons edilmeye başladığına şahit oluyoruz. KOBİ' lerde yaklaşık iki yıldır yaşanan sıkıntılar KGF gibi enstrümanlarla atlatılmaya çalışıldığını biliyoruz. Kredi genişlemesi tarafında önemli sıkıntıların yaşandığı rahatlıkla ifade edilebilir. İç piyasadaki durgunluğun nedeni budur.
Diğer taraftan vatandaşın gözü daha çok TL' nin değeri ve enflasyonda...
Hayat pahalılaşıyor, aynı zamanda TL değer kaybediyor. TL değer kaybettikçe enflasyon azıyor.
Bu bir kriz algısı yaratıyor, ancak bundan sonraki kriz aslında fiyat artışlarının yaşanmaması hatta fiyatların düşmesinden kaynaklı olabilecektir.
Hala bir miktar kredi kullanılıyor, esas krizi kredi kullanımının durması yaratabilir. Toplumun genelinin krediye boğulduğu ve TL' nin tarihin en değersiz olduğu günlere tanıklık ettiğimiz günümüzde aslında her şey fiyatların tepetaklak gitmesine müsaittir.
Yazdıklarımız bazılarınıza mantıklı gelmeyebilir, ancak hatırlanmalıdır ki ekonomide hep beklenmeyen hatta akılda bile olmayanlar gerçekleşmektedir.
Ülkemizi seviyoruz, toplumumuzun daha iyiyi hak ettiğine inanıyoruz.
Ekonomide her zaman dalgalanmalar, krizler olmuştur ve olacaktır. Hayatın doğası gereği kaçınamayacağımız bu sonuçları iyi değerlendirip, kendimize en sağlıklı yol ve yöntemleri bulmak durumundayız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
